Mustafa Kemal Atatürk’ün halkla görüşerek, halkın görüş ve önerisini alarak halkçılık esaslarına dayalı olarak 9 Eylül 1923 tarihinde Halk Fırkasını (CHP’yi) kurdu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yönetiminde, Halk Fırkası tarafında 29 Ekim 1923 tarihinde, 20. Yüzyılın en büyük yenilik, değişim ve dönüşüm projesi olan, Halk Egemenliğine Dayanan Laik Demokratik Sosyal Hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’ kuruldu.

1923 yılında dünyada halk egemenliğine dayalı yönetilen devlet yoktu.

Dünyanın emperyalist ülkeleri İngiltere, Fransa, İtalya, Alman, İspanya, Portekiz krallıkla Yöneliyorlardı.

Rusya, Çin proletarya diktatörlüğü ile yönetiliyordu.

Afganistan krallıkla, İran Şahlıkla yönetiliyor.

Afrika ülkeleri, emperyalist ülkeler, İngiltere ve Fransa’nın işgali ve sömürüsü altındaydı.

Güney Amerika ülkeleri, İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz’in işgali ve sömürüsü altındaydı.

Doğu Asya ülkeleri, Pakistan, Hindistan, Japonya, Kore, Endonezya, Malezya, Avusturalya, Kuzey Amerika ülkesi Kanada, İngiltere’nin işgali ve sömürüsü altındaydı.

Dünyanın önde gelen tarihçi bilim adamları, Siyaset bilimi ve siyaset sosyolojisi bilim adamları

Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Kurtuluş Savaşında, Osmanlı Devleti’ni işgal eden Emperyalist ülkelerle yaptığı savaştaki başarısını ve liderliğini,

Kurtuluş Savaşı sonrasında halkla birlikte kurduğu, Halk Egemenliğine Dayanan Laik Demokratik Sosyal Hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni,

Örnek aldılar, örnek gösterdiler.

Emperyalist ülkelerin işgali ve sömürüsü altındaki ülkeler, Atatürk’ün liderliğini, başarılarını örnek aldılar. Ülkelerini işgal eden emperyalist işgalci ülkelere yönelik kurtuluş savaşı başlattılar. Ülkelerini bağımsızlığa kavuşturdular.

Halk Egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’ni örnek aldılar. Ülkelerini halk egemenliğine dayalı olarak inşa ettiler.

Siyaset, iktidar olmak, halka fayda sağlamak, sorunlarını çözmek, halkın yaşamını iyileştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek;

Devlete hizmet etmek, sorunlarını çözmek, geliştirmek, kalkındırmak, zenginleştirmek, halkın aş ve iş sorununu çözmek, barış ve huzura kavuşturmak için yapılan iştir.

Atatürk’ün yönetiminde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından halk egemenliğine dayalı laik demokratik sosyal hukuk devleti olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, çağdaş kurumlarla inşa edildi.

Devrimler yapıldı. Yapılan devrimlerle insanı merkez alan, insana önem ve değer veren, insanı yüceltmeyi amaçlayan, toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel değişim ve dönüşümler yaşama geçirildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunları çözüldü, gelişti, gelişti ve zenginleşti.

Halkın, toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, eğitim, sağlık, aş ve iş sorunları çözüldü, önemli gelişmeler sağlandı.

Atatürk’ün 10 Kasım 1938 tarihinde ölmesinden sonra:

1950- 1980 arasında yapılan seçimlerde CHP, hiç tek başına iktidar olamadı.

12 Eylül 1980 tarihinde darbe yapan askerler, siyasi partileri kapattılar. 1980’de kapatılan CHP 1992'de yeniden açıldı. Bu tarihten sonra CHP Genel Başkanı olan CHP genel başkanları, Parti içi iktidarla yetindiler. CHP’yi tek başlarına aldıkları kararlarla yönetmeye başladılar. Partinin asli unsuru ve gerçek sahibi olan Üye ve örgütler edilgen hale geldiler.

CHP, 1992-2023 arasında yapılan seçimlerde sürekli başarısız oldu. Atatürk’ün yönetiminde Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP, 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçinde yüzde 8.7 oy aldı. Yüzde 10 seçim barajını aşamadı. Kurduğu Büyük Millet Meclisi’nin dışında kaldı.   

1980-2023 tarihi arasında iktidar olan partiler, Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkelerinden kopardılar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyük oranda din devleti yaptılar.

Halk ve ülke yoksullaştı ve geriledi. Barış ve huzur bozuldu.  

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi doğrultusunda yeniden yapılandırılması, toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlarının çözülmesi, kalkınması, gelişmesi, zenginleşmesi, halkın aş ve iş sorunun çözülmesi barış ve huzura kavuşması için, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP’nin tek başına iktidara gelmesi gerekiyor. 

CHP’nin iktidar olabilmesi için:

Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savası sonrasında, illeri ziyaret ederek, halkla toplantılar yaparak, halka halkçılık esaslarına dayanan bir parti kurmak istediğini, kurmak istediği partiye yönelik kendi görüş ve düşüncesini anlatıp, halkın görüş düşüncesini sorup, halkın görüşünü, düşüncesini ve önerisini alarak, halkla birlikte halkçılık esasına dayalı olarak kurduğu, Halk Fırkasının (Cumhuriyet Halk Partisi’nin) kuruluş felsefesini benimseyen ve savunan.

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğini, Mustafa Kemal Atatürk’ün yönetiminde, Halk Fırkası (Cumhuriyet Halk Partisi) tarafından kurulan, halk egemenliğine dayanan laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini benimseyen ve savunan, CHP’yi kuruluş felsefesi doğrultusunda yeniden yapılandırmak isteyen;

Halkta karşılığı, kafasında projeleri, arkasında başarıları olan, siyaseti halk ve ülke için yapan; 

CHP’yi, Partinin anayasası olan Parti Tüzüğü ile benimsenen yapılanma ve işleyişe, ideoloji, ilke ve değerlere göre yönetecek olan; 

Bilgi ve çözüm projelerine dayalı alanında uzman olan kişilerden ekip ve takım oluşturarak, siyaset yapacak, halka fayda sağlamak, halkın yaşamını iyileştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek için siyaset yapacak olan;

Toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel sorunların çözümüne yönelik çözüm projeleri üretme bilgi, beceri ve yeteneğine sahip olan. Milletvekili ve belediye başkan adaylarını önseçimle belirleyecek, gücünü halktan alarak siyaset yapacak olan; 

CHP’yi iktidar yapmak, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş felsefesi doğrultusunda yeniden yapılandırmak isteyen. Türkiye Cumhuriyeti’ni sorunlarını çözmek, geliştirmek, kalkındırmak, zenginleştirmek, halkın aş ve sorununu çözmek isteyen bir kişinin, CHP Genel Başkan adayı yapılması ve genel başkan seçilmesi gerekiyor. Bu bir gereklilik ve zorunluluktur.  

Yapılacak yeni kurultayda, bu bilgi, beceri, yetenek ve siyaset yapma anlayışına sahip olan, CHP’yi iktidar yapmak isteyen bir kişi, CHP Genel Başkanı seçilirse, CHP ilk seçimlerde başarılı olur. Halkın oyunu alır, İktidara gelir. 

Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesi doğrultusunda yeniden yapılanır.

Halkın ve ülkenin sorunları çözülür.

Türkiye Cumhuriyeti gelişir, kalkınır, zenginleşir. Barış ve huzura kavuşur.