Mülakatta Gazeteci Muhammed Şimşek’in sorularını cevaplayan Rektör Prof. Dr. Gönüllü, darbe girişimi gecesi yaşananları, şer odakları tarafından kurulan tezgâh ve milletimizin batıla karşı dikkat etmesi gereken konulara değindi.

"FETÖ’nün işgal girişimini ilk kim lanetledi?" başlıklı mülakatın giriş bölümünde Gazeteci Şimşek, Rektör Prof. Dr. Gönüllü’nün sosyal medya hesaplarından yayımladığı gönderileri okurlarıyla paylaşarak şu ifadeleri kullandı:

"15 Temmuz akşamı bir kamu kuruluşu ve üniversite olarak darbeye karşı ilk tepkiyi Adıyaman Üniversitesi ve Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü verdi. Birçoğunun nutkunun tutulduğu ilk dakikalarda önce defalarca Başbakan Binali Yıldırım’ın sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarını geniş kitlelere ulaştırdı. Ardından saatler 00.38’i gösterdiğinde bütün sosyal medya hesaplarından bütün çevresine 'Bugün dışarıdayız' mesajı verdi."

Gazeteci Şimşek, Rektör Prof. Dr. Gönüllü’nün başında bulunduğu üniversitenin kadrolarını darbeden önce FETÖ unsurlarından temizlemeye başladığını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Saatler 01.30’da ise bütün Türkiye’de millet onuruna savaş açanlara karşı bir ilki gerçekleştirerek rektörü olduğu bir kamu kuruluşu olan Adıyaman Üniversitesi’nin resmi internet sitesinden bir bildiri yayınladı. Hain işgalcilerin TRT ekranlarından yayınladığı bildiriye inat halk namına yayınlanan bu “Büyük Milletimize!” diye başlayan bildiride şu cümleleri kurdu:

''Ülkemizin meşru hükûmetine karşı girişilen bu menfur, melun şer odaklı darbe kalkışımını lanetliyor, ülkemizin meşru hükûmeti ve Sayın Cumhurbaşkanımızın arkasında olduğumuzu kamu oyunun bilgisine sunarız''. Başta da söylediğimiz gibi darbenin en sıcak saatlerinde ülkemizde bir kamu kurumu ve bir üniversite olarak darbeye karşı telin edici yayınlanan ilk beyan oldu. FETÖ ile mücadelesine darbeden üç yıl önce başlayan Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha GÖNÜLLÜ, bu iki yüzlü yapıyı yalanlarından deşifre ettiğini söyledi."

Mülakattan bir kısım ise şu şekildeydi:

Gazeteci Şimşek:''Darbe öncesinden farkında olduğunuz bir yapının işgal girişimiyle bir milletin iradesine ket vurmaya çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?''

Rektör Prof. Dr. Gönüllü: ''15 Temmuz öncesinde defalarca millet iradesine ket vurulmaya çalışıldı ama ben bu işgal gecesi sahneye çıkan yapıyı farklı gördüm. Bunların özelliği ne? Yalan, dolan… Adam türlü türlü imtihanların cevaplarını almış ve türlü türlü devlet kademelerine girmişler. Yine bu kurumlarda her türden kılığa girmişler. Amaçları ne? Bunların milli bir kimliği veyahut aidiyeti yok. Yapmak istedikleri şey gücü ele geçirmek. Bunlara münafık dahi diyemiyorsunuz. Çünkü müslüman olduklarını kabul etmeniz gerekiyor. Bunlarda bu da yok. Burada dikkat edilmesi gerek nokta millet olarak şudur; toplumun yalancılara, takiyecilere ve riyakârlıklara pirim vermeyerek her şeyden önce kendi özüne dönmesi. Bizim geçmişimiz neyse gençlerimizi ve öğrencilerimiz buna göre bir eğitimden geçirilerek bir boşluk bırakılmaması gerekiyor. Yoksa 'milli iradeye ket vuruldu' diyerek durum tespiti yapmanın tek başına bir anlamı yok. 1960 ve 1980’de milli iradeye yine ket vurulmuştu. Ancak bunları yapanlar yine bunlara göre harbiydi. Kendilerini gizledikleri falan da yoktu. Ama bunlar farklı. Bunların küresel çapta destekçileri de vardı. Daha organize ve daha içten plancı sinsi bir işgal girişimi yaşadık o bakımdan. Sonuçta bütün darbelerin dışarıdan destekçileri var elbette ama bu denli bir dış destekli bir darbeyi Türkiye belki de ilk kez yaşadı.''

Gazeteci Şimşek: ''Toplum nelere dikkat etmeli?''

Rektör Prof. Dr. Gönüllü: ''Yıllara yayılmış sinsi bir ihanetin pençesine düşmemek için toplumda boşluklar bırakılmamalı. Sonuçta bu da milli eğitimle olacak bir şey ve aynı zamanda milli kültürümüze sahip çıkmakla olabilecek bir şey. Gençlerimiz milli bir eğitimden geçecek, milli bir kültürü teneffüs edecek. Fakat takiyeci ve yalancı bir anlayıştan uzak duracak. Milletimizin de yıllara yayılan sinsi hareketlere karşı teyakkuzda olması ve boşluk bırakmaması gerekiyor.''

Gazeteci Şimşek: ''Bu ne şekilde olur?''

Rektör Prof. Dr. Gönüllü:''Doğruluk, dürüstlük eseri bir nesille olur. Eğer bunu başaramazsak bu tür sorunların üstesinden gelemeyiz. Başardığımız takdirde ise hiçbir şekilde bu tarz hain yapılar hiçbir şekilde araya giremez. Mutlaka gelip milletin bu güvenlik duvarına toslar. Araya girecek olsa bile kısa bir süre sonra maskesi düşer.''

Gazeteci Şimşek: ''15 Temmuz’un ardından Türkiye’nin içine girdiği siyasi dönemeç ve sistem değişikliği içinde bizi nasıl bir gelecek bekliyor?''

Rektör Prof. Dr. Gönüllü: ''Bu bir tarihi süreç. Milletimizin kendi özüne yaklaşma fırsatını yakaladığını gösteriyor. İnşallah bu fırsatı değerlendirmemiz ve çok çalışmamız lazım. Bu sistemin işlerlik kazanması için insan faktörünün devreye girmesi gerekiyor. Sistem kuruldu, bundan sonra her şey güllük gülistanlık olacak, her şey kendiliğinden olacak, ya da Recep Tayyip Erdoğan bütün işi tek başına götürecek gibi bir algı yanlış. Önce bu algıdan kurtulmamız lazım. Bir milletin fertleri olarak herkesin bireysel olarak çok çalışması, kendi alanında emek vermesi ve bu ülke için elini taşın altına koyması gerekiyor. Yoksa hiçbir sistem ülkeleri tek başına kalkındıramaz. Toplum bu duyguyu hissetmiyorsa orada problem var demektir. Bu heyecanı fert fert hissederek daha doğrusunu, güzelini ortaya koymak için çabalayacağız. Dünyada daha iyi yerlere gelmek için herkes aklının ve gücünün yettiği ölçüde bir şeyler yapmalı. Üzerimizdeki bu bizi engellemeye çalışan, bizi yeri geldiğinde esir almaya çalışan karanlık mihraklara karşı bunu yapacağız. Her şeyi sisteme ve Tayyip beyin sırtına yüklemek doğru olmaz. Topluma bu sistem değişikliğini ve bu değişikliğin bir fırsat olduğunu ve bu fırsatı kaçırmamak gerektiğini anlatmak lazım.''

Kaynak : PHA
Kaynak: pha