Dünyada, Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor.
Her tarafta kan, katliam, gözyaşı…
Her tarafta, işkence, zulüm…
Ölenler kadın, erkek ve çocuklar,
Ölenler mazlumlar, günahsızlar…
Planlı programlı bir soykırım, inanılmaz bir intikam hırsı var.
Vuranlar zalimler, Nemrutlar, Firavunlar, Ebu Cehiller…
Ne din kalmış, ne inanç, ne merhamet ve ne de vicdan…
Ahlak tükenmiş, vicdanlar körelmiş, inançlara, hassas değerlere saygı bitmiş…
Kendi menfaatleri uğruna insanları (özellikle Müslümanları) birbirine kırdırıyorlar.
Savaşı sona erdirmek için kimsenin kılı bile kıpırdamıyor.
 
***
Yıllarca ne zorluklarla doğan ve büyüyen, insanlar bir an da ölüp gidiyorlar.
Normal bir ölüm olsa tamam da…
Dünyanın jandarmalığına soyunan bazı ülkelerin menfaatleri uğruna…
Seçilmiş olduğunu düşünen kan emicilerin yağdırdıkları bombalarla ölüyorlar.
İşte kabul edilmeyen budur.
Kimse kimsenin hayat hakkına son verme gücü ve kuvvetine kendinde göremez.
Bu nasıl bir aymazlıktır, bu nasıl bir düşünce biçimi ve yaşam felsefesidir.
İnsanlığın iflas ettiği bir dönem yaşıyoruz.
Bu iflasın ortasında ölümler seyirci kalınmaktadır.
Özellikle İslam coğrafyasının kan ağladığı bir ortamda…
Yine özellikle Müslümanlar balkondan seyirci oluyorlar.
Öyle ki ölenler ve başkalarının emriyle öldürenler de Müslüman olunca…
Öldürenler Allah’u Ekber derken, maalesef ölenler de Allah’u Ekber demektedir.
İşe bunu anlamakta zorlanıyorum inanın!!
 
***
Bu gün bu ortamda Efendimiz, Peygamberimiz bu olanları görseydi…
Ölenin de öldürenin de Allah’u Ekber dediklerini duysaydı…
Bize nasıl şefaat ederdi, bizler nasıl yüzüne bakardık,
Kendi aramızda anlaşamazken, nasıl bu iki dünya Peygamberine ümmet olurduk acaba?
Vallahi merak ediyorum!!
Aramızdaki bu tefrika olduğu sürece, Müslümanlar daha çok çekecekler sanıyorum.
Zaten bize uyarısı verilmemiş mi?
“Kendisine apaçık deliller geldikten sonra, parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. Onlar için kıyamet günü büyük bir azap vardır.”(Âl-i İmran Sûresi, 105. Âyet-i kerime)
denmemiş mi?
 
***
Dünyada ABD, Ortadoğu’da katil ve zalim İsrail…
Hiç başkalarının kuvvetli olmasını, gelişmesini isterler mi?
Elbette hayır! Bunun ellerinden gelecek her şeyi de yaparlar.
Halklara özgürlük, sosyal adalet ve eşitlik safsatalarıyla…
Kanlı oyun senaryoları hazırlayarak, ABD, İsrail ve bazı ülkeler işbirliğiyle…
Kendilerine tehdit algıladıkları her ülkeye (özellikle İslam) saldırıyorlar.
Onlar çeşitli tuzaklarla ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürürken…
Müslümanlara da ancak ve ancak ağıt yakmalar kalıyor.
Türkiye’nin bölgede güçlenmesini kaldıramıyorlar.
Türlü tuzaklar, önümüze engeller çıkarıyorlar.
Çünkü en son kale Türkiye’dir.
İnanın, bu kale düşmedikçe, ne ABD, ne İsrail ne de diğer ülkeler rahat ederler..
 
 
Kerim BAYDAK