Aygün, yaptığı açıklamada, günümüzde evlilik ya da çocuk sahibi olmanın, kariyer ya da başka sebeplerle daha ileri yaşlara ertelendiğine dikkat çekti.
Yaş ilerledikçe kadınlardaki doğurganlık potansiyelinin düştüğünü vurgulayan Aygün, son yıllarda giderek daha çok önem kazandığını dile getirdi.
Evliliklerin ya da çocuk sahibi olmanın ileri yaşlara ötelenmesi, beraberinde bazı sıkıntılara yol açtığını kaydeden Aygün, İlerleyen yaşla birlikte gebe kalma ihtimali düşüyor ya da giderek zorlaşıyor. Çiftler çocuk sahibi olmak için kendilerini hazır hissettiklerinde, bu kez hamilelik gerçekleşmeyebiliyor ve zaman geçtikçe hayal kırıklığı ortaya çıkabiliyor dedi.
Son yıllarda kadınlardaki doğurganlık potansiyelinin tespit edilebildiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Banu Kumbak Aygün, kanda yapılan AMH testi ve ultrasonografide yumurtalıklardaki foliküllerin sayımı ile bunun mümkün olduğunu söyledi.
- Doğuştanbelli oluyor
Doç. Dr. Banu Kumbak Aygün, özellikle evli olmayan ya da henüz çocuk sahibi olmayan evli çiftlerde, jinekolojik muayene sırasında kadının bu yönde değerlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Aygün, Aslında her kadın doğduğunda yumurta kapasitesi belirlenmiş olarak hayata geliyor.Yani anne rahmindeyken ve genetik yatkınlıkların etkisi ile her bireyin yumurta kapasitesi doğduğunda belirleniyor.Fakat yaşam boyunca başımıza gelen olaylar; örneğin kanser gibi ciddi hastalıklar, kemoterapi ve radyoterapi gibi ağır tedaviler, endometriozis gibi jinekolojik hastalıklar yumurta kapasitesini zayıflatıyor ya da azaltabiliyor” dedi.
- Yaşam şekline dikkat
Yaşam şekline dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Aygün, Bu durumda sormamız gereken asıl soru; Doğurganlık potansiyelinin azalmasına karşı hangi önlemleri almalıyız?” Yapılabilecek en önemli şeyleri sigara içmemek, dengeli beslenmek ve kilo kontrolü olarak tanımlayabiliriz. Bu önlemlerin ciddi rahatsızlıkların oluşmasını engelleyerek, hem doğrudan hem de dolaylı yoldan faydalı olacaktır. Anne rahmindeyken anne adayının alışkanlıkları ve ciddi rahatsızlıkları, genetik yatkınlık, antioksidandan fakir beslenme ve obezite de kadınlardaki doğurganlık potansiyelini azaltıyor. Her ne kadar bu etkenleri tamamen kontrol edebilmenin mümkün değil. Düzenli yıllık kontrollerin mutlaka yaptırılması gerekiyor. Yıllık jinekolojik muayeneler esnasında bu noktayı gözden kaçırmayarak, doğurganlık potansiyelimizi yüksek tutmak ve eğer bir tehdit var ise erkenden farkına vararak önüne geçmek mümkün. Öte yandan anne adaylarının gebeliklerinin sağlıklı olması, doktor kontrolünde iyi bir gebelik takibi yapılması, doğacak kız çocuklarının ilerideki yaşantısını ve sağlığını da olumlu yönden etkiliyor şeklinde konuştu.
Kaynak : PHA
