Demek ki, ne yapmak lazımmış? Dışarı çıkmak lazımmış! Neden? Yazı yazmak için malzeme toplamağa. Neden? Yaşadığını duyumsamak için. En azından benim için öyle. Ben dışarıya çıktığım zaman “ Oh, dünya varmış! “ diyenlerdenim. Size birçok neden sıralayabilirim daha. Fakat bugün bu iki neden benim için yeterli.

Sabah, çok soğuk olmasına rağmen; köpeklerimize ekmek alma bahanesiyle bir buçuk kilometre yürümeye karar verdim. Fakat baktım ki, Kar’ a ( köpeklerimizden birinin adı) seslenirken kar serpiştiriyor. Ne kadar uyaklı oldu değil mi?

Hemen geri döndüm, şemsiyemi aldım ve yola koyuldum. Köpeklerimize ekmek alamadım ama kendi ekmeğimi alıp dönüş yoluna koyuldum. Bu arada okul saati de geldi tabii. Ayrıca benim yolum da okulun önünden geçiyor. İki küçük erkek öğrenci önümde yürüyordu. Onlara yetiştim, tam geçiyordum ki; ikisi birden “ Günaydın abla! “ dediler. Hem nezaket derslerinden dolayı utandım, hem de bana  “ abla “ diye hitap etmelerine sevindim ve ben de karşılık verdim.

Fakat beni öyle kolay kolay bırakmaya niyetleri yoktu bacaksızların. Bir tanesi; “ Abla yağmur değil, kar yağıyor; neden şemsiyeni açmışsın ki? “ diye sordu. Ben de; “ Uzun zamanda kar da yağmur gibi ıslatır eriyerek. “ dedim. Baktım, çok ilgisiz kalıyorum; kaça gittiklerini sordum. Biri ikiye, diğeri dördüncü sınıfa giden iki kardeşmişler. Ağız birliği etmişlercesine ikisi birden bu sefer “ Abla sen kaça gidiyorsun? “ dediler. Önce şaşırdım, fakat çaktırmadan cevap verdim; “ Ben emekli öğretmenim. “ Sonra birden jeton düştü. Benim de onlar gibi sırtımda sırt çantası vardı. Köpeklere fazla ekmek alacağım; hem ekmekler ıslanmasın, hem de ellerim boş kalsın diye, dağlara çıkarken kullandığım sırt çantamı almıştım. Hemen onun açıklamasını yaptım ve sohbet koyulaştı da koyulaştı. Ta ki onlar okula girinceye kadar.

Onlardan ayrıldıktan sonra, kendi kendime gülümsedim. “ Abla sen kaça gidiyorsun? “ Al sana yeni yazının başlığı. Fakat diğer ayrıntıları da vermek adına başlığı değiştirdim. Çünkü duygu olarak çok mu çok zengin hissettim kendimi. Şu çocuklar ne kadar saf, temiz ve bir o kadar da tatlılar...dan tutun da, bakkalı bile öpesim geldi; hiç ummadığım halde onda köpeklerime bayat ekmek bulunca. Hayat çok güzel ya!