“Bugün Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Çünkü bugün İslamiyet bitmiştir. O’nu bitiren Avrupa’dır!.. Müslüman kadınların temsilcisi bugün mayo ile karşımızdadır… Oylamaya gerek yok, O’nu kraliçe seçeceğiz.”

            Tüyler ürperten bu talihsiz ve dikenvari cümleler; 31 Temmuz 1932’de Belçika’da yapılan Dünya Güzellik Yarışması’na katılan Türk kızı Keriman Halis’e ve O’nun şahsında biz Müslümanlara atfedilmiş.

Malum cümleleri telaffuz eden… ise, söz konusu yarışmada jüriye başkanlık yapan bilmemem hangi kefere!..

Hülasa, sözde Türkiye Cumhuriyeti’ni güzellik yarışmasında temsil eden Keriman Halis’in, 2 gün önce, yani 29 Ocak Pazar günü (99 yaşında) İstanbul’da öldüğünü çarşaf çarşaf yazdı gazeteler.

El Hak! “O’ndan geldik, O’na döneceğiz”…

Şimdi burada sormak isterim, Osmanlı’ya, Türklere ve İslam’a her fırsatta saldıracak kadar barbarlaşan hayalperest kefereler, sizlerin düşlediğiniz gibi şimdi İslamiyet mi bitti, yoksa Kerimanlar ve sizler mi..?

Fani olan sizler misiniz, yoksa İslamiyet mi..?

Ahhh… Keşke bu soruların cevabını bilecek kadar beyninizin derinliklerindeki cevherle yoldaş olabilseydiniz, belki o zaman sizler ve sizin gibi düşler âleminde kolaçan eden yetmeleriniz ıslaha gark olacaktı, ama ne çare…      

Şu bir gerçek ki; öyle haddini bilmezlerin dediği gibi İslamiyet bitmedi/bitmez de, bilakis giderek yaygınlaştı ve evrenle kucaklaştı…

 Fersah fersah uzak diyarlara dek ulaştı, hatta İslamiyet’e hakaret edecek kadar alçalan yaratıkların diyarında bile ılgıt ılgıt nazlıca goncalaştı…

Zira ülkemizin ve dinimizin kutsalını emperyalist uşakların salya akan dudaklarına bulaştıracak kadar alçalan gafillerin, dar-ül fanideki seyr-ü seferleri bitti…

Kutsallarımızı meşk kokan dillerine yumaklayan zavallıların zifiri yurtlarını bile aydınlatacak kadar yaygınlaştı İslamiyet.

Hakkın gelmesini ve batılın zail olmasını müjdeleyen kabilindeki anlamlı mesajı algılayamayacak kadar körleşmişse beyinler, ne gelir ki elden?  

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…