İnsanlık tarihine doğru yolculuk yaptığımızda, Habil ve Kabil arasında başlayan hak-batıl mücadelesinin günümüze kadar devam ettiğini rahatlıkla görebilmekteyiz.

Hz. Âdem ile İblis, Hz. Muhammed (sav) ile Ebucehil, HZ. İbrahim ile Nemrut, Hz. Musa ile Firavun arasında vuku bulan hadiseler, hak ve batıl mücadelesinin sadece birkaç örneği…
Hâsılı, benzer örnekleri çoğaltmak mümkün…
Günümüz dünyasına baktığımızda da benzer mücadelelerin fütursuzca yapıldığını ve aralıksız devam ettiğini müşahede etmekteyiz. 
Özellikle Osmanlı’nın yeryüzü sahnesinden silinmesiyle birlikte, Ortadoğu’nun göbeğinde oluşan Siyonist devletin ve emperyalist odakların İslam dünyasıyla nasıl uğraştığına dünya âlem şahit…  
Tunus’ta başlayan ve Ortadoğu’da uzun süre devam eden Arap baharının öyle sıradan bir bahar olduğunu da söylememiz mümkün değil.
Belki fitilin ilk ateşlenmesinde karanlık senaryolar olmayabilir, lakin sonradan küresel odakların elleriyle iş farklı mecralara kaydırıldı.
Hatta bizdeki Gezi olayları da benzer senaryonun bir ürünüydü. Gezi olaylarının başlangıcı sıradan masum bir eylemmiş gibi görünebilir, zira sonradan karanlık odakların müdahil olmasıyla birlikte eylemlerin tamamen rayından çıktığını hepimiz gördük.         
Kaddafi’nin hunharca öldürülmesi, mübareksiz Hüsnü’nün tahttan indirilmesi, Mursi’nin antidemokratik bir şekilde alaşağı edilmesi, Siyonist güdümlü Sisi’nin Müslümanlara zulüm yapması, Suriye’de iç savaşın yapılıyor olması vs. bütün bunlar öyle kendiliğinden meydana çıkmadı.  
Malum hadiselerin meydana gelmesinin arka yüzünü irdelediğinizde, Siyonistlerin ve emperyalistlerin olduğunu göreceksiniz.  
İslam âlemine yönelik her türlü senaryoyu çizen ve bir bir uygulamaya çalışan malum odaklar, dikkat ederseniz son zamanlarda da ılımlı İslam projesiyle meydana çıktılar.
Kendilerince yeni bir din oluşturmanın gayreti içerisindedirler. İslam’ın ılımlısı ılımsızı mı olur? İslam, İslam’dır. Kur’an-ı Kerim ve hadisi şerifler ne diyorsa İslam odur.
Ilımlı İslam söylemlerini empoze etmenin çabasında olan söz konusu odaklara dikkat ederseniz, ılımlı İslam karşıtında kim ya da kimler varsa hepsiyle bir bir savaşıyorlar:   
Afganistan’da Taliban’ı vuruyorlar, Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketi’nin yöneticilerini kodese tıkıyorlar, Türkiye’de Milli Görüş’ü parçaladılar, Afrika’da ise etkili olan Cemaat-i İslami camiasını bitirmenin planını yapıyorlar.  
Şu sıralar Bangladeş’te Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla’nın idam edileceği söylentilerinin yegâne sebebi de budur. Dolayısıyla Bütün bunlar; ezelden beri süregelen batıl’ın en açık tezahürüdür.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…   
 
 
      Bilal KARADAĞ