Türkiye’nin demokratikleşmesi, hatta ileri demokrasiye kavuşması bakımından rahmetli Erbakan hocanın en büyük hayaliydi.

Bu uğurda çok çile çektiğine, nice badireler atlattığına, birtakım olumsuzluklara katlandığına, daha da ötesi bedel dahi ödediğine şahidiz:
Takriben bundan yirmi yıl önce, bir genel seçim sürecinde Bingöl’de halka hitap ederken şu cümleleri kurmuştu:
“Siz her sabah çocuklara okul açılışında Türküm, doğruyum, çalışkanım derseniz, onlarda ben Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım der,” “Dağlara Ne Mutlu Türküm diyene yazarsanız, onlarda başka bir şey yazar…”
Vay sen miydin bunu söyleyen!..
Rejimin faşizan beyinli bekçileri kıyameti kopardılar: Rahmetli Erbakan’a dava açtılar ve en nihayetinde hapis cezası almasına vesile oldular.
Ülkenin demokratikleşmesini yürekten arzulayan Erbakan’ın, buna benzer daha nice olumsuzluklarla karşılaştığını, vicdanının sesine kulak veren herkes rahatlıkla söyleyebiliyor.  
Yıllarca öğrencilere okutulan andın içerisindeki söz konusu cümleler, doğudaki insanların rejime karşı tavır almalarına neden olduğu bilinen bir gerçekti.
Bölgenin kahir ekseriyeti malum cümlelere karşıydı ve her platformda çeşitli söylem ve eylemlerle bunu gündeme getiriyorlardı.
Netice itibariyle, geçtiğimiz pazartesi günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “demokratikleşme paketi” içerisindeki maddeler arasında yer alan andın kaldırılmasıyla, rahmetli Erbakan hocanın yıllar önce arzuladığını, bugün Başbakan Erdoğan’ın gerçekleştirmiş olduğunu gördük.  
Elbette pakette bu maddenin haricinde 19 madde daha vardı ve her biri demokrasi adına atılan çok önemli adımlardı.
İleri demokrasinin bihakkın rayına oturması, toplumun daha çok demokratik gelişmelerle tanışması bakımından mevcut maddeler yeterli olmayabilir, lakin Başbakanın ileride yeni paketlerin açılacağına yönelik beyanını da unutmamak lazım.  
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
 
 
 
      Bilal KARADAĞ