BES Adıyaman Şube Başkanı Enver Arık, yaptığı açıklamasında, "İç içe geçen ekonomik, siyasal, sosyal sorunların hepimizin yaşamını derinden etkilediği zor bir süreçten geçiyoruz."ifadesini kullandı.

Pandemi ve pandemi ile her geçen gün daha derinleşen ekonomik krizle artan işsizlik ve hayat pahalılığının halkın, emekçilerin, işçilerin gündeminin en başında yer almaya devam ettiğinin altını çizen Arık, açıklamasına şöyle devam etti:

"Milyonlar, insanca yaşamanın ve insanca çalışmanın her gün daha da zorlaştığı koşullarda hayatlarını alt üst eden sorunların çözülmesini bekliyor. Ancak ülkeyi yönetenler milyonların çözüm bekleyen acil sorunlarını görmezden gelmeye, ötelemeye devam ediyor. Halkın, emekçilerin yaşadığı sorunlara değil, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL fırsatçılığında kurdukları baskıcı, otoriter rejimi tahkim etmeye öncelik veriyorlar.Yaşanan krizi çözmek yerine yeni sorunlarla beslemeye devam ediyorlar.Halktan,halkın sorunlarından koptukça iktidarlarının ömrünü uzatmayı temel alan, toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmeye dayalı kutuplaştırıcı politikalara daha fazla sarılıyorlar."

"Emekçi ve dar gelirliler yok sayılıyor"

Arık, toplum sağlığının ciddi bir tehdit altında olduğu pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında bile atılan her adımda yine sermayenin, patronların çıkarları temel alınmakta,emekçi kesimlerin ve dar gelirlilerin yok sayıldığını vurguladı.

"İğneden ipliğe gelen zamlarla maaşlarımız erimeye devam ediyor"

Pandemiden, krizden en çok etkilenen dar gelirli, yoksul kesimleri koruyucu politikalar geliştirmek yerine sermayenin, patronların yüzü güldüren, kamu kaynaklarının talan edilircesine yandaşlara akıtılmasına devam edildiğini savunan Arık, şunları kaydetti:

"Pandemi ile ağırlaşan kriz koşullarında iğneden ipliğe gelen zamlarla maaşlarımız erimeye devam ediyor. Son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 34, elektriğe ise son 15 ay içinde yüzde 40 zam yapılmıştır. Halkın en temel tüketim maddesi olan ekmek fiyatı son iki ay içinde yüzde 20 zamlanmıştır. Aynı dönemde dört kişilik bir ailenin açlık sınırında yüzde 21, yoksulluk sınırında yüzde 20 artış yaşanmıştır. Buna karşın son 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış ise enflasyon farkı ödemesi dahil sadece yüzde 15’de kalmıştır. Bu dönemde ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar miktarı tam 100 dolar azalmıştır."

Yaşanan hayat pahalılığından, işsizlikten en çok etkilenen kesimlerin başında kuşkusuz OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan, özel sektör de dahi çalışma olanakları kısıtlanan KESK'li ihraç kamu emekçilerinin geldiğinin altını çizen Arık, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun KESK’li ihraçlar hakkındaki kararlarını ertelemeye devam ederek yaşanan mağduriyeti katmerli hale getirdiğini ifade etti.

Arık, "Tüm bunlara rağmen 3 milyon kamu emekçisinin 2 milyon emeklinin yandaş konfederasyon yönetimi ve iktidar arasında imzalanan toplu sözleşme ile maaşlarında yapılan sefalet oranlı artışlarla yetinmesi, güvenceli-kadrolu istihdamdan vazgeçmesi beklenmekte işte bu koşullarda başta emekçi kesimler ve dar gelirliler olmak üzere tüm toplumu yakından ilgilendiren bütçe süreci başlamış bulunmaktadır.Hem geçtiğimiz hafta açıklanan Yeni Ekonomi Programı(YEP) hem de iktidarın geçmiş 18 yıllık pratiği yine ülke kaynaklarının, halktan toplanan vergilerin sermayeye, yandaşlara, savaş politikalarına aktarıldığı, tüm yükün emekçilere yıkıldığı,  mevcut eşitsizlikleri artıran, toplumsal cinsiyet körü bir bütçenin hazırlandığını göstermektedir."diye konuştu.

"Halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz"

Arık, KESK olarak içinde bulunulan olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istediklerini dikkat çekerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bunun için, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz.Ülke kaynaklarının kullanılmasında herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini,kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlanmasını talep ediyoruz. Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını,geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını, yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar hazineden karşılansın.

Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demokrasi için kullanılmasını,yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilmesini, maaşlarımızda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artışın temel alınmasını,iş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini,herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını istiyoruz.

OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan KESK’Lİ ihraçların derhal işlerine iade edilmesini,kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES)  dayatmalarından vazgeçilmesini, yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini, başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini istiyoruz.Kısacası yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Bu talepler sadece bizim değil milyonların talepleridir.

Bu nedenle başta kamu emekçileri olmak üzere yıllardır yok sayılan, pandemi koşullarında korumasız bırakılarak işsizliğe, yoksulluğa terk edilen milyonları taleplerine sahip çıkmaya, halktan emekten yana bir bütçe, insanca yaşam mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz."şeklinde ifade etti.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha