Hiç özeleştiri yapıp derinlemesine düşündüğünüz oldu mu?

Kaybettikleriniz mi daha çok, yoksa kazandıklarınız mı?

Aklınıza gelen her şey için geçerli, illa da dost kazanmak veya kaybetmek için!

Şimdi düşünün bakalım, gerçek dostunuz var mı?

Zamanı geçmemiş, hiç de geç değil.

***

Kimileri yukarı doğru çıkarken,

Kimileri aşağıya doğru iner.

Kimileri tüy gibi göğe çıkarken,

Kimileri de şeytanın eşeğine biner.

***

Dost meclislerinde dostlarla yapılan dostça muhabbetler, dostları ihya eder, mutlu eder, insan-ı kâmil, adam gibi adam eder.

***

Dostun derdi, seni dertlendirmiyorsa; hala hamsın, pişmemişsin demektir.

***

Yüzlerce seviyesiz, dengesiz, tutarsız ve bukalemun gibi dostların olacağına, adam gibi adam olan bir dostun olsun yeter.

Kuru kalabalığın manası yok, az olsun, öz olsun, ama dost olsun.

***

Dostun yanında, dost hak söyler,

Dosta olan muhabbeti, halk söyler.

***

Dost meclisinde, hak söz ile mest oldum,

Dost muhabbetiyle, Hakk’a derdest oldum.

***

Dost bilirim, dostunu dostuyla görür,

Dosta muhabbetle, ila Hakk’a yürür.

***

Dost var her daim dostu dosttan eder,

Dost var her daim dostla hemhal eder.

***

Öyle veya böyle bir şeyler yaparak birini üzdüğün zaman başkalarını sevindirmiş olursun.

Ya da birilerini sevindirdiğin zaman, belki başkalarını da üzmüş olursun.

Her halükarda bir sıkıntı söz konusu!

Ya bu nasıl bir iştir, anlamadım gitti.

Anlayan, açıklayan var mı?

 
 
 
 

Kerim BAYDAK