Şimdi başlığa bakıp Asım yine kırmaya dökmeye başladı diyeceksiniz ama yanılıyorsunuz. Kalbimi kıran çok olsa da benim kimseyi kırıp dökmeye niyetim yok. Başlık, düşüncelerine çok değer verdiğim bir hocanın kitabının adı. Uydurulan değil, indirilen dinin anlatıcısı bu yürekli din adamı kitabında anlattıklarıyla hepimizin ezberini bozuyor.

Yazımda kitaptan ezber bozan bazı bölümler paylaşacağım. Gerisi size kalmış.

Hocam anlatımında, ‘Kur’an’da zulmün dört temel dayanağı’ olarak Firavun, Haman, Bel’am, ve Karun’u görür.

FİRAVUN; zalim hükümdardır.

HAMAN; zalim hükümdarın emrindeki bürokrattır. Askeri güçtür.

BEL’AM; zalim hükümdarın kararlarını onaylayan sahte din adamıdır. Kur’an, Bel’am’ı şöyle tarif eder ‘O, dünyaya meyletti ve nefsinin hevasına uydu. Onun ibret verici hali, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğe benzer.’ (ARAF-176)

KARUN; zalim hükümdarın servet sahibi kıldığı zengindir.

Kısacası hocamın tarif atiği, etmeye çalıştığı şey halkın hep bu dörtlü ile kontrol altına alındığıdır. Firavun, otoriteyi, Haman, otoritenin kullandığı askeri gücü, Bel’am halkı ikna eden din adamını, Karun ise sermayeyi ifade eder.

Hocam, kitabının ikinci bölümünde ‘ din adamları sınıfının dine İhaneti’ni anlatıyor. Bakın ezberleri nasıl bozuyor:

Kuran’da din adamlarına uyun diye tek bir satır yoktur. Nebiler tarih boyunca kendini dinin sahibi zanneden din adamlarının tahrip ettiği İslam’ı toparlamak için gönderilmiştir. Kur’an din bilginlerine itaat edip onları RAB edinmeyin der. Onların çoğu sizi doğru yoldan saptırır, onların çoğu sizi Allah’la aldatır der.

Kur’an da geçen ‘alimun’ kelimesi gelenekçi dincilerin dediğinin aksine alimler, din bilginleri demek değildir. Bilenler, bilgi sahibi olanlar demektir.

Kitabın dördüncü bölümünde, günümüz Müslümanlarının halini çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Slogan atarak, ucuz kahramanlık göstererek, Müslümanlara dua, kâfirlere beddua edip, yapmamız gerekenleri Allah’a havale ederek, sorumluluktan kurtulamayız diyen hocam, cennete uydurulan kimlikle değil, yaşanan hayatla gidilir. Diyerek aslında kendini Müslüman sanan günümüz sahtekârlarına okkalı bir tokat atıyor.

Devleti idare eden siyasetçi, sevgi dolu bir yüreğe sahip değilse adaletsiz olur. Din anlatan bir din adamı, sevgi dolu bir yüreğe sahip değilse merhametsiz olur. Diyen hocamız hepimize ders veriyor.

Şimdi bir kısım okurun hocam, hocam diyor ama kim bu adam dediğini duyar gibiyim. Ama bir kısım okurun da daha başlığı görür görmez TIRPAN hoca dediğine eminim.

Bilenler bilmeyenlere anlatsın demeyeceğim tabi ki. Şimdi size biraz MEHMET TIRPAN hocadan bahsedeyim.

MEHMET TIRPAN 1968 Adıyaman doğumlu. İlk, orta tahsilini Adıyaman’da tamamladı. 1990 da ŞURA adlı gazeteyi çıkardı. 1995 de Mardin Kızıltepe müftülüğünde göreve başladı. Diyanette murakıp ve İmam Hatip olarak görev yaptı. Şu anda Çalışma Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde Din görevlisi olarak çalışan TIRPAN hocanın, Medeniyetlerde kadın, Aykırı yazılar, Peygamberimizin 24 Saati, Oruç Rehberi, Peygamberimizin Dilinden Duan ve Zikirler, Kur’an (Diyor Ki! De Ki), Kuran da Toplumsal Kavramlar, İslam’a Karşı İslam isimli kitapları bulunmakta.

TIRPAN hoca, olaylara bakışı, yorumlayışı hoşgörüsü ile günümüz din adamlarından çok farklı bir yerde duruyor. Uydurulmuş değil, indirilmiş dini öğrenmek isterseniz TIRPAN hocanın kitaplarını okuyun derim.

ASIM ÖCAL

16.10.2021