Papazın kızına aşık olan Fatih’in fedaisi Kani Efendi, papazın, “Hıristiyan olursan kızımı sana veririm” demesi üzerine merasimle üç defa “Kani idim Yani oldum” sözünü tekrarlar ve kızı alır.

Hıristiyanların etsiz yemek günlerinde akşam yemeğinde Hıristiyan ileri gelenlerine yemek veren Yani, sofraya tavuk kızartması koyunca hepsi birden itiraz eder.

Yani ise ortadakinin tavuk olmadığını balık olduğunu söyler. Bunun nasıl olduğunu sorduklarında “Ben bu tavuklara üç defa sizler, tavuktunuz balık oldunuz” dedim onlar da balık oldular” demiş.

Papaz, olmaz öyle şey deyince, “Üç defa söylemekle tavuk balık olmazsa, Kırk yıllık Kani olur mu Yani” deyivermiş!

Hizmetleriniz boşa gitmedi. Hz. Musa’nın Tih çölünde kırk yıl kaldıktan sonra değişim meydana getirdiği gibi, bu millet de kırk yıl içinde kötüye giden her şeyi iyiye, güzele, doğruya çevirdi.

Partilerin kavgalarına değil, yaptıklarına ve söylediklerine ve bulundukları yerlere bakın.

Daha birkaç yıl önce Sosyalist Enternasyonal Marşı okuyan, İstiklal Marşı’na karşı olanlar, şimdilerde meydanlarda İstiklal Marşı okumada yarış yapıyorlar ve tehiri kapatıyorlar.

Orak-çekiçli bayrakları taşırken göğsü kabaranlar, eski fotoğraflarını yakıp, yırtıp yok etmekle meşguller ve meydanları ay yıldızlı al bayraklarla donatıyorlar. Hatta “Bizim toplantıdaki bayrak sayısı sizinkinden çoktu” yarışlarına başladılar.

Marx, Lenin, Mao gibilerden aydınlanırken şimdilerde Hacı Bektaş-ı Velilerden, Yunus Emrelerden, Taptuk Emrelerden, Şeyh Edebalilerden feyz almaya başladılar.

“Milliyetçilik işçi sınıfının düşmanıdır” sloganlarıyla hareket edenler, Avrupa solcuları tarafından “Şoven milliyetçisi” olarak nitelendirildiler.

1969 yılına kadar yerel seçimlerde il ve ilçelerimizde iki belediye başkan adayı olurmuş:

Genellikle biri sağcı sarhoş, öbürü solcu sarhoş olurmuş. Şimdilerde bütün partiler, şehrin en dindar, en dürüst ve en çalışkan insanını aday göstermede yarış ediyorlar.

Türkiye’nin çok önemli liselerinden birinin müdürü din dersi hocasını çağırır ve sorar “Bu okulun öğrencilerine neler oluyor? Yatılıların % 60’ı oruç tutuyor” der.

Din dersi öğretmeni; “Müdür bey, ben de şaşırdım. Bunu birlikte araştıralım. Bu % 40 neden oruç tutmuyor, onu birlikte ortaya çıkaralım” diye cevap verince, müdür bey “Eskiden bu okulda oruç tutanın sayısı % 5’i geçmezdi” diyerek üzüntüsünü beyan eder.

En hızlısı meydanlarda “Bir elimizde nutuk, bir elimizde Kur’an” nutukları atıyor.

İlahi bir esinti ile insanlık gemisinin yönü bir başka yöne döndü!

Zaman değişmez, zamanda yaşayan insanlar değişir. Çağlar, mevsimleriyle, aylarıyla, günleriyle aynıdır. Bu çağlarda çağlayan ırmaklar da aynıdır. Ama çağlayanlar da abdest alanlarla, çağlayana küfür edenler değişmekte.

Eskiden ateist, komünist veya bir başka ...ist olarak bilinen, tanınan yazar, çizer ve müzisyenlerden bir çoğunun çizgi değiştirdiği, sağ-sol iki tarafta da tartışılıyor.

            “Her şey aslına rucu eder” doğrudur. Topraktan gelen bizler de toprağa rucu ediyoruz. Anası-babası Müslüman olan bu Kanilerimiz bir müddet Yani olmuşlardı ama “Kırk yıllık Kani olur mu Yani” deyip döndüler.

         Bilal KARADAĞ   

[email protected]