Adıyaman'a çalışma yapmak üzere gelen CHP Parti Sözcüsü Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamza Çebi, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım,  CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan ve CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, ilk olarak tütün pazarı esnafını ziyaret ederek burada esnafın sorunlarını dinlediler.

Heyet daha sonra Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Konferans Salonunda esnaf odaları, baro, dernekler, muhtarlar, iş insanları, sanayiciler, kooperatif başkanları ve kanaat önderlerinin katılacağı toplantıya geçti.

Uslu:Birbirimizle uğraşmayı bırakalım, ekonomiye odaklanalım

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından kürsüye çıkan Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Uslu, burada yaptığı konuşmasında,son zamanlarda siyaset dilinin haşinleştiğini savundu.

"Ben bir vatandaş olarak son zamanlarda gerçekten a, b, c siyasi partisine ayrım etmeksizin hakikaten televizyonları açamıyorum, izleyemiyorum" diyen Uslu, şu ifadeleri kullandı:

"Sayın başkanlarım bu siyaset son zamanlarda bu siyaset dili niye böyle haşinleşti. Bakın affınıza sığınıyorum, hakikaten bu ülke hepimizin bir bu kadar daha nüfusumuz olsa bize yeter. Bizimle uğraşan bir sürü yiğit insanlar, ülkeler var. Ben burada Adıyaman huzuru başkenti sayın divan bizde bu fırsatı sizleri hepinizi bir arada bulmuşken şu cümleyi söyleyeyim.

Gelin Türkiye’nin huzur kenti Adıyaman'ına bu sadece benim bir önerimdir, bir tavsiye niteliğinde söylüyorum. Değerli divan kıymetli milletvekilleri ya bir milat koyup artık şu ülkeyi ekonomi konuşmaya zamanın geldiğini unutmamız lazım. Ülkelerin zengin olması kurtuluşu, işsizliğin azalması, cari açığın önüne geçilmesinin yolu, üretim üretimimizi de dünyaya pazarlamaktan geçtiğinin ötesinde kim diyebilir ki biz ülkeyi şu yöntemle zengin edebiliriz.

Gelin bunu da sizleri de burada hep bir arada bulmuşken milat koyalım. Biz bundan sonra birbirimizle uğraşmayı bırakalım, ekonomiye odaklanalım.Bu ülkenin sorununu sayarsak üçü de ekonomidir; diyorum. Ekonomiyi konuşalım, ticareti konuşalım, pazarı konuşalım bu ülkeyi zengin edelim."

Binzet: 128 milyon doları arıyoruz biz. Nerede? 

CHP Adıyaman İl Başkanı Burak Binzet ise, "128 milyon doları arıyoruz biz. Nerede?  Biz tam onu ararken Anadolu’nun esas sahibi Türkiye’nin esas sahibi Cumhuriyet Halk Partisi bizimle birlikte bu 128 doların peşine ekonomi masasıyla birlikte düştü."dedi.

Ekonomide hukuki olarak bir adım atılamayacağını ileri süren Binzet, "Biz biliyoruz ki hukukun olmadığı yerde kanunların bir gecede, değiştiği bir yerde insanların benim param yarın bankada el konulur mu endişesi içindeyken ekonomi de bizim bir adım ileriye gitmemiz bizim hukuki olarak mümkün değil.Bu bağlamda tamda günündeyken ekonomi masası Adıyaman’ı ziyaret etti. Şimdi hep birlikte genel başkan yardımcılarımla milletvekillerimle bunların hem neden bu noktalara gelindiğini hem de çözüm önerilerini Cumhuriyet Halk Partisi’nin bakış açısıyla Türkiye’yi kuran partinin bakış açısıyla yeniden değerlendireceğiz."ifadelerini kullandı.

Tutdere:Esnafımız perişan, çiftçimiz tarlaya çıkamıyor, işverenlerimiz sanayicilerimiz mağdur

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere, Adıyaman'ın Mezopotamya'nın en verimli topraklar üzerinde kurulu çok verimli arazilere sahip stratejik olarak Güneydoğu'nun incisi bir kent olduğunu ifade etti.

"Güzel ve çalışkan insanlarıyla gerçekten bölgenin yıldızı ancak Adıyamanlılarda tüm Türkiye’dekiler gibi yurttaşlar gibi şu anda ekonomik alanda sıkıntı yaşıyorlar"diyen Tutdere, şöyle devam etti:

"Esnafımız perişan, çiftçimiz tarlaya çıkamıyor işverenlerimiz sanayicilerimiz gerçekten ağırlaşan ekonomik tablo nedeniyle çok ciddi mağdurlar. Biz bugün burada sizlerle beraber Adıyaman’ın bir fotoğrafını çekeceğiz. Adıyaman’ın sorunlarını tartışacağız konuşacağız. Sayın genel başkan yardımcılarım özellikle 24 Haziran'dan sonra Adıyamanlılardan yetki aldığımız günden bu yana her ortamda Türkiye Büyük Millet Meclisi de kentimizin sesi oluyoruz. Adıyaman artık Türkiye’de konuşulan bir kent oldu. Biz sizlerle birlikte bütün farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek artık Adıyamanlılar bir masa etrafında bir araya gelip kendi sorunlarını tartışan medeni insanlar gibi konuşan tartışan bir kent oldu.

Biz bu anlayışı sürdüreceğiz hep birlikte düşüncelerimiz ne olursa olsun siyasi farklılıklarımız ne olursa olsun ortak paydamız Adıyaman. Ortak paydamız Adıyamanlı hemşerilerimiz. Dolayısıyla insanlarımızın huzuru, refahı, barışı işi aşı için birlikte ortak akılla çalışmaya bundan sonrada devam edeceğiz. Adıyaman kardeşliğin şehri bu kardeşliği teşhis eden sizlersiniz. Sivil Toplum Örgütleri’nin kıymetli başkanları sizlersiniz. Biz deriz hep beraberiz. Biz burada iddia ediyoruz. Önümüzdeki yüzyıl yani cumhuriyetimizin ikinci 100 yılı Adıyaman’ın 100 yılı olacak. Adıyaman artık bu kuşatılmışlıktan çıkaracak kendini. Adıyaman’ın bu üzerindeki ölü toprağı hep beraber kaldıracağız. Birlik beraberlik içerisinde, kardeşlik içerisinde, sorunlarımızı konuşacağız tartışacağız Adıyaman’ın önünü açacağız ve Adıyaman’ı bölgenin yıldızı haline getireceğiz."

Milletvekili Öztrak:Türkiye’nin en önemli meselesi ekonomi

CHP Parti Sözcüsü ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak da, burada ekonomiyi tartışacaklarını belirterek, çünkü Türkiye’nin en önemli meselesi ekonomi. Uzunca bir zamandır 2007’den sonra ekonomimizin çokta iyi gittiği mümkün değil."dedi.

Türkiye'nin 2001yılında krize girdiği dönemde hazine müsteşarı olduğunu anımsatan Öztrak, şöyle devam etti:

"Bize benzeyen ekonomilerden ayrışmaya başlamışız. Bunun arkasındaki en önemli nedende; yanlış büyüme modeli. Türkiye 2001 yılında krize girdiğinde ben hazine müsteşarı oldum. Kemal Derviş Bey Amerika’dan gelmişti, o dönemde ekonomi gerçekten büyük çok bir krizi yaşıyordu.

Başkanımda hatırlar sivil toplum kuruluşlarımızla görüşmeden, odalar birliğiyle sendikalarla işçi sendikalarıyla görüşmeden adım atmazdık istişareye büyük önem verirdik. Ben Rıfat Bey’le her gün toplandığımızı hatırlıyorum. O dönem Türk İş Başkanıyla, DİS Başkanıyla yine her gün toplandığımızı birtakım kararlar aldığımızı hatırlıyorum. Onun sonucunda ortaya bir güçlü ekonomiye geçiş programı çıktı adı geçiş güçlü ekonomi programı değil. Peki neden adı geçiş?  Çünkü bir toparlanma programı çünkü Türkiye’nin programına doğru büyümesi lazımdı. Ama maalesef bu adım geç kalındı atılmadı sonuçta büyüme modeli tıkandı. Dışarıdan sıcak parayı getirip ekonomiyi şişirme modeli iflas etti."

"Ucube bir başkanlık sistemine geçişle birlikte ülkedeki yerleşik kurumlar tahrip oldu"

Türkiye’de bir rejim değişikliği ile ikinci önemli problemin yaşandığına dikkat çeken Öztrak, "Ucube bir başkanlık sistemine geçtik, parlamenter demokraside. Bu ucube bir başkanlık sistemine geçişle birlikte ülkedeki yerleşik kurumlar tahrip oldu. Bir Devlet Planlama Teşkilatı mesela kalmadı. Bir devlet personel başkanlığı kalmadı. Bir kanunlar kararlar dairesi başkanlığı kalmadı. Bunun arkasında bizim devlet krizi tabir ettiğimiz devlet krizi var."dedi.

Öztrak, son olarak 2020 yılına geldiğimizde tüm dünyayla beraber ciddi bir sağlık krizi yaşamaya başlandığını belirterek, "Oda Kovid-19 salgını. Bu üç kriz bir araya geldiğinde de Türkiye çok ciddi bir buğranın içine girdi. Şimdi deniliyor ki her şey yolunda, her şey iyi gidiyor ,Türkiye şunu yaptı. Yapacağız tabii Türkiye’nin büyük potansiyeli var bundan çok daha fazlasını da yapabiliriz."şeklinde kaydetti.

"İki yılda yaklaşık 2 milyon kişi çalıştığı işi kaybetti"

Hükümetin 2023 hedeflerini rakamlarla ifade eden Öztrak, şöyle devam etti:

"Ama bir gerçek var 2011 yılında 2023 hedefleri ilan edilmişti. Hedeflerden sadece bir tanesi alacağım ama diğerlerinin hepsinde de durum aynı.O da yurt içi gayrisafi yurt içi asıla. 2023 yılında gayrisafi yurt içi asıla 2 trilyon dolar olacak denmişti. Hedef oydu. Hatta biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu hedefi düşük bulmuştuk. Türkiye potansiyelinden tam yansıtmayan bir hedef diyorduk. 2013 yılında da Türkiye’nin yurt içi gayrisafi yurt içi asıla 953 milyar dolar olmuştu zaten. Ama bugün geldiğimiz noktada 2023’e giderken 2020 yılında bizim gayrisafi yurt içi hasılamız 2023'de 2 trilyon dolar olması için 1,6 trilyon olması gerekiyor. Kaç dolar oldu 710 milyon dolar fark ise 892 milyon dolar yani hedeften 892 milyon dolar uzağa düşmüşüz. Kimin cebinden gitti hepimizin cebinden gitti. Yine Türkiye’nin yıllar boyu cumhuriyetin kuruluşundan itibaren büyüme hızı ortalama 4,8. Türkiye’nin son 3 yılda büyüme hızı yüzde 1,9 evet pandemi de verilen Türk ekonomik nedenlerle yüzde 1,8 büyüdü ama son üç yıla bakarsak zaten bizim büyümemiz çok düşüktü.

Bir başka önemli olay 2013 yılında bizim milli gelirimiz  958 milyar dolardı. Şimdi 710 milyar dolara düştü. Yani 240 bin milyar bide cebimizde olandan kaybettik. Bir başka biz ekonomiye bakarken neye bakarız yarattığı istihdama bakarız.

Türkiye 2017 yılında 984 bin kişiye iş vermişti Türk ekonomisi. 2018 yılında bu 549 bin kişiye düştü bu rejim değişikliğiyle birlikte. 2019 da bırakın iş vermeye ekonomi, ekonomide 608 bin kişi işini kaybetti. 2020’de 1 milyon 268 bin kişi işinden oldu. İki yılda yaklaşık 2 milyon kişi çalıştığı işi kaybetti. Buna başarı denebilir mi? bunlar benim rakamlarım değil, resmi rakamlar Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamları hiçbir rakam bana ait değil, hepsi Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamları.Gerçek işsiz sayımız da 10 milyon 287 bin kişiye çıktı. İşsizlik oranımız 2017 ‘de yüzde 20 idi yüzde 29,2 oldu 2020’de."

"Dün itibariyle vaka sayısı 50 bini aştı"

"Salgınla mücadeleye dönüp baktığımız zaman kontrolü kaybettik" diyen Öztrak, "Dün itibariyle vaka sayısı 50 bini aştı. Halbuki 1 Mart 2021 tarihinde Türkiye büyük ölçüde sarı renge boyanmıştı. Sarı ve turuncu renkler vardı. 6 Nisan 2021 de Türkiye’nin her yeri kıpkırmızı oldu. Neden? çünkü iktidar partisi biz hepimiz kurallara uyarken sosyal mesafe kurallarına uyarken, seyircisiz kongreler yaparken, iktidar partisi salonları leba leb doldurdu, insanlarda baktı eğer dediler bu ülkeyi yöneten başında bulunan kişi böyle kongreler yapıyorsa demek ki bu hastalık o kadar önemli değil.O zaman biz de beraber olalım bizde konuşalım bizde ailelerimizle buluşalım dediler."diye konuştu.

"Kongrelerin faturası kime kesildi? Esnafa kesildi"

Öztrak, kongrelerdekilerin maske takmadıkları için hiç ceza yemediklerini ancak sokaktaki vatandaşların her gün ceza yediğini vurgulayarak, "Sonuçta ülke kıpkırmızı hale geldi. 29 Mart 2021’de açıklamalar gelmeye başladı; hafta sonu ülke genelinde sınırlama uygulayacağız kırmızı yerlerde cumartesi pazar esnafı kapatacağız. Ramazan ayı boyunca da lokanta ve kafeleri kapatacağız sadece paket hizmeti vereceğiz peki bu kongrelerin faturası kime kesildi esnafa kesildi."dedi.

"Esnafı da çiftçiyi de kobileri de virüs değil, sahipsizlik öldürüyor"

Bütün dünyada vatandaşına destek verilirken Türkiye'de kredi verildiğinin altını çizen Öztrak, "Ben gittiğim her yerde gerçekten yüzündeki o çaresizliği gördüğüm zaman içim yanıyor. Kimin ne hakkı var bu ülkeyi bu hale getirmeye milletin canıyla cüzdanı arasına sıkıştırmaya? Şunu söyleyeyim salgını gerçekten ekonomi tarafından çok kötü yönettik bütün dünya vatandaşına yani kapan çalışma dediği vatandaşına bütçesinden destek verirken biz kredi verdik.

Kredi vermede dünya da ikinciyiz en fazla kredi veren ülke olarak kendi durumumuzla dünya da ikinciyiz destek vermede de sondan ikinciyiz. Gelişen ülkeler kadar destek vermiş olsaydık yüzde 3,6 oranında destek vermiş, bizim 182 milyar Türk lirası destek vermemiz gerekirdi vatandaşımıza. Biz ne verdik 52.7 milyar bununda çoğu işsizlik fonunda yani işçinin kumbarası olan işverenin doldurduğu ölçüde kumbarası olan işsizlik fonundan her şeyini karşıladı. Bütçeden 6.6 buçuk milyar Türk lirası verdik oda aile başına 1000’er lira.Aslında bugün baktığımızda esnafı da çiftçiyi de kobileri de virüs değil sahipsizlik öldürüyor. "ifadelerini kullandı.

"Türkiye şu 128 milyar doların olmaması nedeniyle bu millet faizle kur arasında sıkıştı"

Merkez Bankasının kasasından 5 milyar dolar cari açık verdiğini aktaran Öztrak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ve bugün bizim ekonomimizdeki en kritik risk biraz önce açılış konuşmasını yaparken başkanımız söyledi tabii ki cari açık. Cari açığa bağlı olarak yaptığımız dış borçlanma. Önümüzdeki 1 yılda Türkiye olarak çevirmemiz gereken 190 milyar dolar dış borçlanma onun üstüne bir de 15 milyar dolar açığımız var 200 milyar parayı bulmamız lazım. Ama merkez bankasının kasasından eser yok. Dün açıkladılar 5 milyar dolar açık veriyor. Halbuki 2019’un mart ayında kasa 45 bin dolar fazla veriyordu. Şu dönemde baktığımız zaman bu ülkenin 128 milyar dolar rezervi buhar olmuş gitmiş nasıl gitmiş? Eskiden bunu bir hesabı verilirdi. Merkez Bankası hesabına konurdu. Şu kadar müdahale etmek için harcadım bu kadar da sattım ihaleyle. Şimdi onlar yok bilmiyoruz. Nasıl satıldı kime gitti nerede? ama bir şeyi biliyoruz bu 128 milyar dolar gittiği için Türkiye artık hangi yanlış adımı atarsa atsın bunun bedeli ciddi bir şekilde faize çıkıyor kura çıkıyor. Türkiye şu 128 milyar doların olmaması nedeniyle bu millet faizle kur arasında sıkıştı."

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha