Boynukara, yaptığı açıklamada, "Bizim en azından ülkenin durduğu yer itibariyle ben hem dün milli güvenlik kurulundan, ardında da bakanlar kurulu toplantısında yapılacaklara ilişkin konuların net olarak bir takvime bağlandığı, nelerin yapıldığı, nelerin yapılmayacağı konulara ilişkin netleştirmek, takvime bağlamak olduğunu düşünüyorum. Hem bakanlar kurulu açıklamasında bunu görmek mümkün, bugünden itibaren Irak'a girecekmiyiz? Girmeyecekmiyiz? Noktasında çok doğru bişey değil, şuan bizim konuyu sağlıklı bir düzeyde oturup konuşmamız lazım, olasılıklara göre ortaya çıkan yeni durumlara göre pozisyonların gözden geçirilmesi lazım. Onun için şuan referandumun yapılıp yapılmayacağı gündemde, gerçi dün Barzan'i bundan sonra dönmenin mümkün olmadığını ifade etti. Fakar orada başka bir cümle kurarak aslında bir sonraki aşamaya ilişkin yol gösterdi. Yani referandumdan sonrada oturup konuşabiliriz. Benim tahminimce referandumdan vazgeçmeyecekler, eğer referandumdan 'evet' çıkarsa bunu dünya basınına bizim bölgemizdeki insanlar bunu istiyor taktir sizin. Merkezi yönetimle var olan kendi alanları var, onları konuşmak istiyorlar. Onu bekleyip göreceğiz"dedi.

- PROBLEMLİ ALANLAR BELLİ

Problemli alanların belli olduğunu dile getiren Boynukara, şöyle konuştu:

"Problemli alanlar belli aslında, işte bütçeden alınması gereken bir pay var, onlardan yüzde 23 diye konulmuş, adı konulmuş ama şuanda yüzde 15 seviyesinde. Bunun daha düzenli ve yüzde 23 olarak verilmesini talep ediyorlar. Petrol satışına ilişkin şuan var olan durumun yasal zemine kavuşturulmasını istiyor. Peşmergenin ordu içinde ve unsur olarak değerlendirmesini ve üçretlerinin merkezi hükümet tarafından verilmesini istiyorlar. Birde asıl tartışma ve sıkıntılı konulardan biriside DAİŞ'le mücadele adı altında yürütülen süreçte coğrafik olarak bir yayılma söz konusu. Bildiğimiz ilk başta var olan bölgesel yönetimin sınırları çok dışında bir alanda yayıldılar. Bu alanlara ilişkinde bunların yönetimi kendine verilmesine ilişkin talep söz konusu. Tabi bu çok ciddi bir konu. Kerkük falan, Musul bunların içine giriyor, bunu Türkiye kabul eder mi veya bölgesel Türkiye yönetimi kabul eder mi bilmiyorum ama bu alanlarda belli bir tartışmanın olduğu açık. Milli Güvenlik kuruluda zaten aslına bakarsanız bu problemlerin konuşulması için biz aracı olabiliriz diye. Türkiye'nin tek koşulu referandum yapılmasını kendi güvenliği açısından risk olduğuna inanıyor. Bu doğru bir şey, Referandumun yapılması bir biçimde bölgede bir kaos atmosferi meydana getirecek. Kaosunda ne mal olduğunu bize faturalar, nasıl döndüğünü çok iyi biliyoruz. Önceki dönem Irak coğrafyasında meydana gelen bu durumdan biliyoruz. PKK'nın bize yaptığı terör faaliyetlerinden biliyoruz. Suriye'de son yıllardaki durumdan biliyoruz. Devlet yoksa orada bir yönetim söz konusu değilse, kaos varsa bu bize terör olarak dönüyor. Türkiye'nin refleksi bu. Türkiye, sınırların değişmemesinden yana, Türkiye, bir güvenliğin sağlanmasından yana çünkü sonuçta bu ülkenin vatandaşları zarar görüyor"

- TÜRKİYE, BARZANİ'YE ÜLKE SINIRLARININ GÜVENLİĞİ İÇİN YARDIM EDİYORDU

Türkiye'nin Barzani'ye ülke sınırlarının güvenliği için destek verdiğini belirten Boynukara, "Bu eleştiriler problem ortaya çıktıktan sonra bunun bir milli güvenlik sorunu olduğu kabul edildikten sonra, milli güvenlik sorunu olduğu için biz hükümetin yanındayız. Bu tür kısımları ben çok doğru bulmuyorum, yani bu milli güvenlik kurulun sorunudur, o zaman, bugün bunun gereğini yaparız fakat sonra oturur konuşuruz. Şimdi eksik yapılanlar Türkiye önceki dönemde ilişki kurarken veya Barzani'ye yardım ederken, üretimi desteklerken, Türkiye'nin istediği tek bir şey; biraz önce söylediğimizin aynısı, orada stabil bir yönetimin olmasını istiyor, oradaki bir muhataplık bir ilişkisinin olmasını istiyor ki; güvenlik riski, güvenlik sorunu yaşamayalım. Türkiye dün onu yaparken bunun için yapıyordu. Onun için hani buradan siyasi tartışmaya girmeyi ben çok doğru bulmuyorum, kuşkusuz muhalefet istediğini söyleyebilir ama Türkiye o zaman bunu yaparken de PKK ve diğer terör örgütlerine karşı muhatap alabileceği, oranın güvenliğini sağlayabilecek bir güç istiyordu. Bölgesel yönetimde esasına göre yasal ve resmi bir tutum aldı bizim yaptığımız buydu" ifadelerini kullandı.

- AMERİKA REFERANDUMA KARŞI DEĞİL

Amerika'nın referanduma karşı olmadığını belirten Boynukara, şöyle devam etti:

"Amerika referanduma karşı değil. Amerika sadece şuanda mücadele ediyoruz. Dolayısıyla biraz bekleyin diyor. Amerika'nın bu noktada bir pozisyonu yok, pozisyonu açık, zamanlamaya itirazı var. Onun için ben Barzani'nin yükselen bunca tepkiye rağmen bu işte dönüş yok, devam edeceğiz, kesinlikle yapacağız demesinin altında yatan nedenlerden birisi de Amerika'nın verdiği örtülü destek olduğunu değerlendiriyorum. Barzani'nin bu durumuna ilişkin başka şeylerde söylemek mümkün. 2009'da seçilmiş ama 2013 seçimlerin yenilenmesi gerekirken seçimler yenilenmemiş, işte mecliste bir anlaşma oluşturularak görev süresi iki yıl uzatılarak, sonra bir daha 2 yıl uzatılmış. Oradaki partiler buna itiraz etmiş, coğrafyasında bölgesel sınırlar içerisinde seçim yaptıramayan bir lider var. Ciddi bir ekonomik sıkışıklık söz konusu, ardından yolsuzluk iddiaları, petrol gelirlerinde ciddi düşme var, fiyatlardaki pozisyondan dolayı dolayısıyla sıkışmış Barzani söz konusu. Ben Barzani'nin hem Amerika'nın örtülü desteği hem sıkışmış, oradan güç alarak açmak için referandumu kullandığını, referandum büyük ihtimalle yapılır, oradan kendi liderliğini kurtaracak, oradaki insanlar acısından çok duygusal sonucu elde ederek bir lider olarak tarihe geceçek ama Irak'taki bölgesel siyasi dağılıma baktığınızda işin kolay olmadığını görüyorsunuz. Çatışma süreci var, birde parlamentoda yanlış hatırlamıyorsam KDP'nin 34, Barzani'nin 34 milletvekili var. Siyasi tablo Barzani'nin karştı bir tablo, dolayısıyla Barzani'nin oradan çıkışı refaramdumda tek başına mümkün görünmüyor. Barzani, oradan referandum aracılığıyla çıkmayı düşünüyorsa onunda mümkün olmadığını, o siyasi tabloya bakarak görmesi lazım"

Kaynak : PHA
Kaynak: pha