Bir süredir kafamda kurtuluş savaşı sırasında büyük faydalar sağlamış ajan hikayeleri yazmak vardı. Sizlerinde ilgi ile okuyacağınıza sandığım İngiliz Kemal, Cemile hanım hatta Mustafa Sagir gibi ajanların maceralı hayatlarını aktararak sizlere farklı bir seçenek sunacaktım.

Ancak son zamanlarda malum kesimlerin İttihat ve Terakki Cemiyetini aşağılayarak ‘Osmanlı devletinin çok hızlı ve acı bir şekilde dağılmasını sağlamış’ olmakla tarif etmesi aklıma yazı dizisine başlarken İttihat ve Terakkinin kurduğu Teşkilat-ı Mahsusa dan bahsetmek gibi bir fikir getirdi. Bu teşkilat günümüzdeki M:İ:T in ilk tohumları olarak kabul edilebilir.

Ama önce Osmanlı devletinin dağılışına değinelim. 20 Aralık 1881 yılında Duyunu Umumiye İdaresi kurulmuştur. Bu kurum içerisinde sadece bir Osmanlı memuru vardır, o da danışman statüsündedir. Diğer çalışanlar yabancı uyrukludur ve bunlar devlet vergilerini, gümrük resimlerini toplayarak kendi alacaklarını tahsil ederler.

Osmanlı Devletinin 1875 te ilan ettiği borç tutarı 5 milyar 297 milyon 676 bin 500 Fransız Frangıdır. Devletin bu dönem içindeki geliri ise 380 milyon Fransız Frangı olmuştur. Yani Osmanlı maliyesi iflas etmiştir.

İttihat Terakkiciler ise ülke yönetimine 1900 lü yılların sonlarına doğru hakim olurlar. Ülkeyi 1. Dünya Savaşına soktukları için maceraperest ve Osmanlının yıkılmasına sebep olmakla suçlanırlar. Oysa onlar savaşa Osmanlıların etrafını saran ateş çemberini yarıp çıkmak için girmişlerdir. Daha çok idealisttirler, hayalleri ve Dünyayı değiştireceğine inanmış bir yürekleri vardır. Düşüncelerine katılmam ama vatan haini diye de yargılamam. Hele günümüzde yaşananları gördükten sonra. 1. Dünya savaşı sonunda İttihatçılardan geriye Teşkilat-ı Mahsusa kalmıştır. Biz gelelim şimdi asıl konumuza.

Her devletin bir gizli istihbarat birimi vardır. Ve olmalıdır. Türkiye nin de M.İ.T ( milli istihbarat teşkilatı) adında bir kuruluşu vardır ve bunun kökleri Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine, Teşkilat-ı Mahsusa ya dayanır. Teşkilat-ı Mahsusa örgütü 1. Dünya Savaşında önemli görevler yüklenmiş ve çok yararlı olmuştur.

Bu dönemde Mehmet Akif Ersoy da teşkilat adına görevlerde bulunmuştur. Ancak 1.Dünya savaşı Osmanlının yenilgisiyle sonuçlanınca İngiltere'nin baskıları sonucu Ahmet İzzet Paşa tarafından lağvedilmesi için emir verilir. Ancak teşkilat küçük bölgesel gruplara ayrılarak illegal şekilde kurtuluş savaşı mücadelesine katkı sağlamaya çalışır.

1919 yılında teşkilat-ı mahsusa dan arta kalanlardan karakol örgütü kurulur. Örgüt İstanbul üzerinden Anadolu ya insan ve silah aktarır. Fakat başına buyruk hareket ettiğinden Ankara hükumeti tarafından dağıtılır.

Kara Kemal tarafından istihbarat, kaçakçılık ve sabotaj amacıyla Beşler grubu ve Hamza grubu kurulur. Bunların temelinde de doğal olarak karakol örgütünden arta kalanlar vardır.

Eylül 1920 yılında kurulan bu gruplar istenilen noktaya ulaşamadığından Mustafa Kemalin oluruyla, Fevzi Çakmak Paşa Teşkilat-ı mahsusa nın son başkanı olan Hüsamettin Ertürk’ü çağırarak gizli teşkilatı kurmasını ister. Bunun üzerine Hüsamettin Ertürk adı Müsellah Müdafaa-i Milliye olan kısaca MİM MİM olarak anılan örgütü kurar. 3 Mayıs 1921 de TBMM mim mim teşkilatını resmen tanır.

1922-1926 yılları arasında istihbarat çalışmalarını aktif olarak Genelkurmay İstihbarat Dairesi yürütmüştür. Savaş sonrası günlerde Türkiye yabancı istihbarat örgütlerinin çok yaygın faaliyetlerinin gözlendiği ülkedir. Ancak onlara karşı etkin mücadele edecek bir Türk istihbaratı yoktur. Bu nedenle Mustafa Kemal yeni ve güçlü bir istihbarat teşkilatı istemektedir. Bunun üzerine 5 Ocak 1927 tarihinde Milli Amele Hizmeti(MAH) adıyla yeni bir teşkilat kurulmuştur. Bu örgüt 1965 yılında İsmet İnönü hükümeti tarafından M.İ.T e dönüştürülmüştür.

İşte M:İ:T in ilginç ve olumlu olumsuz ibretlikler le dolu kuruluş hikayesi en kısa şekliyle budur.

Gelecek yazıda kurtuluş savaşında büyük hizmet veren Cemile hanımdan bahsedeceğiz.

                            ASIM ÖCAL