Bölgemiz son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Kasım ayının ortalarına kadar da yağmur gözükmüyor. Ülke genelinde de yağışların azlığından şikâyet ediliyor ancak yaz boyunca özellikle Karadeniz bölgesinde, yakınlarda da İstanbul şehrimizde sel felaketleri yaşadık.

Genelde her sel felaketinden sonra dere yatağına inşaat yapan vatandaşa verip veriştiririz, bu işin kolayına kaçmaktır. Oysa görmemiz gereken buralara inşaat izninin kimler tarafından verildiğidir. Sadece o da değil vatandaşa inşaat izni veren devlet aynı zamanda kimi kamu binalarını da dere yatağına yapma gafletinde bulunmuş ve hala bulunmaktadır.

Önce yerelden (Besni’den) örnekler vereyim. İsmi TEDAŞ olan özelleştikten sonra AKEDAŞ olarak değişen kurumun yeri dere yatağıdır. Şu anda fen lisesi olarak hizmet veren okul binası dere yatağındadır. Şehit Bekir Oruçtutan ilköğretim okulunun yeri dere yatağındadır. Şiddetli yağışlarda okul bahçesi havuza dönerdi ve bu nedenle belediye devamlı buranın ıslahı için mücadele etti. AKEDAŞın yeri de öyle. Bu saydığım resmi binaların hizaları ise apartmanlarla dolu. Yani bu binalarda dere yatağında. Bugüne kadar bir felaket yaşanmaması bundan sonrada yaşanmayacağı anlamına gelmez.

Ağustos ayında Giresun’da meydana gelen sel felaketi günlerce konuşuldu onlarca vatandaşımızı kaybettik. 2019 yılında Trabzon Araklı da yaşanan selden sonra Çevre Bakanlığı Karadeniz Eylem Planı hazırlayarak dere yataklarına bina yapılmasını yasaklamıştı. Buna rağmen Devlet bu plana uymuyor, belediyeler uygulamıyor.

4 Ekim 2020 tarihli gazete haberinden öğreniyoruz ki İstanbul Eyupsultan Belediyesi yeşil alan olarak bırakılan dere yatağında ki 2 dönümlük araziye kültür tesisi ve cami yapıyor. Üstelik mahalle sakinlerinin itirazlarına ve İSKİ nin burasının dere yatağı olduğu ve taşkın tehlikesi var raporuna rağmen.

Çabuk unutan bir toplumuz. Günlük yaşıyor, kişisel menfaatlerimizi her şeyin önüne koyuyoruz. Karşımıza çıkan ilk aksilikte de başkalarını suçluyoruz. Tıpkı devletimiz, devlet kurumlarımız gibi. Kendi yasaklarına uymayan devlet vatandaşa yön verici olamaz.

Okurların içinden belki bir kısmı şimdi bu yazıda nereden çıktı o kadar sorun varken diyebilir. Demeyin…………bu sorun dün vardı, bugün var bu kafa ile devam edersek yarında olacak.