Demokrasi Parkı önünde toplanan Adıyaman ve Kahta Kadın Platformu üyeleri İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesine tepki gösterdi.

Adıyaman ve Kahta Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Naile Çalışkan, "Öncelikle bilinmelidir ki biz kadınlara yönelik imzalanan sözleşmeler ve yasalar bizlere yapılmış incelikler ya da bağışlanmış iyilikler değildir. Tüm Dünya’da ve ülkemizde kadınların, kız kardeşlerimizin sürdürdüğü mücadeleler sonucu gerçekleşmiştir."dedi.

İstanbul Sözleşmesi'nin "Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesidir" diyen Çalışkan, şunları kaydetti:

"Bu sözleşme 2011 yılında Türkiye’nin de ilk imzacısı olduğu bir sözleşmedir ve Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca 2014 yılında TBMM’de yasayla onaylanarak yürürlüğe girmiştir. İstanbul sözleşmesi; kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali sayar. Kadınlara yönelik şiddeti ortadan kaldırmayı ve şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yattığını tespit eder. İstanbul sözleşmesi; kadınları ırk, renk, dil, siyasi veya sosyal köken, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü, LGBTI+’ları, kısaca herkesi ayrımcılık yapmaksızın korur. 

İstanbul Sözleşmesi bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılmasını sağladığı için uzun süredir iktidarın hedefindedir. İstanbul Sözleşmesi ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ ilkesine dayandığı için AK Parti'nin içine sinmemiş bu sözleşmeyle sorunu bitmemiştir.

AK Parti'nin yürürlüğe koyduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı ve imzaladıkları İstanbul sözleşmesi “toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği” gibi gerekçelerle sürekli yıpratılmaya, yok edilmeye ve kaldırılmaya çalışılmaktaydı. 
Asıl önlenmesi gereken kadınlara uygulanan şiddet, kadın cinayetleri, tacizleri, tecavüzleri iken cumartesi günü sabaha karşı İstanbul sözleşmesinin cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildiği açıklandı." 

Çalışkan, "Ülke tarihinde ilk defa hem de imza törenine ev sahipliği yapmaktan ve ilk imzacısı olmaktan gurur duyulduğu açıklanan bir insan hakları sözleşmesinden imza çekilmiştir. Bu çekilme kararı anayasaya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. Bir uluslararası sözleşme hangi usulle yürürlüğe girdiyse ancak aynı biçimde yürürlükten kaldırılabilir. TBMM devre dışı bırakılarak, Anayasa hiçe sayılarak oluşturulan kararname iktidarın kadın düşmanlığı ve sivil darbe uygulamalarının devam ettiğinin göstergesidir."ifadelerini kullandı.

"İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz!"

'Halkın büyük çoğunluğu istemiyor' denilerek iptal edilmek istenen sözleşmenin son yapılan anketlere göre yüzde 93'lük bir kesim tarafından onay aldığının altını çizen Çalışkan,açıklamasını şöyle tamamladı:

"Şunu da belirtelim ki İstanbul Sözleşmesi Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca yasayla onaylanarak yürürlüğe girmiştir ve böyle bir sözleşmeden Cumhurbaşkanı kararnamesiyle çıkılamaz. Dolayısıyla, TBMM yeni yasa yapmadıkça İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir.

Bu kararnamenin pandemi koşullarında halkın sağlık, aşı ve diğer ihtiyaçları yeterince karşılanamazken sokağa çıkma kısıtlamalarını fırsat bilerek, 8 Mart sonrasında gece yarısı çıkartılması manidardır. Biz kadınlar olarak erkek-devlet şiddetine karşı yaşam güvencemiz olan İstanbul sözleşmesine sahip çıkmak için tüm illerde kadın örgütleriyle birlikte alanlardayız.
Tüm kadınları yaşamımızı ve haklarımızı korumak için, şiddetsiz bir dünya için mücadele etmeye çağırıyoruz. Yaşadığımız ve yaşanılacak olan bütün sorunların yaratıcısı iktidardır.  Korkmuyoruz, susmuyoruz, asla itaat etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz!"

Basın açıklamasının ardından kadınlar, oturma eyleminin ardından dağıldı.

 

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha