Son zamanlarda bir türlü dilimizden düşmeyen takım kelimeler var.
Dilimize pelesenk haline gelip, hayatımızla özdeşleşti.
Komplolar, kumpaslar, lobiler, çeteler, köstebekler…
Bizi içten yıkmaya, kaleyi içten fethetmeye çalışanlar…
Dış güçler tarafından yıkılmaya zorlamalar…
Pembe dizlerle, erotizmle, cinsellikle, yatak odalarımıza kadar girmeler…
Geleceğimizi teminatı olan gençlerimizi uyuşturucu müptelası yapmalar…
Boş ve beleş, kısa yoldan, yorulmadan, terlemeden zenginleşmeler…
Şans ve talih oyunlarıyla, para kazanma oyunları…
Din ve inanç değerlerimizle oynamalar…
Toplumsal hassasiyetlerimizi yerle yeksan etmeler…
Har vurup, harman savurmalar,
Saman altından su yürütmeler…
Savurganlık, çılgınlıkça eğlenme ve alışverişler…
Hayatımızı alt üst eden cinsellik…
Yatak odalarımıza kadar sirayet eden erotizm…
Hele bir düşünün bakalım!
Neden caba?..
*
Ne müttefik belli,
Ne ittifak belli,
Ne dost belli, ne düşman belli…
“At izi, it izi” birbirine karışmış durumda.
Bedeniyle yanında olduğunu söyleyenler,
Aslında ruhen, kalben senden uzaktalar,
Fikren, zikren ne oldukları belli değil.
Sığ sularda, derin arayışlar derdindeler.
İşleri güçleri suyu bulandırmak,
Balık verirler, tutmasını öğretmezler.
Şimdi bu kardeşlik mi?..
Yoksa kalleşlik mi?..
Hele bir düşünün bakalım!
Hangisi acaba?
 
Kerim BAYDAK