Hayat nedir? diye bir soru sorsam eminim ki binlerce farklı ama bir birine yakın cevaplar alırım.  

Çeşitli felsefi tanımlar, görüşler, tezler de ortaya çıkar. Bununla ilgili birçok düşünür, filozofta çeşitli tanımlar yapmışlardır zaten.

Mesela Platon, hayatın anlamını "daha çok öğrenmek" olarak değerlendirmiş. Aristo, hayatın amacını "iyi olmak" şeklinde tanımlamış. Bir kelime ile tanımlamak gerekirse hayat "yaşam" demektir. Yani, doğum ile ölüm arasında geçen zaman.  

Bütün canlılar doğar, yaşar ve ölürler ama düzenli bir hayat sürdükleri söylenemez. O halde hayatın varlığı insan olabilmekle ilintilidir. Peki, insanlar niye vardır? Sorusunun cevabı ise Kur’an-ı Kerim’de, Zariyat Suresi 56. Ayetinde verilmiş; "Ben cinleri ve insanları, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım."    

Allah’a kulluk nedir? diye düşündüğümüzde ise karşımıza "hayat" denen şey çıkar. Yakarıda da bahsettiğim üzere öğrenmek, iyi bir insan olmak, topluma faydalı olmak, okumak, gezmek, zamanını gereksiz şeylerle geçirmemek, uyumak, yemek, içmek, meşru bir şekilde eğlenmek ve seni yaratana şükrederek ibadet etmek gibi birçok şeyi hayatın içine koyabiliriz.  

Diri olmak, ömür, yazgı gibi kelimeler de hayat kelimesinin daha iyi anlaşılmasına katkı sunar.

İnsanların sık sık kullandığı "hayatın anlamı" ise kişiden kişiye değişir. Anne, baba, kardeş, eş, çocuk, sevgili gibi kişiler olabileceği gibi din, inanç, dünya görüşü, bayrak, vatan, namus gibi kavramları da insanlar önceleyebilir.  

Ama birine siz hayatımın anlamı diyebiliyorsanız aldığınız her nefesi kendiniz için olduğu kadar onun için de alıyorsunuz demektir. Onun için yaşıyor, ondan yaşama sevinci alıyor, hayatınızı onun için değerli sayıyorsunuzdur.  

Onun için hayata bağlanıyor veya vazgeçebiliyorsunuz demektir. Hayatta onun için mücadele ediyor, onun için hayatınızda olmaması gerektiğine inandığınız şeylere/kişilere katlanıyorsunuzdur. O mutlu olunca sizde oluyor, mutsuz olunca siz de susuz kalan bir reyhan yaprağı gibi susuz kalıyorsunuzdur.  

Hayatınızda "hayatın anlamı" dediğiniz kişiler varsa, ne mutlu size…

Fahrettin Çelik