Arttırılan vergiler ve bazı küçük hileler ile kağıt üzerinde büyüdüğümüze sevinenlere ithaf olunur..!

Ve şunu sormak gerekir ki ekonomi büyüdüyse vergi oranları neden artıyor, işsizlik neden artıyor, yoksulluk neden artıyor, yardıma muhtaç insan sayısı neden artıyor, ben neden oturduğum yerden fakirlesiyorum. Ben neden daha çok çalışıp daha az şey alabiliyorum, daha az kazaniyorum. Daha doğrusu ben neden gecinemiyorum.

Bundan 16 yıl önce yani 2002 de bir asgari ücretle 12 tane çeyrek alabiliyorken bugün bir asgari ücretle 5 tane çeyrek alabiliyorsun. Miktar olarak maaşının arttığını zannediyorsun ya işte sadece miktar olarak maasin artıyor alım gücün ise gün geçtikçe daha da düşüyor. Yani reelde kaybediyorsun. Her şeyi alkislamayin, düşünün, karsilastirin yoksullasiyoruz ve sebebi biziz.

Simdi abartısiz maaşımın 1/3'ünü sadece kiraya veriyorum. Ben simdi nasıl geçinim, nasıl birikim yapim, birikimi geçtim çalışırken bile yarı açım yarı tokum. Şimdi ben nasıl büyümüş oluyorum ? Nasıl nasıl nasıl ?

Ne yazık ki karşımızda üreterek büyüyen bir ekonomi yok, tüketerek büyüyoruz yani borclanarak. Uretemeyen ekonomi çökmeye mahkumdur, üretemeyen ülkeler bağımsızlığını kaybeder. Uretemeyen ekonomi bagimlidir, bağımlı ekonomi hürriyetsizliktir. Diyorum ki biz özgür bir ülke değiliz sebebi ise tüketici toplum olmamız. Uretmiyoruz, uretemiyoruz. Iktidar sahipleri uretmemizi istemiyorlar. Olur mu öyle şey diyenlere sadece tütün neden yasaklandi acaba diye hic düşündün mü diye sormak istiyorum. Düşün lutfen. Sor ya, sorgula ya kaybediyoruz geleceğimizi farkında değil misiniz! Ekonomik özgürlüğümüzü kaybediyoruz. Dilenci gibiyiz sürekli yardım bekliyoruz. El açıyoruz birilerine. Veren değil alan el olduk oysaki veren el üstündür alan el değil.

Şuan bilmem farkında mısınız ama ki büyük ihtimal değilsiniz, 365 günün 182 gününü sadece vergi odemek için çalışıyoruz. 

Gelişmiş ülkelerde devlet vatandaşına bakar. Ona istihdam alanları açar, onu meslek odaklı eğitir ve is sağlar. Işsiz kalırsam açlıktan ölürüm diye düşünmez çünkü devlet ona hem maaş verir bu arada da iş bulur. Ama bizim ülkede çalışırken bile açsındir. Ev kirası fiyatına günde en az 10 saat calirsin. Diyorum ki devlet bize değil biz devlete bakıyoruz, farkında mısınız! Ki değilsiniz anladigim kadariyla o yuzden lütfen farkina varın artik.

Bilin ki eğer ülkeyi yönetenler bu kadar çok zenginse, bu kadar lüks içinde yaşıyorsa sebebi sensin. Uyan artik, uyuma lütfen...

Devletin ekonomisi büyüdü mü bilmem ama benim ekonomimin küçüldügü kesin. Maalesef ki halinden memnun olan açlar yüzünden benim ekonomim hiç bir zaman buyumeyecek.

Kendinize sorun ya ben neden fakirim, benim neden bir evim, bir arabam yok ve benim neden bir ton borcum var. Ben neden işsizim, benim çocuğum neden işsiz, ben neden mutlu değilim, ben neden korkuyorum, ben neden adalete guvenmiyorum, neden gençler intihar ediyor, çocuklarına bakamadigi için kendini yakan kendini asan bu kadar insanın vebali kimin üstünde.

Susmak dahil olmaktır, onaylamaktir. Ve sus, sus ki sıra sana daha çabuk gelsin. Senin de canın yanacak, o başkası birgün senin yakının olacak kimbilir belki de o başkası sen olacaksın. Issizlikten intihar eden birgün belki de sen olacaksın diyorum. Heyyy sana diyorum, duyuyor musun? Evet tam olarak sana sesleniyorum.

Her şey iYi olacak sen soru sormaya başladığın zaman, sorguladigin zaman, düşündüğün zaman, empati kurduğun zaman.

Velhasıl kurtarıcı bekleme, kurtarici kendin ol... Kemal Atatürk' ün de dediği gibi.