Aslında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, siyaset dersinden önce, ahlak dersi vermek gerekiyor ama o dersi alacak bir kapasitesinin olmadığı ortaya çıktı. O nedenle biz siyaset dersi verelim, belki içinden seçerek alır.

Bir siyasetçiden öte bir partinin genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu, aynı zamanda bir lider de sayılır. Hoş daha insani ilişkileri bile öğrenememiş birisi nasıl lider oluyor, o da ayrı bir konu.

Öncelikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun demediği bir cümle nedeniyle linç edilmeye çalışılması, hem ahlaki değil, hem de insani değil.

Karaman’da meydana gelen iğrenç olay yargıda…

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da, aile ve çocuklarla ilgili alması gereken önlemleri almış. Belki alması gereken daha başka önlemler de vardır ve bunu söylemek, istemek bir siyasi parti liderinin elbette hakkıdır. Bunun dışında, bu tür iğrençliklerin olmaması için toplumun ahlak anlayışının sorgulanması, eğitilmesi ve bilinç oluşturulması lazım.

Ama bugüne kadar sicilinde hiçbir sorun olmayan bir vakfı, bu olay nedeniyle “tecavüzün merkezi” gibi göstermek, en az yapılan iğrenç eylem kadar ahlaksızcadır.

Olayın “bir olay” olması, onu küçümsemek için değil, aksine suçta dahli olmayan bir kurumu korumaktır. Düşünün ki, Karaman’da böyle bir olay oldu diye, tüm Karamanlıları sapık gibi göstermek mümkün mü veya tüm ülkeyi…

Ancak, bir kurum olması, onun bu işlerin “haberi dâhilinde” yapılmasını gerektirmez. Tecavüzün ve ahlaksızlığın merkezi haline gelen her kurum kapatılır. Ama merkezi haline gelen, bir kez olan değil.

Bunu diyen partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir kaset komplosu sonucu, koltuğu kapmıştı ama o olayda, CHP kapatılmamış, komploya kurban giden Deniz Baykal istifa etmişti. MHP’de bir biri ardına patlak veren kaset komplolarında da MHP kapatılmamış, ilgili kişiler istifa etmişti.

Karaman’da meydana gelen iğrenç olayda da, suçun şahsiliği esas alınarak, sadece fail yakalanır, yargılanır. Nitekim süreç de böyle işledi zaten.

Buna rağmen, hem Ensar Vakfı’na hem de Aile Sosyal Politikalar Bakanına, edep dışı bir şekilde yüklenmek, edepsizliği zirve yapanlara yakışıyor ama insanlığa, ahlaka sığmıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir aile terbiyesi alıp almadığından emin değilim ama bir ahlak sorunu olduğu kesin.

O nedenle ahlak dersi vermeyeceğim ama bir liderin bir olay üzerine nasıl davranması gerektiğini söyleyeceğim, danışmanlarının bir türlü o kafaya yerleştiremediklerini…

Bir lider, kendisinin kim olduğunu, neyi temsil ettiğini, kimlere öncülük ettiğini iyi bilmeli ve kendisine de güvenmeli.

Önde yürümenin önemli olmadığını, yol göstermenin daha önemli olduğunun da bilincinde olmalı.

Bir kadına, bir siyasetçiye, bir bakana, bir eşe, bir anneye nasıl davranılması gerektiğini, nasıl hitap etmesi gerektiğini hem bilmeli hem de sözleriyle bu göstermeli, örnek olmalı.

Birilerinin önüne yatmış lafının çok ahlaksızca, çok edepsizce olduğunu, bir lider bilmeli. Bu cümleyi başkalarının kullanıyor olması, onu “cici” bir cümle yapmayacağını da herkese göstermeli. Aynı cümleyi kendine, yakınlarına veya partilisine de söylenebileceğinin hesabı da yapılmalı.

Edepsizliğin, bir liderin vasfı olmadığını, önde giderken, arkadakilere göstermelidir.

Eğer önde giden edepsiz olursa, arkadan gelenlerin, Karaman’daki sapıktan bin kat daha gözü dönmüş sapık haline dönüşmesi içten bile değildir.

Bir lider, kim olduğuna bakmadan herkese değer vermeli mesela…

Bu kadın da olsa, erkek de olsa fark etmez. Hatta kendisine oy verene de, vermeyene de değer vermeli, onu mahcup etmeli.

Üslubu, kelime seçimi ve muhatabına hitabı, örnek olmalı.

Olayları değerlendirirken mahalle kabadayısı, sokak çocuğu, mafya bozuntusu, terör örgütü ağzıyla değil, kendi ağzıyla ve edebiyle konuşmalı.

Edep, bütün mesleklerde önde gelir, liderlikte ise olmazsa olmazdır.

Kendi partilisi, kendi yandaşı, seçmeni, yakın duranı edepsizlik etse bile telafi edecek/edilmesini isteyecek olan liderdir.

Elbette bütün bunları CHP’nin başına ahlaksızca bir kaset komplosu sonucu gelen birisi bilmez. Zaten bilse lider olurdu, müdür değil…

Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nu hiç önemsemiyorum, o kendine yakışanı yaptı.

Ama her fırsatta “kadına saldırı var” diye yeri göğü inletenlerin ne kadar ikiyüzlü, ne kadar sahtekâr, ne kadar yalancı ve ne kadar edepsiz olduğunu da, bu vesileyle öğrendik.

Bir bakana değil, herhangi bir kadına “Birilerinin önüne yatmış” demeyi içine sindiren her CHP’li, her CHP’ye yakın STK ve hak savunuculuğu yaptığını söyleyenler, kadın hakkı mücadelesi içinde olduğu yalanına sarılanlar, en az bu sözü sarf eden kadar suçludur.

Kılıçdaroğlu’na tek cümlelik bir de ahlak dersi vereyim; Ahlaksızlık, siyaset olmamalı, bir yaşam tarzı hiç olmamalıdır.

 

Tweetimden seçmeler

Nihayetinde CHP’de bir parti. Herkesin belki bir gün oy vermeye niyetleneceği parti(ydi). Bu ahlaksızlıktan sonra oy verilmeyecek ilk parti.