Her gün Anadolu’nun farklı bölgelerinde terör eylemleri sürüp gidiyor! Gün olmuyor ki gencecik fidanlar torağın kara bağrına düşmesin!..
Şehit haberleri geldikçe feryad-ı figanlar arşı alaya yükseliyor! Nice ocaklar sönüyor! Anneler gözyaşına boğuluyor! Eşler dul kalıyor! Henüz hayatın baharında olan gencecik yavrular babasız kalıyor!
Dış mihrakların sinsi emellerine hizmet eden malum odaklar; bu kez Gaziantep’in göbeğine sinsice dalarak, masum insanları katletmeye yeltendiler!
Dördü çocuk olmak üzere dokuz kişi can verdi, altmış dokuz kişi yaralandı, belki onların içinden de hayatını kaybedenler olacak!
Bunca kan ve gözyaşına rağmen, bir siyasal hareketin vekili gidiyor PKK’lılarla kucaklaşıyor!
Eli silahlı kişileri bağrına basarak, yapmış olduklarından ötürü adeta tebrik ediyorcasına basına poz veriyor!
Aynı partinin bir başka vekili, PKK’lılar için mecliste telaffuz edilen “gebertildi” kelimesine karşı küplere biniyor ve muhatabını linç etmeye kalkışıyor!
Yeri geldiğinde ise, malum kişiler ve yandaşları demokrasi havarisi kesiliyor, güya annelerin ağlamaması için hamasi nutuklar atıyorlar.
Sözde demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerden bahseden malum odaklar, her platformda barış dili konuşanlar, eli silahlılarla kucaklaşan ve onların savunuculuğuna soyunan parlamenterler, nasıl yüreğiniz soğudu mu?
Eminim Gaziantep’teki terör eylemine kıs kıs gülmüşsünüzdür, yüreğiniz buza kesilmiştir!
Çünkü fıtratınızda yer edinmiş; masum insanların katledilmesini izleme arzusu!
O gün orada kucaklaştıklarınız, ya da onların silah arkadaşları; gittiler Gaziantep’i kana buladılar! Sokak ortasında bomba patlattılar! Nasıl yüreğinize buz değdi mi?
Türkiye Gaziantep’e yanarken, bakıyorum malum vekillerin ağzı kulaklarına varmış! Derin bir mutluluk yaşıyorlar!
Nasıl, Gaziantep’ten sonra da kucaklaşacak mısınız onlarla?
Belki de yarın geleceksiniz, medyanın önünde demokratik mücadeleden, barıştan söz edeceksiniz!
Medyamızın barış havarileri de sizin bu barış nutuklarınızı kös kös dinleyecek!.. Yahu insan biraz dürüst olur… Söylem ve eylemlerini aynı paralelde tutar… Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Sonra bir şey daha söyleyeyim; biliyor musunuz, sizin kucaklaşmış olduklarınız dağa çıktı, sizse şehre indiniz!
Belki de onlar en kısa bir zamanda yeni bir eylemin odağında yer alacak, ölecek ya da öldürecek, bunda payınızın olmadığını söyleyebilir misiniz?
Gerçekleşecek olan ölme ve öldürmelerde ellerinizin temiz olduğunu nasıl izah edeceksiniz?..
Bilal KARADAĞ
