Önümüzdeki günlerde, temsili demokrasi gereği siyasetçiler sine-i millete dönecekler…
Yani, yıllardır parlamentoda varlığını sürdüren mevcut parlamenterlerin birçoğu, yeni adaylarla birlikte yeniden seçilmenin gayreti içerisindeler.
“Kime niyet kime kısmet” misali elbette kimisi girecektir meclise, kimisi de seçmenin kırmızı kartına takılarak eremeyecek muradına.
Partilerin genel başkanı oluruyla aday gösterilenlerin hepsi doğal olarak sahaya inmiş yarış halindeler şu sıralar.
Allah kimsenin emeğini boşa vermesin ve hak edene vekillik etiketi nasip etsin.
Lakin siyasal hareketlerin yerel temsilcileri ile vekil adayları şunu bilsinler ki; seçmen gürültü kirliliğine asla pirim vermiyor.
Yaklaşan genel seçimler vesilesiyle düzenlenen kampanyalar kapsamında, araçların sokakları arşınlayarak, yüksek sesle müzikli propaganda yapıyor olması ahalinin tepkisine neden oluyor.
Şehir genelinde oluşan gürültü kirliliğine karşı reaksiyon gösteren kitlelerin sesini duymazlıktan gelen adayların birçoğu, 12 Haziran akşamı nedametle gözyaşı akıtırlarsa şaşmamak lazım.
Eskiden seçim sürecinde çeşitli propagandalar yapılırdı, türlü gürültü ve görüntü kirliliği oluşturulurdu. Dolayısıyla vatandaşlar da buna cevaz verirdi.
Ama velâkin, devir eski devir değil, artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Dünya değişti, insanlar değişti, siyasetçiler değişti.
Medenileşme yolunda toplumun hızla yürüdüğü bu devirde, propaganda amaçlı görüntü ve gürültü kirliliği nahoş karşılanıyor artık.
Araçların, bangır bangır müzik sesleri eşliğinde cadde ve sokakları arşınlıyor olmaları vatandaşı canından bezdiriyor.
Hasta olan var, yasta olan var, can sıkıntısından kuytu köşelerde sineye çekilen var. Kendimizi düşündüğümüz kadar neden karşıdakini de düşünmeyecek kadar vurdumduymazlaşıyoruz?
Her fırsatta Avrupalılaşmak uğruna yoğun gayret gösterenlerin, Avrupalıların seçim sürecinde uygulamış oldukları stili özümsememesi kocaman bir çelişki doğuruyor…
Toplumdaki mevcut paradoksun düzelmesi için elbirliğiyle çaba harcanırsa, seçim propagandasına da olumlu yönde yansıyacağı kanaatindeyim.
Selam, sevgi ve gönül muhabbetlerimle… 17.05.2011
Bilal KARADAĞ