Avukat Saya, sözlerine adli yıl açılışına değinerek başlayan, “Ben öncelikle hem baromuzun bütün hukuk camiamızın yeni adli yılını içtenlikle kutluyorum. Her zamanki olduğu gibi bu yılki adli yıla, yargıda birçok sorunlarla birlikte girdik. Öncelikle biz avukatlar olarak, hukuk fakültelerinin sayısının çok fazla artmış olması, mezun sayımız alanımızın gittikçe daraltılması, bizim alanımızın genişletmeye ihtiyacı var. Elbette nitelik ve nicelik, hepsinin birlikte olması gerekiyor. Sadece hukuk fakültesi açmakla, sayıyı arttırmakla yargıdaki problemlerin aşılması mümkün değil ve baktığımızda genel olarak hakim, savcı kadrosundaki arkadaşlarımızın kıdemleri çok düşük olduğunu görüyoruz. Bilgi eksikliği bir şekilde elbette tamamlanacaktır. Ama nihayetinde, deneyimde çok çok önemli o alanda uzmanlaşmak, kendisini yetiştirmek, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında bu bir dilek ve temenni şeklinde kalmamalı. Elbette ki hakim ve savcılarımızın özlük hakları kadar, gerçekten tarafsız karar vermeleri noktasında, nihayetinde onlarda insanlardır, sistemin güçlendirilmesi gerekiyor. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşmemesi noktasında emin olun ki ben bütün yargı birimlerdeki çalışan hakimlerimizin, büyük bir fedakarlıkla çalıştığını inanıyorum ama bu yetmez diyorum.” dedi.

-Yargıdaki En Büyük Sorunlarımızdan Birisi Gecikmiş Adalet

Saya, adli yılın açılışı ile birlikte hukuki süreçlerin hızlı ilerlemesi gerektiğine vurguda bulunarak, şunları kaydetti:

“Yani öncelikle yargıdaki en büyük sorunlarımızdan birisi gecikmiş adalet, gecikmiş adalette adaletsizliğin başlangıcı şekline dönüşüyor. Dosyalarımın belirli sürede bitirilmesi noktasında ve hakimlerin o hakimlik teminatı sağlanması noktasında veya yürütmenin normalde yargı üzerindeki etki ve tasarruflarının ortadan kaldırılması, bizim çok acil çözülmesi gereken sorunlarımız var, sıkıntılarımız var. Bunu normalde kendi meslek örgütümüzden ziyade veya adliyedeki o adalet sarayların fiziki görüntülerini iyileştirmekle bu işler iyileşmiyor maalesef. Elbette fiziki kalitede çok çok önemli çalıştığınız ortamın kalitesi çok çok önemli ama öncelikle biliyorsunuz, 15 Temmuz ve sonrası açısından biz 2010 referandumunda yetmez ama evetçileri çok uyarmaya çalışmıştık. Ama o dönemde de birileri mezardan gelsin kullansınlar şeklinde mesajlar verirken, biz aslında bir şeyleri görüyorduk, görmemiz o tehlikeyi yaşamamıza maalesef engel olamadı. Bugün ki gelinen süreçte yargıda, geçmişte sorunlarımız var. Ama katmerleşerek bu aşamaya gelindi. Ben özellikle hem kendi meslektaşlarımın, hem hakimlerimizin, savcılarımızın, yeni adli yılını kutluyorum. Bu süreçte vicdanen, çünkü bu çok çok önemli, vicdanen yetkin insanlara ihtiyacımız var. Bu hangi meslek grubundan olursa olsun, hukuk camiasında ama halkta şunu söylemek istiyor; nasıl ki Almanya biliyorsunuz sayın kralım Danimarka'da hakimler var derken, bizde demek istiyoruz. Hakimlerimiz var, Ankara da hakimlerimiz var ve yargıdaki o birikim yargıtayın o icraatları birdenbire el yordamıyla itilmemeli. Yani emsaller veya yargının oluşturduğu o bilgi, birikim, gelecek nesillere de aktarılabilmeli. İstinaf mahkemeleri ile birlikte biz yargıda yükün azalacağını düşünüyorduk, gerçekten de ilk aşama itibariyle istinafa giden dosyalarımızda çabuk geliyordu. Ama şuanda da orada da büyük bir yığılma var. Her şeye rağmen halkın hukuka olan, halkın adliyelere olan güveninin yeniden tazelenmesine ihtiyacımız var. Yani hukukun üstünlüğünü hakim kılındığını, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü hakim kılındığı algısına topluma yeniden verilmesi gerekiyor. Bu noktada hem bizlere, hem hakimlerimize, savcılarımıza büyük bir görev düştüğünü düşünüyorum. Vicdanı hür, irfanı hür hukukçulara kolay gelsin diyorum.”

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha