Bülent Yıldırım, yeryüzündeki tüm masum ve mazlumların yardımına koşan, derdine deva olmaya çabalayan bir dehadır!
Bülent Yıldırım, coğrafya gözetmeksizin her yana koşup kimsesizlerin kimi olmaya gayret eden adam gibi adamdır!
Bülent Yıldırım, dil, din, ırk, mezhep, etnik farkı gözetmeksizin dünyadaki tüm çaresizlerin çaresi olmanın gayretinde olan örnek bir insandır!
Bre beyhude adamlar! Ezilmişlerin, hor görülmüşlerin, per perişanların yanında yer alan böylesine sembol bir isme ve camiasına iftira atarken hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Gerçi vicdanınız yok ki sızlasın! Olmayan vicdan ne yapsın?  
Biliyorum ki amacınız “Çamur at tutmazsa izi kalsın”, lakin bilesiniz ki yanılıyorsunuz efendiler!..
Çamurunuz da tutmaz, izi de kalmaz bunu böyle bilesiniz!..   
Siz kahvenin şekerini gamsızca ezerken, O, yetimin kanına karışan hüzünle ezilen ve de vicdanının sesine kulak verendir!  
Siz ensenizi varlığınızın sıcak hava dalgasıyla sıvazlarken, O, vücuduna mermi isabet etmiş ümmetin yetimlerinin ağıtlarını avuçlayandır!  
Siz cicili vitrinlerdeki mankenlerin sırtına giydirilmiş göz kamaştırıcı libasları almanın yarışındayken, O, uykuya hasret mazlumları ısıtmak için battaniye toplayandır!  
Kısacası siz ah ile vahı plazmada zoomlarken, O, mazlumların ahını eksiltendir!   
Kafasında bin bir tilki dolaşan kurnaz ve komplo gevişçileri varsın Bülent Yıldırım’ı anlamasın!  
Mazlumların yanık sesine kılavuzlaşmış, onların umudu olmuş bir zat-ı muhteremi hangi zanla yıkmaya çalışırsanız çalışın, iftira attığınız yerde mutlaka bir Musa vardır ve dünya döndükçe O Musa’nın asası uykunuzu kaçıracaktır!     
Ağzına kadar silah dolu tırlar vicdanı kurular için haberdir elbet!  
İftira gevişçileri, çaresiz başların gölgesi bile olamazken, kendilerince bulmuşlar bir arena, salyalarını sağa sola akıtıp durmaktalar!
İftira atmaya o kadar hevesliler ki, Tel-Aviv’le göbek bağı bulunanlar, akbabalarının sıradan bir mesajını dahi algılarında şekillendirip, inanç abidelerine veryansın etmekten haz alıyorlar!        
Zalimlerin libas sarkıntılarına buse kondurmaktan dudakları kefen eskisi olmuş ürkeklerden beklenen en sığ iftiralar geliyor sıra sıra!..
Filistin, Afganistan, Pakistan, Mısır, Sudan, Arakan, Suriye ve daha nice yetimlerin coğrafyasında kimsesizlerin kimi olmuş yüce bir şahsiyeti yıkmaya yeltenmiş vicdanı kurular!
Şimdi sıra gözyaşları kanla karışmış biçarelerin rızkına mı geldi?
Şimdi sıra bedeni zalim mermilerle delik deşik olmuş ümmetin yetimlerine mi geldi?
Şimdi sıra kızına aldığı elbiseyi yabancı kızların üzerinde deneyip tüm şehitleri çocuğuna benzeten gözü yaşlı annelerin çığlığına mı geldi?
Siz sırayı ümmetin bu zavallı insanlarına getirecekseniz Rabbim o sırayı yerle yeksan etsin!
Tüm hinliğiniz mazlum ve yetimlerin ahıyla bozguna uğrayıp per perişan olsun!
Allah, üzerinize katre katre sinen mazlumların, kimsesizlerin ve mağdurların ahını yağdırmaya devam etsin!
Tamam mı efendiler?  
 
 
       Bilal KARADAĞ