Telefonlar açılıyor, konuşuluyor, kapatılıyor. Bazen hopörler açılıp birkaç kişiyle birlikte konuşuluyor. Eş, dost, hısım, akraba, arkadaş olduklarını söyleyen bir sürü insan arıyor.

Birilerinin benim adıma iyi niyetli çabalarının iç gıdıklayıcı hissi dışında hiçbiri bir anlam ifade etmiyor tabii. Onların da altını çizdikleri gibi bunda en büyük etken geçici olarak hafızamı yitirmiş olmam. Çünkü yokluyorum bedenimi; evet biraz susuz kalmış olsa da bu beden bana ait, yani benim bir bedenim var ve bunu farkındayım. Halsizim, boğazım ağrıyor, tat koku alamıyorum falan filan ama ben eski ben miyim? Bak orasını bilemem. Geçmişe ait bir sürü geri bildirimde bulunuyorlar.

“Erkek gibi kadındın her zaman o yüzden takdir etmişimdir seni.”

“Zeki bir insan değilsin ama her zaman çok çalışarak da olsa amaçlarına ulaşmışsındır.”

“Bir kadın ve anne olarak pek becerikli olduğun söylenemez. Gücünü inkâr etmiyorum canım yanlış anlaşılmasın ha!”

“Gülmen nadirdir. Eh bu da dul bir kadın için iyidir.”

“Gezmekten, çalışmaktan başka çaban yoktu. Hayat sana güzeldi hanfendi!”

O da yetmiyor. Bir an önce hafızama kavuşabilmem için güya kendilerince motive edici inançları da sıralıyorlar:

“Güçlüsün, tuttuğunu koparırsın. Dışa dönüksün, insan canlısısın. Alımlısın, her konuda bilgilisin. Lidersin, iletişimin güçlü. Güzel dans edersin, gözün kara, çekinmezsin.”

Fakat hiçbiri bende beden bulmuyor. Olsa olsa bunlar fi tarihinden bahsediyorlar, diyorum. Hani yakın tarihten çok uzak tarihi anımsarmış ya böyle bellek yitimi yaşayan insanlar. Ondandır diyorum içten içe. Ya da bunların görmek istemediği şey; inançların da tıpkı saçımın uzunluğu, belirli bir müzik türünden etkilenmem gibi sabit olmadığı gerçeğini anlamamaktır.

Her neyse kafamı fazla zorlamayayım. Zonkluyor. Enerjimin çok düşük olduğunu farkındayım. Bir de çağın hastalığı dedikleri covitten yattığımı biliyorum.

Gözkapaklarım kapanırken zihnimin gerisinde cılız bir sesi duymamazlıktan gelemiyorum:

“Oğlu, köpeği öldü. Derken anacığınla sımsıkı sarılmışlardı birbirlerine. İyi kötü idare ediyorlardı birbirlerini. Zavallı, annesi hastanede ya! Kapattı kendini.”