Avcı, geçtiğimiz aylarda yaşanan Hüseyin Nasrullah Çelik cinayetinin yarın Adıyaman 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nde katil zanlısının duruşması nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Avcı, yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ağustos ayının ilk günlerinde, Hüseyin Nasrullah Çelik kaybolduğunu ve üç gün sonra küçük Hüseyin’in paramparça cenazesine ulaşıldığını anımsatarak,"Özelde küçük Hüseyin’in genelde ise tüm çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet ve istismar olaylarının var olan çatışma ve şiddet ortamından ayrı ele alınamayacağını belirtmek isteriz."dedi.

-"ÜLKEMİZDE YETKİLİLER HER ŞEY NORMALMİŞ GİBİ DAVRANMAKTADIR "

Gelişmiş dünyanın herhangi bir yerinde bir hayvana yönelik şiddet geliştiğinde o yerin mülkü amiri hayvanın korunmasına yönelik yeterince tedbir alamadığı gerekçesi ile istifa ettiğini vurgulayan Avcı, şunları ifade etti:

"Ülkemizde yetkililer hiçbir şey olmamış ve her şey normalmiş gibi davranmaktadır. Yargı makamları kadın ve çocuklara yönelik istismar, şiddet ve cinayet dosyalarında yeterince inisiyatif  almamakta zaman zaman tahrik, iyi hal gibi gerekçelerle vicdanı zedeleyen kararlara imza atmaktadırlar.

Yarın Adıyaman 1.Ağır Ceza Mahkemesinde küçük Hüseyin'in katilinin duruşması yapılacaktır. Bizler buradan belirtmek isteriz ki dünyada ve Türkiye'de kadın ve çocuklara yönelik her fiil ve eylem politiktir. Biz insan hakları savunucuları olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve ayrımcılık içeren  her eylem ve fiili kınadığımızı, her halükarda ve her zaman bu politik yaklaşıma karşı duracağımızı ve yaşanabilir bir dünya yaratıncaya kadar mücadele edeceğimizi bildirmek isteriz."şeklinde konuştu.

-"GÖNÜL İSTERDİ Kİ ÇOCUKLARIN BÖRTÜ BÖCEKLE OYNAMA HAKKINI, KADINLARINDA YAŞAM STANDARTLARINI KONUŞSAYDIK"

Avcı, çocuk haklarına dair sözleşmenin 20 Kasım 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Sözleşme çocuğun eğitimi, gelişimi, sağlığı, korunması, vatandaşlık, yargılanma şekli, velayeti, sığınma hakkı, kendini ifade etme hakkı gibi burada sayamayacağımız birçok hakkı çok ayrıntılı bir şekilde güvence altına alındı. Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi ise yine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 19 Aralık 1979 tarihinde kabul edilmiştir. Gönül isterdi ki bu gün burada çocukların börtü böcekle oynama hakkını, kadınların yaşam standartlarının artırılmasını konuşalım. Ancak gelinen aşamada güçlü devletlerin bir araya gelerek oluşturduğu askeri ve ekonomik birliktelikler, dünyayı savaş, çatışma ve şiddet ortamı haline dönüştürmüş bulunmaktadır.

Dünyada var olan savaş ve çatışma hali nedeniyle en dezavantajlı gruplar olan engelliler, çocuklar ve kadınlar yaşamını yitirmektedir.  Siviller yolda, sokakta, caddede sorgusuz sualsiz infaz edilmektedir. Kentler bombalanmakta tarihi miras yerle bir edilmektedir. Süren savaşlar ve bu savaşlar üzerinden yaratılan algı ile doğuştan eşit ve kardeş olan halklar arasında düşmanlık derinleştirilmektedir. Savaş sürdükçe insanlığın kanayan yarası daha da derinleşmekte ve kangrenleşmektedir.  Savaşı başlatan erkek egemen anlayış her yerde her zaman önce çocuklara ve kadınlara yönelmektedir. Zira çocuk ve kadınlara yöneldiğinde ne kadar acımasız olduğunu topluma en iyi şekilde anlatacağını ve toplumun bu zulüm kar yaklaşımdan etkilenerek diz çökeceğinin hesabını yapmaktadır.  Bu gün hala esir düşen kadınların köle pazarlarında satılmasının, öldürülmelerinin temel nedeni budur. Var olan çatışma ve savaş hali ile toplumdaki bireylerin de sağlıklı bireyler olarak gelişmesini engellemekte ve insanların birer caniye dönüşmesine neden olmaktadır.

Türkiye'de de var olan çatışma ve şiddet hali de kendisi ile beraber devasa sorunlara yol açmakla birlikte en çok kadınların ve çocukların yaşamını yitirmesine neden olmaktadır. Çatışma ve şiddet sarmalı içerisinde canileşen karakterler nedeniyle kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet giderek katmerleşmektedir. Ceylan Önkol, Eren Bülbül, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan, Enes Ata, Roboskili onlarca çocuk ve daha ismini yazmakla bitiremeyeceğimiz birçok kadın ve çocuk bu çatışma ve şiddet ortamında paramparça edilerek katledildiler." 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha