CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, “Çözüm Süreci mecliste çözülmesi gereken bir mesele” dedi.

CHP Adıyaman Genişletilmiş İl ve İlçe örgüt toplantısına katılmak üzere kente gelen İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Adıyaman Faal Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti.

Özgündüz, burada yaptığı konuşmada AKP ile İmralı, kandil arasında ne tür görüşmeler yapıldığını kimsenin bilmediğini ifade etti.

Çözüm sürecindeki taslaklardan kimsenin bilgisinin olmadığını ifade eden Özgündüz, “Bundan bizim haberimiz yok, ana muhalefetin haberi olmadığı gibi AKP’nin de haberi yok. AKP’nin milletvekillerinin de haberi yok, sadece bu işi bilen Beşir Atalay, Mit Müsteşarı Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan, Recep Tayip Erdoğan bir de Başbakan Davutoğlu biliyor mu emin değilim bu. 4-5 kişinin yürüttüğü bir müzakere ne oluyor ne geçiyor hangi konularda ne anlaştılar nerede tıkanma var biz bunları bilmiyoruz” dedi.

Özgündüz, çözüm sürecinin halkın yüzde 90’ının temsil edildiği mecliste çözülmesi gereken bir mesele olduğunu söyledi.

Herkes gibi barışı kendilerinin de istediğini ifade eden Özgündüz,  şöyle devam etti:

“30 yıldır herkes bu ülkenin insanları acı çekiyor, şehitlerin cenazesi gelmesin istiyoruz, analar ağlamasın istiyoruz ancak bu nereye kadar gidecek. Yer yer çatışmalar çıkıyor. 6–7 Ekim olaylarında gördük, yarın bu işler tıkandığı zaman yeniden bu ülke savaş alanına mı dönecek, yeniden kardeşler bir birini mi vuracak? Güneydoğu’da ciddi anlamda güvenlik sorunu var. Cizre’de bir tarafta geceleri yol kontrolü yapan çocuklar, dün 14 yaşında bir çocuk Diyarbakır’da yakalandı. Provokasyona açık bir süreç. Dolayısı ile mutlaka iktidarın bu süreci ana muhalefet ile paylaşması ve halka da açık olması gerek. Nitekim BDP yöneticisi Selahattin Demirtaş bunu söylüyor. Halktan gizleyerek olmaz diyor, o bile bunu söylüyor. Yani bir anlaşma olacaksa herkesin razı olması, halkın toplumun razı olacağına evet desin. Başka türlü kapalı kapı arkasında siz topluma izah etmeyeceğiniz konulara angaje olursanız, bu barış olmaz. Bir büyük savaşın sebebi olur, dolayısıyla biz diyoruz ki, sonuçta ülkemizin birliği, bütünlüğü kardeşliğin, birlikte yaşamayı asgari koşullardan herkes hem fikir.  Gelelim, bizde olalım yani sen gel iktidar olarak ve siyaset olarak, muhalefete bilgi ver, diğer  Siyasi partilere de bilgi ver. Oturalım sorunlar nedir tartışalım. Mecliste yapılması nedir, çıkartalım ama sen tek başına gidip bir kişiyle yada bir grupla yürütürsen bunun sonu iyi değildir”

– Başkanlık sistemi

Son günlerde tartışılan başkanlık sistemine de değinen Özgündüz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD tipi başkanlık sistemini istemediğini belirtti.
ABD’de başkanın bazı kurumlar tarafından denetlendiğini vurgulayan Özgündüz, “Orada başkanı denetleyen çok önemli iki kurum var. Güçlü senato ve bağımsız bir yargı.  Şu an ki Cumhurbaşkanlığı makamına oturan kişi bunu istemiyor yani kendisinin yargı tarafından denetlenmesini istemiyor. Bundan şikayet ediyor, şuandaki sistemden şikayet etmesindeki neden bu. Diyor ki, ben bir kamu görevlisini alıyorum, bir yere gönderiyorum, iki gün sonra bakıyorum mahkeme kararıyla tekrar dönmüş, böyle bir şey olur mu diyor. Bu olmasın diye başkanlık sistemini istiyorum diyor. Yani yargıyı tanımıyor,  ben tek adam olayım istiyor, padişah olayım istiyor,  Suudi Arabistan kralı gibi bişey olmak istiyor, tek adam benim, dediğim kanun olsun. Osmanlı Padişahlarını bile sınayan divan vardı, bu tanımıyor. Başbakan da ben olacağım, partinin başkanı da ben olacağım, cumhurbaşkanı da ben olacağım. Tek adam bütün yetkilerin totalde tek elde toplandığı bir rejim istiyor. Ama bu olmaz Türkiye’de, bu bir hayal. Recep Tayyip Erdoğan bu şekilde tarihe geçmek istiyor ama olmayacak, o hayal görüyor, avucunu yalar” diye konuştu.
– Komşu ülkeler ile ilişkiler

Komşu ülkeler ile yaşanan sorunlara da değinen Özgündüz, komşu ülkeler ile sıfır sorun diyen AKP’nin durumu sıfır komşuya getirdiğini söyledi.
AKP iktidarına kadar bütün iktidarların “Yurtta Sulh Cihanda sulh” politikasını takip ettiğini belirten Özgündüz, şöyle konuştu:
“Komşu ülkeler ile sıfır sorun diyen AKP sıfır komşuya getirdi. Ne yazık ki ülkeyi Türkiye Cumhuriyetinin bütün hükümetleri sağ olsun AKP’ye kadar bütün hükümetlerin dış politikası yurtta sulh cihanda sulh, Atatürk’ün koyduğu yurtta barış dünyada barış ilkesi üzerindeydi.  Komşularla iyi ilişkiler ve komşuların işlerine karışmama esası üzerineydi. İlk defa AKP döneminde komşuların iç işlerine müdahale ve ne yazık ki üzülerek söylüyorum mezhep eksenli bir dış politika güdüldü, Sünni İslam temelli yeni Osmanlıcılık anlayışı. Bu anlayışla Irak’ın merkezi hükümetine Şii hükümet denildi, başbakan’la Şii Maliki denildi. Orada terör olaylarına karışan Tarik Haşimi oradan kaçtığı zaman bu hükümet tarafından kol kanat gerildi, burada beslendi, daha sonra yeni hükümet kurulma aşamasında IŞİD benzeri El-Nusa bezeri terör örgütlerine Saddam kalıntısı terör örgütlerine destek verilerek yeni hükümet sırasında pazarlık yapılmaya çalışıldı ve nitekim IŞİD Musul’u işgal ettiği zaman onu ilk tebrik eden hükümetin besleyip büyüttüğü Tarik Haşimi’dir. Şu anda da AKP’li Belediyenin misafirhanesinde kalan kişidir. Sonra da Allah Ekber diyerek kardeşinin başını kesen gözü dönmüş eli kanlı teröristleri oraya gönderen bu hükümettir. Yine 5 bin Tır silah gittiği söyleniyor. Antep’te, Urfa’da, Hatay’da durdurulan Tırların içerisinde füze başlıkları vardı, silahlar vardı, nereye gidiyordu bu? Terör örgütlerine bütün bunların belgesi var, dünyanın elinde ve IŞİD denilen eli kanlı teröristlerin bölgeye Müslümanların ve insanlığın başına musallat olmasındaki en büyük sebebi AKP’dir”

– Vekil adaylarımız her şeyden önce Adıyamanlı olacak

Vekil adaylarının her şeyden önce Adıyamanlı olacağını belirten Özgündüz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yani vekilimiz yerel olacak. CHP demokrasiyi savunan bir parti, elbette ki adayını da bu yörenin vatandaşlarının oylarıyla seçilecek kişinin de Adıyamanlı olması lazım. Bu yörenin, buranın insanı olmalı ki bu yörenin sorunlarını meclise taşısın. İl örgütümüz, il yöneticilerimiz, ilçe başkanlarımız, kadın kollarımız, gençlik kollarımızla yaptığımız toplantıda genel bir kanaat var, mutlaka örgütün iradesi dikkate alınmalı. Elbette ki örgütsüz bir seçim olmaz. Fakat burada başka dengeler de var. Yani halkın her kesiminin temsil edilebileceği şekilde bir düzenleme yapmak lazım ama herkes tabi ki yerelde olacak, partili olacak. İnşallah bizim gönlümüz ister ki sağlıklı bir yapı sandıktan çıksın. Örgütün de desteklediği arkasında durabileceği birkaç milletvekili biz parlamentoya sokalım.
İki kez partililerimiz Adıyaman’da travma yaşadı, iki milletvekilimiz partimizden istifa ederek AKP’ye geçtiler, bu da bir travma yarattı örgütümüzde. Dolayısıyla böyle bir durum yaşanmaması için daha dikkatli, ince eleyip sık dokunulacak. Elbette burada siz biliyorsunuz ki bir denge var. Batı-Doğu dengesi ve merkez. Bizim partimizin daha çok merkeze dayalı ama ilçelere de önem vereceğiz. Tek başına bütün adayların merkezden olması da sıkıntılar çıkarıyor. Buranın hem ilçe dengeleri hem demografik dengeleri gözetilerek bir aday belirleme süreci olacak. Örgütümüz de bunu biliyor.”
BHA