Tütün ile ilgili yapılan eylemler, yol kesmeler, tutuklamalar nedeniyle ilimiz ülke genelinde konuşulur oldu.

Bugüne kadar tütün ile ilgili çok şeyler yazıldı, konuşuldu ama sorunun gerçek yüzü ve çözüm yolu ile ilgili az şeyler dile getirildi. Zira bu konu istismara açık olduğundan kimisi siyasetinde kimisi ise ticaretinde çok yol aldı.

Tütünle ilgili ben söylenenlerden biraz farklı düşünüyorum. Bir kere baştan söyleyeyim tütüne alternatif ürün yok. Tütün tarlayı en iyi dinlendiren ürün. Tütün yarıcılık sistemi ile de yapıldığından hiç toprağı olmayan çiftçi için de geçim kaynağı. Tütün emek yoğun bir ürün olduğundan bu işle uğraşan aileler için de çok önemli.

Tütüne önce kota koyup sonra yasaklanma sürecinde uzun yıllar olumsuz propaganda yapıldı. Tüm medya kuruluşlarında satılmış kalemler toplumu özelleştirmeye hazırlamak için üretim fazlası var, fazlasını yakıyoruz, üretici balyanın içine taş toprak koyuyor diye yazıp çizdiler.

Hemen belirteyim, özellikle doğuda balyaların içine gerçekten taş toprak konuluyordu. Ama sen devletsin, eksperin var bu gibi istismarları önlemek senin görevin.

Devlet tütünü yakmak zorunda kalıyordu söylemi de doğru; gerçekten kalitesiz olan kısım yakılıyordu bu da gayet normaldir.

Üretim fazlası vardı; diyenler art niyetli küresel sermayeye hizmet eden iliştirilmiş kalemlerdir ve burada benim farklı bir iddiam var. Velev ki üretim fazlası var, velev ki fazlasını yakıyoruz, öyle olsa bile hiçbir iş yapmadan devletten para alıp tembelliğe, asalaklığa alışan, alıştırılan kesimin aldığı paradan daha helaldir tütüncünün parası. Zira tütüncü yıl boyunca ailece eker, kırar, balyalar teslim eder parasını aldığında içinde bir emek vardır. Devlet çöpe de atıyorsa, yakıyor olsa da üreticiye verdiği para alın terinin karşılığıdır. Üretim fazları var diyenlere rakamlarla da karşılık vermek isterim. Çok ilginç ama üretim fazlası var diye yasakladığımız tütünü 2003-2019 yıllarında 1milyon 62bin ton İTHAL ETMİŞİZ. Bu ithalata 5 MİLYAR 461 MİLYON DOLAR ödeme yapmışız. Sadece 2019 yılında 82 bin ton yaprak tütün ithalatının çoğunluğunu BREZİLYA, MOZAMBİK VE HİNDİSTAN’DAN yapmışız. Karşılığında 397 milyon dolar ödemişiz. Yani kendi üreticimizi cezalandırmış, başka ülkelerin üreticilerine maddi destek vermişiz.

Gelelim tütün üreticisinin haksız olduğu bölüme: en başta şunu söyleyeyim özellikle bölgemizde üretilen Şark tipi tütün kuru ziraat ile olur. Suyun çok önemli olduğu bir dönemden geçiyoruz, dolayısıyla tarımsal sulamada kullanılan suyun tütünde kullanılması israftır, yanlıştır. Dağ köyleri hariç ovada sulu tütüne izin verilmemelidir. Dağ köylerinde 1-2 dönümde hadi 5-10 dönümde sarmalık tütün için üretim izni verilmeli, yasak konulmamalıdır. Ancak ovada geniş arazilerde sulu tütün üretiminin yasaklanması doğrudur.

Peki, bu yazdıklarımı iktidar biliyor mu? Elbette biliyor. Peki, iktidar bu yanlıştan döner mi? Tabi ki hayır. Zira küresel sermayeye verilen sözleri tutmak zorundalar, ikincisi ise bu uygulama biraz da köylüyü, üreticiyi yoksullaştırma politikasıdır ve bu iktidarın asıl amacı yoksul kitleler oluşturup kendisine bağımlı, sözünden çıkmayan, çıkamayan seçmenler topluluğunun çoğalmasıdır.

Ne zaman ki köylüler, üreticiler işin siyaseti ve ticaretini yapanların etkisinden kurtulup birleşerek haklarını ararsa sorun ancak o zaman çözülür.

ASIM ÖCAL

25.07.2021