İnsanoğlu, ilkel toplumdan yerleşik düzene geçtiği günden başlayarak kadın, toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamda yer almak, etkili ve belirleyici olmak için çaba içine girmiştir.

Eğitim düzeyinin yüksek olduğu,

Yurttaşların hak ve sorumluluklarının bilincinde oldukları,

Demokrasinin ve hukukun geliştiği,

Hak ve özgürlüklerin güvenceye kavuştuğu,

İleri teknolojiye dayalı üretimin yapıldığı,

Yüksek insani gelişme düzeyini yakalamış olduğu,

Toplumsal ve sosyal, huzur ve barışa kavuşmuş ülkelere bakıldığında bu ülkelerde:

- Kadınların eğitim düzeylerinin erkeklerle aynı düzeyde olduğu,

- Kadınların hak ve sorumluluklarının bilincinde oldukları,

- Kadın ve erkek eşitliğinin olduğu,

- Kadınların toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamda etkin ve belirleyici oldukları,

- Kadınlara, kız ve erkek çocuklarına cinsel tecavüz ve istismar yapıldığında, kadın erkek herkesin tavır aldığı,

- Kadınlara şiddet uygulandığında ve şiddete dayalı kadın ölümlerinde, kadın erkek herkesin tavır aldığı,

- Yasal önlemleri almayan ve görevlerini yapmayan siyasetçilerin değiştirildiği, ülkeler oldukları görülecektir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1926 yılında medeni kanunu yaşama geçirdi. Kadın erkek eşitliğini sağladı. Türk Kadınlarını dört duvar arasında çıkardı. Toplamsal yaşama kattı.

1935 genel seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanındı.

Atatürk’ten sonra kadının toplumsal yaşamdaki yeri ve kadın hakları aynı düzeyde gelişmedi. Süreç içinde kadın haklarında önemli kayıplar yaşandı. Kadınlar, toplumsal ve sosyal yaşamda dışlandılar ve ötelendiler.

TÜRKİYE’NİN GELİŞMESİ VE KALKINMASI

Türkiye’de demokrasinin ve hukukun gelişmesi,

Yurttaşların hak ve sorumluluklarının bilincine kavuşmaları,

Kişi hak ve özgürlüklerinin güvenceye kavuşması,

Eğitim ve bilimin gelişmesi,

İleri teknolojiye dayalı üretim yapılması,

Türkiye’nin gelişmesi ve zenginleşmesi,

Yüksek insanı gelişme düzeyini yakalaması,

Toplumsal ve sosyal huzur ve barışa kavuşması,

Uluslararası kamuoyunda itibar görmesi ve saygınlık kazanması için kadına bakış açısını değiştirmesi gerekir.

Din adına neredeyse her gün kadına yönelik fetva veren sapık ve din asalaklarını desteklemek ve alkışlamak yerine, bu kişileri yok edilmesi gerekir.

Bunlar yapılmadan; bugün yapıldığı gibi, din adına kadını aşağılayan ve öteleyen fetvalar veren sapık ve din asalakları desteklenmeye devam edilirse, Türkiye her geçen gün biraz daha geriler. Orta Çağ karanlığına doğru hızla ilerler.

Kadınların toplumda onurlu ve saygın yerlerini almaları,

Toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamda etkin ve belirleyici olabilmeleri, Kadınlara ve kız çocuklarına karşı tecavüz ve istismarın olmaması,

Her gün en az bir kadının erkek terörüne kurban gitmemesi,

Kadınların erkek şiddetine maruz kalmamaları için:

  1. Toplumun dinamiği ve motor gücü olan kadınların haklarını elde etmek için örgütlü olmaları, kazandıkları haklarına sahip çıkmaları, haklarını geliştirmek için mücadele etmeleri,
  2. Kız çocuklarının eğitimine önem vermeleri, kızların nitelikli eğitim almaları için mücadele etmeleri,
  3. Kadını ve kadın haklarını önemseyen, kadını yüceltmeyi amaçlayan siyaseti ve siyasetçiyi desteklemeleri,
  4. Kız çocuklarının eğitimine önem vermeyen, kadını ve kadın haklarını önemsemeyen, kadını yüceltmeyi amaçlamayan siyaseti ve siyasetçiyi desteklememeleri, bu tür siyasetçilere karşı mücadele etmeleri,
  5. Din adına kadını aşağılayan ve öteleyen fetvalar veren sapık ve din asalaklarını destekleyen, alkışlayan, onları ziyaret ederek cesaretlendiren zihniyeti ve bu zihniyetteki siyasetçileri ve yöneticileri siyaset sahnesinden temizlemek için açıktan mücadele etmeleri gerekir.

Şurası iyi bilinmelidir ki, mücadele etmeden, bedel ödenmeden hiçbir hakka sahip olunmaz.

Kadınlar, mücadele ederek haklarını almak yerine, haklarının erkekler tarafından kendilerine verilmesini beklerlerse:

Erkek terörüne kurban giden kadın sayısı, her geçen gün artarak devam eder.

Kadınlara, kızlara yönelik tecavüzler ve istismarlar artarak devam eder.

Din adına kadını aşağılayan ve öteleyen fetvalar veren sapık ve din asalaklarının sayısı her geçen gün biraz daha artar.