İnsan, yaşantısı boyunca, çeşitli söylemlerde bulunur.
Bu söylemleri, insan olan herkes muhakkak söylemiştir.
İnsan kin, nefret, kırgınlık şikâyet, sitem, yakınma, huzur, sevinç, mutluluk, doğru, yanlış, eksik, fazla, onlarca yüzlerce, belki binlerce söz ve söylemlerde bulunmuştur.
Şimdi aşağıya sırlayacağım sözlerden hangisini, bir veya birkaç tanesini “ben hiç söylemedim” diyebilir.
*Ben nasıl tutunacağım hayata şimdi.
*O benim dünyamdı.
*O olmadan, asla yaşayamam.
*Kimse beni anlamıyor.
*Bu dünyada bir başına bırakılmışım.
*Kimsesiz, bahtsız bir bedeviyim.
*Şanssız, çirkin, beğenilmeyen herhangi biriyim, bir hiçim.
*Çok şükür, bu da bitti.
*Haydi, bakalım, al işte.
*Bir daha kimse beni onun kadar sevmeyecek.
*Bir daha kimseye güvenmeyeceğim.
*Ben, çirkin olmalıyım ya da çok mu çirkinim.
*Evet, evet, o hem çok çirkin ve de bakımsız biri.
*Başkası yoksa bana niye ihanet etsin ki...
*Aslında, tuhaf olan benim, tuhaflık bende.
*En güvendiğim kişi dediğim dostum da bana bunu yaptı ya, daha ne diyeyim.
*Herhalde bundan sonra, asla kimseye güvenmem, güvenemem.
*Artık benden bir halt olmaz.
*Bir daha asla kimseye iyilik yapmayacağım.
*Lafta ağabey-kardeşiz ama…
*lafla peynir gemisi yürümüyor bilesin!
*Beni destekleyeceğine, kalkmış kuyumu kazıyor.
*Annem, babam, kardeşlerim, akrabalarım bana düşman oldu.
* Kendi hatalarını görmüyor; ama benim hatalarım üzerimden çeşitli primler kazanıyor.
*Helal olsun, ailemi zihninden silmeyi başardı.
* Olmaz olsun, böyle ağabey, böyle kardeş…
*Gel de takma yani!
*Tuhaf yani, yazıklar olsun!
*Zalimsin hayat, bir bana mı zorsun.
*…. Daha neler neler.
Beklentilerimiz var,
Pişmanlıklarımız var,
Yanlışlıklarmış var.                                                                                                                 
Çözüme kavuşturmak istediklerimiz var.
Olaylara bakış açımız, mukavemetimiz, idrak etme gücümüz,
Yorumlama kabiliyetimiz,
Yaşadıklarımız, bize sunulanlar, fırsatlar,
Talepler, beklentiler, davranış ve davranımlarımız,
Görmek istediklerimizi görmemiz, görmek istediğimiz gibi bakabilmemiz değişmediği sürece, hep bu türden şikâyet ve sitemlerde bulunuruz.
Aceleci, sabırsız, hızlı, zamana kafa tutan halinizi terk etmeden,
Ağır ve yere sağlam basmadan, ne istediğinizi bilmeden, kendinizi bunlardan soyutlayamazsınız.
Yaptıklarınızın farkına varmadan, kendi kendinize çekidüzen vermeden, bir takım olur olmaz yaşanmışlıkların içerisinde görmemeniz mümkün değil.
Artık karar verin, ne yapacağınıza, ne söyleyeceğinize?..
 
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artanqhotmail.com