Ülkemizde son birkaç aydan bu yana dövizin hızla yükselmesiyle birlikte fırsatçıların yapmış olduğu zamanlar her kesimi rahatsız etmeye devam ediyor.
Kimi uyanık stokçular ve fırsatçılar, dövizdeki tırmanışı bahane ederek, ürünlere zam üstüne zam yapıyorlar.
Oysa ki, bu zamların arkasında olanlar belli.
Bunlar her dönem ortaya çıkan stokçular ve fırsatçılar!
70’li yıllarda Erbakan ve Ecevit hükümeti döneminde yine bu stokçular ortaya çıkmıştı.
Hatta yaşanan bu olaylar Kemal Sunal, İlyas Salman, Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın filmlerinde bile yer edinmişti.
O gün de stokçular ve fırsatçılar meydandaydı, bugünde meydandalar.
Bugün ise devletimiz zamları yapan kimi uyanıklara yönelik ceza uygulamalarını sürdürürken, burada en önemli görev vatandaşa düşüyor.
Vatandaş alışveriş yaptığı yerlerde haksız kazanç gördüğü vakit bu konuyu anında ilgili devlet kurumlarına bildirmeli.
Aksi taktirde zararlı olan yine vatandaş olacaktır.
Dövizin bugünler düşüşe geçmesine rağmen halen ürünlere zam yapılıyorsa bu zammı yapanların mutlaka cezasını çekmesi gerekir.
Uzun bir zamandır alışık olmadığımız zamlar konusunda vatandaşın tepkisi gelince kimi uyanıklarda bu durumdan bir hayli rahatsız.
Böylesine zamların bir anda yapıldığını gören vatandaş ise kara kara düşünürken, stokçuların ise zam yarışına girmeleri kabul edilir bir durum değil.
Toplumun geçim durumu ortada olduğu için örneğin salçanın kilogram fiyatına yüzde 300 zam yapılmasının bir tarifi olabilir mi?
Veya doğadan cazibeli bir şekilde ortaya çıkan suyun ambalaj dışında bir masrafı olmadan yüzde 100’lük zamla satılması da asla kabul edilmez.
Bu sebeple devlet yetkililerimizin yapmış olduğu denetimleri destekleyerek, bu denetimlerin sürekli olarak yapılması gerektiğini düşünüyorum.