Bir seçimin daha arifesindeyiz.

Taraflar harıl harıl daha çok oy almanın, daha çok taraftar toplamanın derdine düşmüş.

Bunun için de ikna edici sesli, sözlü, görsel ve görüntülü bütün malzemeleri devreye sokmaya çalışıyor.

Ramazan ayında olmamıza ve Ramazan Bayramının seçimden daha önce olmasına rağmen nerdeyse ikinci plana alınmış gibi.

Bir diğerlerini ikna etmeye, tarafımıza çekmeye o kadar dalmışız ki, kimi zaman haddi, hududu ve hukuku aştığımızı fark etmiyoruz sanırım.

Politikacıların görüşlerini benimsemeyebilir, beğenmeyebiliriz… Emin olun bizim görüşlerimizi de benimsemeyen ve beğenmeyenler var.

Bu insan olmanın, toplum olmanın tabii gereklerinden biridir. Bunu böyle bilip, böyle kabul etmeliyiz.

Bu seçimler de geçecek, tıpkı bundan öncekilerin geçtiği gibi.

Ama bizler hep burada, hep bir arada olacağız inşallah.

Yolda karşılaşıp selamlaşacağız. Düğünümüzde, taziyemizde karşılaşıp halleşeceğiz.

Çünkü bizler bu memleketin, bu vatanın asıl unsurlarıyız.

Ufak tefek kırgınlık ve tartışmaların kavga ve hakaretlere dönüşmesine müsaade etmemeliyiz.

Kırmızı çizgilerimizin dışında bütün fikir ve eylemlere, haz etmesek de saygı duymalıyız.

Unutmayalım ki bizi biz yapan harçlarımızdan biri de hoşgörüdür, sevgidir, saygıdır.

Seçim çalışmaları sürecinde zaman zaman renkli görüntülere şahit oluyoruz. Bunları mizah ile espri ile karşılamak yerine sırf rakibimiz olduğu için hakaretamiz ve alaycı yaklaşımlar bize yakışmaz. Buralardan dahi muhabbetlerimize vesile olabilecek güzellikler çıkarabiliriz.

Her şeye politikanın kısır ve bağnaz penceresinden bakmak yerine, güzel ülkemizin, güzel insanlarının, güzel yürekleri ile bakmak daha güzel olur... Bırakalım takdiri güzel milletimiz yapsın...

Kendi düşüncelerimizi elbette anlatmalıyız. Hatta bunu yaparken çeşitli vasıtalardan da istifade etmeliyiz. Ama ifade ediş şeklimize ve üslubumuza azami dikkat göstermeliyiz.

Nasıl ki kendi irade ve tercihlerimize müdahale edilmesini istemiyorsak, başkalarının irade ve tercihlerine de baskı kurmamalıyız. Unutmayalım ki herkes kendine yakışanı yapar.

Gelin, el ele verip bu süreci de kazasız belasız atlatalım.

Bizi birbirimize düşürmek isteyen, ayrışmamızı bekleyen, birbirimizi ötekileştirmeyi isteyen onca şer güç varken, onların ekmeğine yağ sürmeyelim.

(Özellikle sosyal medyada espri ve mizah ile karşılanabilecek olayları bile hakaret ve kavga vesilesi yapıldığını gördükçe insanlarımız ve ülkemiz adına üzülüyoruz. Bu satırlar bu vesile ile yazılmıştır.)