Geçtiğimiz hafta Adıyaman’da gerçekleştirilen ve kamuoyu nezdinde ses getiren “4. Medeniyetler Kavşağı Adıyaman” isimli sempozyum, ilimizin geleceğine yönelik önemli bir adımdı.

Adıyamanlılar Vakfı öncülüğünde valilik, belediye, üniversite, sanayi odası ve kalkınma ajansı tarafından ortaklaşa düzenlenen ve 3 gün devam eden sempozyumda, ilimizin sanayisi, turizmi, tarım ve hayvancılığı gündeme alınarak, enine boyuna konuşuldu.

            Kentimizin kalkınmasının lokomotifi olan söz konusu konulara yönelik projelerin üretilmesi ve ivedilikle hayata geçirilmesi babında çözüm önerileri sunuldu.

             Böylesine önemli bir sempozyuma katılarak, sonuna kadar takip etmek elzemdi, lakin işlerimin yoğun olması münasebetiyle sadece bir kısmına katılabildim.

            Keşke tamamına katılabilme imkânım olabilseydi, ancak neylersin, bazen öyle bir yoğunluk oluyor ki; günün 24 saati bile az geliyor eşrefi mahlûkata.     

Adıyaman’ın kalkınması, refah düzeyinin yükselmesi ve daha çok yaşanabilir bir konuma gelmesi için olağanüstü efor göstermek elzemdir.

Her Adıyamanlının bu bilinçte olması ve kentin geleceğine yönelik imkânları ölçüsünde katkı sunması gerekir.

Söz konusu Adıyaman olunca, kentin geleceğine yönelik her teferruat öncelenmeli, kolektif hizmetlere odaklanarak çaba harcanmalı.

Kâinatın yüce efendisi Hz. Peygamber efendimiz (S.A.V)’de öyle buyuruyor; “İnsanların en hayırlısı, insanlığa faydalı olandır.”

Madem öyle, (ister il dışında ikamet etsin, ister il sınırları dâhilinde), nerede olursa olsun her Adıyamanlının kentimizi “Güneydoğu’nun parlayan yıldızı” konumuna gelebilmesi için elini taşın altına koyması gerekir.

Çevremizde Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Malatya gibi iller Büyükşehir olma konumuna gelebildiyse, bunun temelinde; “ilimizin gelişmesine daha çok katkı sunmalıyız” anlayışı yatmaktadır.

Dünya mermer rezervinin yüzde 4’lük kısmı ilimizdedir. Hem de mermerimiz dünyada aranan ve kabul gören konumdadır.

“UNESCO Dünya Kültür Mirası”nda yer alan Nemrut Ören Yeri ilimiz coğrafyasındadır.

Kabri Türkiye’de olduğu tescillenen iki sahabeden (Safvan bin Muattal hazretleri) birisi; Adıyaman’dadır.  

Atatürk Barajı’nın göl havzası her yanımızı çevrelemiş. Onlarca akarsuyumuz var. En verimli arazilere sahibiz.

Yani bilinen bir ifadeyle; “yağımız, şekerimiz, unumuz, suyumuz var, neden helva yapmıyoruz.”

Mermer rezervimizin dünyaya pazarlanması, kültür ve inanç zenginliklerimizin uluslar arası bazda tanıtılması, ivedilikle sulu tarıma geçilmesi babında önemli adımlar atılmalı…

Adıyamanlılar Vakfı’nın öncülüğünde gerçekleşen ve böylesine önemli konuları içeren sempozyumun, önemli getirileri olacağı kanısındayım.

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…