Bayılırım,”Aynı anda birkaç işi birlikte yapabiliyorum.” Diyenlere. Ben de, bir zamanlar öyleydim. Yaşlandım mı ne?

İşte başladı yine sorgulama! Kokusu çıkar hemen merak etmeyin. Çıktı bile.

Deniz kenarında, şezlonga uzanmış, güneşleniyorum. Yarım saatte, odağımı dalgaların sesine zor getirdim. Hani şu evde, yolda, her yerde sıkıldıkça gevşemek adına CD.’ Lerimde dinlediğim dalga sesleri…

Güzellikler elimin altında; fakat ben işleri(eee, ne de olsa aynı anda birkaç iş yapamıyorum) yetiştiremediğimden, o güzelliklere bir türlü odaklanamıyorum. Odaklanmak mümkün mü? Bilmiyorum.

Odaklanmak, adanmak,… Gibi çok ulvi kavramlar kafamı karıştırıyor, aynı anda şu birkaç işi bir arada yapmak söz konusu olunca. Çünkü üstünkörü bir şeyi yapıp geçmek gibi geliyor bana. Öncelikler doğrultusunda, gereken özeni göstermek zaman alıyor. Dolayısıyla diğerlerine ne güç kalıyor ne istek.

Önceliğim şu sıralar kendi sağlığımı tehdit etmeden, Argos’ un sağlığına katkı koymak. Bir aparatı var yürümesine yardımcı olan, dün o bozuldu. Tamir gerekiyor. Aparatla deniz kenarına götüremiyorum, karga tulumba götürüyorum, belimin ve bileklerimin ağrısından sabaha kadar uyuyamıyorum. Çiş,kaka,mama derken bir de baktım ki, oğlumun bebekliğine dönmüşüm. Koşullar da aşağı yukarı aynı. O dönem köyde, şimdi kampta taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışıyorum.

Yaşamın özü de bu sanırım ( ya da benim için); var olabilmek için bir dönem bir şeylere tutunuyorsun, sonra yollar ayrılıyor derken, sırası gelen de zaten gidiyor.