Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi, Adıyaman’da da Suriyeli sığınmacı kaynıyor.

Sözde halkını korumak adına, halkına kıyım uygulayan, katliamlar yapan Esad’ın zulmünden kaçan Suriyeliler, komşu ülkelere sığınmaya başladılar.

Zulüm altında inim inim inleyen halk,  her şeyini geride bırakarak, birçok ülke gibi Türkiye’ye de sığınmaya başladılar. Mülteci durumuna düşen Suriyelilerden durumları iyi olmayanlar kamplara, çadırlara yerleştirildiler ve A’den Z’ye bütün masrafları devlet tarafından karşılanmaya başlandı. Durumu iyi olanlar, bir şekilde Türkiye’nin çeşitli şehirlerine girişler yapmaya başladılar.

Savaştan kaçan Suriyeliler, belki izinli, belki izinsiz kaçak, gayr-ı meşru, kanunsuz yollardan giriş yapanlar, bir takım sorunları da beraberinde getirdiler.

Gerek devlet, gerek dernek, vakıf ve sivil toplum örgütleri, gerekse Türk halkı her konuda yardımcı olmaya, üzerine düşeni yapmaya başladılar.

Kendi imkânlarıyla gelen sığınmacılardan durumu çok iyi olanlar, lüks hayat yaşamaya başladılar, durumu orta da olanlar ise şehrin varoşlarına yerleşerek, yaşamlarını idame ettiriyorlar. Kaçak durumunda olan Suriyeliler, bazı işlerin yürütülmesinde vazgeçilmez oldular. Çünkü ucuz işgücü bulan çeşitli meslek gurupları, Suriyeli insanlardan nemalanmaya başladılar.

El emeği gerektiren hangi meslek grubuna bakacak olsanız, illa ki çalışan Suriyelileri görebilirsiniz. Tabi Arap olan Suriyeliler belki iş bulmakta ve anlaşmakta zorlanıyorlar; ama Kürtçe bilen Suriyeliler, iş bulmakta hiç de zorlanmıyorlar. Ancak, çok kötü şartlarda ve hijyensiz ortamlarda çalışarak yaşama tutunmaya çalışıyorlar.

Türkiye’de ki birçok yerde kaçak olarak çalışan Suriyeliler, sanayi sitelerinde küçük tekstil atölyelerinde; Türkçe veya Kürtçe bilenler, biraz eğitimli ve kültürlü olanlar büyük sitelerde, hizmetçilik gibi işlerde, her türlü inşaat işlerinde; durumu çok kötü olanlar ise şehrin hemen her köşesinde dilencilik yapmaya başladılar.

Özellikle Ramazan ayında Oruç’ta ve sair günlerde, Suriye uyruklu çocuk, kadın, erkek dilenci sayısında aşırı bir dilenci artışı söz konusu, âdeta dilenci patlaması yaşanıyor.

Dilencilik yapan Suriyeliler ile yerli dilenciler arasında kıyasıya bir inatlaşma, hesaplaşma, yer kapma yarışı gibi problemler ortaya çıkmaya başladı. Parklarda, köşe başlarında, bankaların önünde, Cami avlularında ( Cuma ve özel günlerde) karşı karşıya oturan dilenciler, tabiri caizse birbirlerine düşman gibi bakıyorlar. “Bunlar da nereden çıktı ya! Ekmeğimize sebep oluyorlar, bunların yüzünden para kazamıyoruz!..” gibisinden yüksek sesli serzenişlerde bulunuyorlar. Yani dilenciler arasında kıyasıya bir yer kapma ve para kazanma yarışı var. Suriyeliler Türkçe konuşarak, olmayanlar Arapça konuşmaya çalışarak dileniyorlar.

Suriyeli dilencilere zabıtalar bile bir şey yapmıyor, yapamıyor. Nasıl yapacaklar ki, yakaladıklarında ancak ellerindeki paraları alıyor, işlem yapamıyorlar ve kamplara gönderiliyorlar. Bazı Suriyeli sığınmacılar, hem devletten yardım alırken, hem de kaçak yollardan çalışmaya başlıyorlar. İmkânsızlıklar nedeniyle çalışmak zorunda kalanlar, kaçak da olsa çalışarak kıt kanaat geçinmeye, yaşamaya başlıyorlar. Bazı cingözler, akla gelmedik yöntemlerle insanlardan para koparma yollarına başvuruyorlar. Trafikte, durumlarını gösterir levhalarla, duygu sömürüsü yaparak, insanların önünü keserek…

Uluslararası hukuk gereği, Suriyeli dilenciler ile mücadele Emniyet Genel Müdürlüğü`ne bağlı Yabancılar Daire Başkanlığı`na ait. İllerde ise Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü, Suriyeliler ile ilgili yasal işlem hakkına sahip. Mevzuata göre dilencilik yapan Suriyelilerin yasal statüleri polis tarafından belirlenmektedir. Kaçak ya da sığınmacı olanlar hakkında Yabancılar Şube Müdürlüğü işlem yapmaktadır. Bu konuda Emniyet mensupları ve yetkililerin bir şeyler yaptığı muhakkak, ancak daha çok önlem almaları gerekmektedir.

 Ucuz emek gücü konusunda Suriyelilerin işlerini ellerinden aldığını düşünen insanlar, zaman içerisinde farklı düşünmekte ve kendilerine bakış açıları değişmektedir. Bu da ilerleyen zamanlarda, Suriye’ye geri dönüşler olmadığı takdirde, istenilmeyen olayların tezahür etmesine sebep olabilir. Nitekim bazı şehirlerde, gerek fuhşiyat benzeri olaylardan, dilencilikle insanların rahatsız edilmesinden, ucuz işgücünden dolayı iş bulamamaktan, gerekse insanların çeşitli sebeplerden rahatsız edilmelerinden dolayı, Suriyeliler istenilmediği noktasında protestolar ve gerginlikler olmaktadır.

Kerim BAYDAK

 

[email protected]