İktidar koltuğuna oturmuş olduğun günden buyana tam on küsur yıl geçti Sayın Başbakan.

            Bu süre zarfında milletin menfaatini gözetmeye çalışıyor, Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesine çıkartmak için didinip duruyorsunuz.
            Ülkenin geleceğine yönelik önüne 2023 hedefi koymuş, hedefin uğruna menzile varabilmek amacıyla bir yandan harici ve dâhili engelleri aşmaya çalışıyor, bir diğer yandan emperyalistlerin, Siyonistlerin ve küresel güç odakların tamamının emellerini boşa çıkartmaya çalışıyorsunuz…
            Bununla da yetinmiyor, dünya mazlum milletlerine hamilik yapmaya niyetlenmiş, onların dertlerine deva olma gayesiyle her türlü riski göze almışsınız…
            Ülkeyi aydınlık yarınlara kavuşturmak, bölgede önemli bir güç haline getirmek ve de ümmetin yetimlerini korumak için adeta kefen giymiş yürüyorsunuz Sayın Başbakan.
            Sizden önceki Başbakanları bir düşünsenize:
Öyle zat-ı muhteremler bu ülkeye Başbakan oldular ki; onlar, milletin iradesini bir kenara iterek, tamamen bürokratik oligarşinin emrine amade olmaktaydılar.
Hiçbir riskle muhatap olmamak, en ufak bir sıkıntıyla karşılaşmamak amacıyla sermaye çevrelerine, derin güç odaklarına ve de vesayetçilere “eyvallah” edip durmaktaydılar. Hatta gazete patronları bile onları pijamayla karşılarken yüzleri bile kızarmamaktaydı!..   
Tek amaçları saygınlıklarına saygınlık kazandırmak, maddiyatlarına maddiyat katmaktı. Bu uğurda kendi menfaatlerini toplumun menfaatlerine tercih etmekteydiler…
Oysa siz aksini yapıyorsunuz, Sayın Başbakan. O bakımdan birilerine göre yanlış yapıyorsunuz!..
Son 10 yıldan buyana ülkenin her yanını duble yollarla, çağın ulaşım ağlarıyla donattınız…
İstanbul’a üçüncü köprüyü inşa ediyorsunuz…
İstanbul’a üçüncü havalimanı yapıyorsunuz…
Kanal İstanbul hayali kuruyorsunuz…
İMF’ye borcunu ödemekle kalmayıp, kendilerine para yardımında bulunuyorsunuz…
Cari açığın makasını günden güne kapatıyorsunuz…
Ülkeyi bölgede önemli bir güç haline getiriyorsunuz…
ABD’yi bırakıp Çin’le füze anlaşması yapıyorsunuz…
Japonya’yla nükleer anlaşmasına imza atıyorsunuz…
İsrail’e özür diletiyorsunuz…
Dünya kamuoyu önünde Siyonistlere “one minute” diyorsunuz…
Rusya’yla ilişkileri geliştiriyorsunuz…
Cuntacı Sisi’ye tavır alıyorsunuz…
Açılımlar yapıyor, çözüm sürecini başarıyla ilerletiyorsunuz…
Kuzey Irak’la enerji anlaşması yapıyorsunuz…
Ve daha neler neler…
Bütün bunlar ülkedeki bürokratik oligarşinin, elitlerin, derin yapıların, karanlık odakların ve daha da önemlisi dünyanın egemen güçlerinin gözünde en katmerli suçlardandır!..
O nedenle söz konusu güçlere göre suç işliyorsunuz!..
Yalnız şunu bilesiniz ki; toplumun gözünde doğru yoldasınız, Sayın Başbakan. Bildiğinizden vazgeçmeyin çünkü sadece Türkiye’nin değil, ümmeti Muhammed’in duası sizinledir.  
Zira ümmeti Muhammed’in derdini adamlığına katık etmiş, Siyonist katillerin, gaddarların ağzının payını vicdanıyla tokatlamış, ölen mazlumların kemiklerini zalimlere peşkeş çekmemişleri desteklemek dik durmanın gereğidir.
Kelle almaya baş koymuşların hevesini kursağında bırakanların safında yer almak elzemleşmiştir.
Esmalar, Furkanlar, Musalar, Fahriler aşkına ümmeti Muhammed’in kahramanı olmuş bir Başbakan için her şey feda olsun. İşte bu kadar!
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
                    Bilal KARADAĞ
            [email protected]