İnancından ötürü başını kapatan kız öğrencileri bir zamanlar azarlayan, sınıftan kovan, hor ve hakir gören üniversitelerin zorba yönetimlerine karşı gıkınız çıkmıyordu. “Bu yaptığınız insan hak ve özgürlükleriyle bağdaşmıyor” deme cesaretinde bulunamıyordunuz.

Bin bir emekle üniversiteyi kazanan öğrencileri ikna odalarına kapatarak, başını açmaları yönünde psikolojik baskı uygulayan ceberrut öğretim görevlilerine karşı devekuşu misali başınızı kuma gömüyordunuz. Onlara, “Sizin yaptığınız inanç özgürlüğüne aykırıdır” diye haykıramayacak kadar anti demokrattınız.

İmam hatip okullarının önünü kapatmak amacıyla kesintisiz eğitimi yasalaştıran diktatör oligarşiye karşı sessizliğe bürünmüştünüz. Onlara, bunu yapmakla imam hatip okullarıyla birlikte meslek okullarının da köküne kibrit çaktıklarını söyleyemeyecek kadar dilsizleşmiştiniz.

Milli iradeye karşı Sincan’da tankları yürüten omuzu kabarık diktatörlere karşı dut yemiş bülbüle dönmüştünüz. Onlara, “Demokrasiye rağmen bunu yapmanız jakobenliktir” sözünü telaffuz edemeyecek kadar despot yanlısı olmuştunuz.

Milletin ezici çoğunluğuyla iktidar olan Refahyol hükümetini bir gecede alaşağı ettiren, bununla da yetinmeyerek, seçmenin büyük çoğunluğunun teveccühüne mazhar olan Refah Partisi’nin kapısına kilit vurduran totaliterlere karşı suspus olmuştunuz. Onlara, “Bunu yapmakla Mustafa Kemal’in ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ düşüncesini yok sayıyorsunuz’” hatırlatmasında bulunamayacak kadar acizleşmiştiniz.

Ülkenin başına çöreklenen bir avuç sözde elit tabaka, ezici çoğunluğa sahip olan mütedeyyinleri irtica ile yaftalatarak bir bir fişleten bukalemun görünümlülere karşı dik duramıyordunuz. Onlara, “Sizin yaptığınız inanç özgürlüğüyle bağdaşmıyor” sözünü söyleyemeyecek kadar dünyadan bihaberdiniz.  

Şimdi ne oldu da birdenbire demokrasi havarisi kesiliyor, dindarlık edebiyatı yapıyor, insan hak ve özgürlüklerden dem vuruyor, milli iradeden bahsediyor, hâkimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu vurguluyor ve her platformda demokrasi vurgusu yapıyorsunuz? 

Ne oldu, ya da ne değişti de dün demokrasiden bihaber iken, bugün azılı bir demokrasi havarisi kesildiniz?

Eğer gerçek manada demokrasiden söz ediyor, insan hak ve özgürlüklerden bahsediyorsanız her platformda demokrasiyi savunmalı, antidemokratik söylem ve eylemlere karşı dik durmalısınız. Aksi halde demokratlığınız tartışılır hale gelir.      

Kimden mi söz ediyorum?

Bilindiği üzere geçtiğimiz hafta Perşembe günü Adıyaman’da “Basın ve Demokrasi” isimli bir panel düzenlendi. Etkinliğe katılan panelistler, programın başından sonuna kadar Ergenekon zanlısı olarak tutuklu bulunanların haksız yere yargılandıklarına, tutuklu olmalarının demokrasiye aykırı olduğuna vurgu yaptılar.

Yukarıda saymış olduğum antidemokratik gelişmelerin tamamını gerçekleştirenin Ergenekon örgütü olduğunu herhalde sağır sultanda biliyor. Kaldı ki şu an tutuklu bulunanların yargılanmalarının gerekçesi de söz konusu örgütün mensubu ya da üyesi olmaları dolayısıyladır.  

Bütün bunlar ortadayken, bilinen bir gerçek iken, özellikle 1990’lı yıllarda ülkemizde zuhur eden o olumsuz gelişmeleri görmezden gelen malum panelistlerin, bugün Ergenekon zanlıları için şaha kalkıyor olmaları hangi demokrasi geleneğinde var olduğunu merak ediyorum doğrusu.

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…

      Bilal KARADAĞ

[email protected]