Ulubey, yaptığı açıklamada, çocukluk ve gençlik yıllarında Siyah - beyaz televizyonlarda ve haftada bir gün heyecanla bekledikleri Türk filmi izledikleri günlerde Tarık Akan’ı tanıdıklarını anımsattı.
O’nu çok sevmiştik, herkes O’nu sevmişti diyen Ulubey, şöyle devam etti:
Habababam Sınıfı, sürü, yol, Canım Kardeşim gibi sayısızca film ve esere imzasını attı. 111 film ve 4 dizide rol alan Tarık Akan, 1982de Cannesda En İyi Erkek Oyuncu adayı olurken, 1985te Berlin Film Festivalinde Gümüş Ayı Mansiyon Ödülünü almıştı. 1972 yılında oynadığı film Suçlu ile 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Sanatçı aynı zamanda toplumun sesi ve aynasıdır. Tarık Akan bunun en güzel örneğini teşkil etti. Toplumsal sorumluluğun bir sanatçının yaşamında önemli bir yer olduğunu bizlere gösterdi. Yeri doldurulamayacak dev bir oyuncuydu, ama her şeyden önce ülke ve dünya sorunlarına duyarlı güzel bir duruşa ve kişiliğe sahipti. Sadece filmleri ile değil dik durusuyla da iz bıraktı yaşamımızda. O, aynı zamanda iyi devrimci, iyi bir Atatürkçü ve iyi Cumhuriyetçi idi. Bir konuşmasında ‘’Atatürkçülüğü, Laikliği nasıl yıkarız diye uğraşıyorlar. Bizlerde elimizden ne geliyorsa, ne Mustafa Kemal’e ne Cumhuriyetçiliğe en ufak şekilde dokundurtmayacağız. Demişti.’ O, Sinemanın parlayan ama sönmeyen yıldızı olmayı başarmıştı. Çünkü haksızlığa uğrayanların, yoksulların yanındaydı. ‘’Anne kafamda Bit Var’ Tarık Akanın 80 dönemi anılarını anlattığı, yaptığı bir konuşmadan dolayı tutuklanması ve cezaevinde geçirdiği günleri anlattığı kitabı. Gördüğü işkencelerden ve yaşadıklarından bahsediyor ve toplumun acılarını dile getirmekten hiç çekinmiyordu
Tarık Akanın halk insanı olmayı, haksızlığa karşı durmayı, çizgisinden ödün vermeyen ve topluma bıraktığı eserlerle ışık olmaya devam edeceğini vurgulayan Ulubey, sanata dair emeklerini ve mücadelesini unutmayacaklarını sözlerine ekleyerek, başsağlığı diledi.
Kaynak : PHA
