Kendini Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Çağdaş olarak tanımlayan insanlar büyük bir şaşkınlık içinde. Bu ülke nasıl bu duruma geldi diye birbirlerine sorup dururlar.

Oysa ülkeler gece yatağa ümmet olarak girip sabahına millet olarak uyanmazlar. Bu bir süreç işidir. Evet Cumhuriyet bir devrimdir. Aydınlanma, Çağdaşlaşma devrimi. Devrimler yıllarca süren mücadelenin sonucunda oluşumunu tamamlar.

Ancak her devrimden sonra karşı devrim sürecide başlar. Şu an karşı devrimin sürecinin zirve yaptığı dönemi yaşıyoruz. Hatta Cumhuriyet yıkıldı.

Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte yeraltına inip yıkım çalışmalarına başlayan satılmış, işbirlikçi, çıkarcı güruh şu an kendini saklama gereği duymuyor. Özellikle 1950 yılından itibaren gelen siyasetçilerin basiretsizliği, oy uğruna verilen ödünler ülkeyi bu hale getirdi.

Seksenli yılların başında,( üniversite de okurken) 12 eylül rejiminin de ön ayak olmasıyla cemaatler büyük bir atağa kalktılar. Özellikle kız öğrencilerin başlarını örtmeleri için aylık dolar bazında paralar dağıttılar. Böylelikle açık – kapalı tartışmalarını başlatarak topluma nifak soktular. Üstelik dayattıkları başörtüsü islami değil yahudi örtüsü idi.

Şimdiki gençler hatırlamaz. Yaşadıkları gün üzerinden değerlendirmede bulunurlar, doğaldır. Seksenli yılların sonu doksanlı yılların başlarında çıkan bazı haftalık dergiler özgürlük sloganlarıyla ülkenin genleri ile oynadılar. Haftalarca süren vicdani ret yayınları ile askerlik sistemi üzerinde tartışma yarattılar. O günlerden oluşturulan psikoloji ile bu gün gençler paralı askerlik yapmak için uğraşıyorlar. Bunu normal ve bir hak olarak görüyorlar. Önceleri askerliğini yapmayanı ayıplayan toplum şimdi zengin askerlik yapmaz noktasına geldi. Profesyonel askerliğe geçiş için iktidarlar ve muhalefet birbirleri ile yarışıyor.

Oysa bizim gibi ülkelerde asker ocağının toplumu kaynaştırıcı, zengin ile fakir ayrımını hissettirmemesi gibi bir özelliği olması gerekir. Bu coğrafyada güçlü bir ordusu, dolu bir hazinesi ve tarih bilinci olmayan ülkeler ayakta kalamaz. Kapatılan askeri okullar ve özellikle askeri hastanelerin ne kadar önemli olduğunu anladığımızda iş işten geçmiş olacak.

Dikkat edin tartışmalar hep din üzerinedir. Devlet yönetiminde bilim fen ve liyakat etken olması gerekirken biz din üzerinden gidiyoruz. Rahmetli Yaşar Nuri hoca bu durumu Allah ile aldatmak diyerek çok güzel izah etmişti. Yine dikkat edin sadece islam coğrafyasında insanlar birbirini boğazlıyor. Ölen Allahu Ekber diye ölüyor, öldüren Allahu Ekber diye öldürüyor. Batı bizi kıskanıyor saçmalığından ve aptallığından kurtulup batının bizi kullandığını, yoksullaştırdığını, birbirimize düşürdüğünü görmemiz gerekiyor.

Tüm dini cemaatlerin ve toplulukların üstünü kazıyın altından batılı istihbarat örgütleri çıkar. Müslüman kardeşlerden tutun, Gülen cemaatine kadar hepsi aynı kapıya açılır. Bu geçmişte de böyle idi , bu gün de böyle.

Bizim bu aymazlığımız, şaşkınlığımız ve günübirlik çıkarcılığımız yüzünden uzun yıllardır gelen iktidarlar hep batı projesi olarak geldiği gibi muhalefet te proje olarak oluşturuluyor.

Kısacası aklına ve vicdanına ipotek koydurmuş insanlardan başka sonuç beklemek aptallık olur. Atatürkçü, Cumhuriyetçi olanların daha çok çalışıp, kolaycılığa kaçmadan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeden, ben bir koltuk kaptım bana yeter demeden sorunu tespit edip çare üretmesi gerekir.

ASIM ÖCAL

15.7.2018