Mercan Tv Ana Habere konuk olan MÜSİAD İl Başkanı Mehmet Dağtekin;
“Rahatlık bizim memleketimizin hakkı değilmiş gibi tetikte bekleyen insanlar var”
“Mermerimizi, Adıyaman faydalanmadan, Çinli alıp götürüyor. Bizde mermerimizin arkasından aval aval bakıyoruz”
 
MÜSİAD Başkanı Mehmet Dağtekin Mercan Tv Ana Haber bülteninde Yılmaz Çoban’ın konuğu oldu.
Başkan Dağtekin, son bir haftadır ülke gündemini meşgul eden İstanbul Taksim Meydanında Gezi Parkı olayları ile ilgili önemli açıklamalarda bulunurken yerel gündem ile ilgili de özellikle Adıyaman’ın var olan Mermer zenginliğinden faydalanamadığının altını çizdi.
Dağtekin Mercan Tv ana haberde şunları söyledi: “Türkiye coğrafyası Mezopotamya coğrafyasıdır. Her dönemde zor yönetilen bir coğrafya üzerinde projelerin eksik olmadığı, herkesin emellerinin üzerinde olduğu, burası bizim olsun, bizim olursa nasıl olur diye kimsenin ümidini kesmediği birçok ideolojinin kendisine hedef edindiği bir coğrafyaya, bir kara toprak parçasına sahip ülkeyiz.
RAHATLIK BİZİM MEMLEKETİMİZİN HAKKI DEĞİLMİŞ GİBİ TETİKTE BEKLEYEN İNSANLAR VAR
Böyle olunca elbette biz bu noktada bütün ülkelerden daha uyanık, daha dikkatli ülkemizi yönetmek mecburiyetindeyiz. Bakıyorum böyle rahata ereceğimiz dönemlerimizde, bu rahatlık başkalarına batıyor. Rahatlık bizim memleketimizin hakkı değilmiş gibi bizim insanımızın hakkı değilmiş gibi tetikte bekleyen insanlar var. Mesela barış ile ilgili Adıyaman’a gelindi. Birlikte 90 kişilik bir ekip olarak TPAO’da hep beraber değerlendirmesini de yaptık. Herkes açık yüreklikle görüşlerini ortaya koydu. Türkiye’nin bundan sonraki haritası nasıl çizilmeli, Türkiye bundan sonra nasıl geleceğe bakmalı diye bir düşünce haritası bir inanış haritası bir barış ve hoşgörü haritası yeniden önümüze çizildi konuldu. Bende şahsen o arkadaşlarımızın arasındaydım.
ÜLKEMİZDE FERDİ OLARAK BAZI EKSİKLİKLERİMİZ VARDIR
Hepimiz umutluyuz, hepimiz umutluyduk o gün için, bugünde öyleyiz. Bu umudumuzu yıkmak isteyen çevreler hiçbir zaman eksik olmayacaktır ama bunu söylerken kendimize dönüyorum bu sefer sizde bir problem varsa birileri sizin o probleminizi kaşımak isteyecektir. Bu problemlerinde ortadan kaldırmanın yollarını da hep beraber aramak bulmak mecburiyetindeyiz. Onun içinde bir yara o kaşıntı içerisinde yaraya dönüşülecek bir problemimiz varsa bunu açık seçik ortaya koymalıyız ve bunun üzerine fikir alıp vermeliyiz. Herkes açık yüreklilikle konuşabilmelidir bence.  Bu eksiğimiz halen var.
Onun için birileri bizim üzerimizden plan ve projeleri yürütüyorlar. Belki sıradan bir tepki idi ilk etapta. Bu tepkiyi doğal görmek lazım. Evet bu olmamalı da demek lazım. Bunun sonrası hep amasında geliyor. Eğer bir hınca dönüşüyor, farklı film ve projelerin devreye girmesine dönüşüyorsa işte buna da hiç birimiz özellikle iş adamı bizler fırsat vermemeliyiz. Toplumu bu nokta da uyarmak zorundayız. Çünkü istikrar hamdolsun Türkiye’ye bir mesafe kat ettirdi. Belki ferdi planda bir takım eksikliklerimiz vardır, il bazında eksikliklerimiz vardır. Biz Türkiye’de yakalanan şeyleri belki aile olarak yakalamayabiliriz. Bu gayet doğaldır ama Türkiye’nin geneline baktığımız zaman Türkiye bir yerlere gelmiştir ve bir yerlerde gelecektir.
İKTİDAR MUHALEFET GÜNÜ DEĞİL MEMLEKETİMİZİN YARINI, BUGÜNDEN DAHA İYİ OLMALIDIR
Çünkü önümüze hedef konmuştur. Dünyanın ilk on ekonomisi içerisinde 2023’te girebilme hedefine herkes odaklanmışken bu konu hakkında bizi alıkoyacak olan bir yapının içerisinde olmamız bunu desteklememiz böyle bir yapıya su taşımamız hangimiz olursak olalım yanlış yaparız. Biz yangını mutlaka söndürmek zorundayız. Körükle gitmemeliyiz. O kardeşlerimizde yine vatandaşlarımızdır. Onlarda  yine bu memleketin evlatlarıdır. Onlarında en önemli problemlerini ortaya koyan vatandaşımızda karşımıza alıp rahatlıkla görüşebilmeliyiz konuşabilmeliyiz. Bu nokta da eğer biz bu tavrımızı netleştirirsek vatandaşlar olarak sanayici iş adamları değil, sendikalar, STK’lar siyasi partilerimiz herkes bu tavrını en kısa zamanda netleştirir. Bu konuda görüş birliğine hep de varız ki bizim memleketimizin karışmaya tahammülü yoktur, karıştırılmaya tahammülü yoktur. Biz bu konuda hakkında tavrımızı ortaya koymalıyız. MÜSİAD olarak biz bu konuya böyle bakıyoruz. İktidar muhalefet günü değil memleketimizin yarını, bugünden daha iyi olmalıdır diye hep birlikte gayret gösterdiğimiz bir ileriye sıçrayışını beraber gerçekleştirmek zorundayız.
AKLİ SELİMİ ORTAYA KOYMAK ZORUNDAYIZ
Herkesin yerine kendisini koymak lazım onca araçlar yakılıyor, her yer tarumar ediliyor. Bir hınçla olayların üstüne üstüne gidiliyor. Daha mı iyi oluyor. Devletin yöneticisi olan başbakan, bakanlarımız elbetteki onlarda o yakma yıkma ölçüsünde daha farkı ifadeler kullanabilirler. Daha farklı tavırlar ortaya koyabilirler ama hepimiz açısından akli selimi konuşturmak en doğru yoldur, en çıkar yoldur. Başbakanda, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ta görüşmelerini yaptılar. Yani şimdi biz bu noktada akli selimi ortaya koymak zorundayız. Başka bir seçeneğimiz yoktur. Kızgın anımız tabi ki insan olduğumuz için olacak her birimizin o günü aşan ifadelerimiz olabilir. Davranışlarımızda olabilir ama bunlar biz bu memleketin evlatlarıyız, bu memleketi daha kötü boyuta götürebilecek hiçbir davranışı bizim sergilememiz lazım. Bu kelimelerinde hiç birimizin kullanmaması lazım diye düşünüyorum. Adıyaman olarak esnaf kardeşlerimizle bir araya geldiğimizde baktım ki herkeste bir gerginlik var ama bu gerginlik sadece ifadede.
ADIYAMAN TÜRKİYE’DE ÖRNEK YAPIYI HEP BİRLİKTE ORTAYA KOYACAĞIZ
Adıyaman bunu aşabiliyor. Nasıl bir gerginlik konuşuyor ve sizde konuşuyorsunuz, birbirinizi ikna ediyorsunuz. Yani Adıyaman’da bu var, Adıyaman’da herkes rahat konuşabiliyor. Bir sansür yok ve biz bunu toplumsal olarak başarmışız, biz ister Hristiyan’ımız olsun, ister Alevi, Sünni konusu olsun, ister sağ sol meselesi olsun, ister Kürt, Türk meselesi olsun bunlar elbette bizde de sorundur, elbette bizler Türkiye’nin bir parçasıyız, elbette bizimde tam yanımızda, tam karşımızda insanlarımız vardır ama probleme dönüştürme konusunda hamdolsun reflekslerimiz bugüne kadar geldiğimiz kültür anlayışımız oraya götürmüyor ve ben Adıyaman akli selim ile olayları izleyecek inşallah Türkiye’de örnek yapıyı hep birlikte ortaya koyacağız.
Biz bir sorun var ise bu sorunun nasıl çözebilirizin fikirlerini üretebileceğiz çözüm önerilerimizi ortaya koyacağız. Biz bu konuda sürekli görevini en iyi şekilde yerine getiren iller arasında olmalıyız. Ben ilahiyatçıyım, olaya bu yönü ile de bakıyorum. Kader iki türlüdür: bir Izdırali kader, iki ihtiyari kader. Izdırali kader zorunlu kaderdir. Kişinin ölümü şuraya kadardır, ölecek öldü. Bu arada ölen kardeşlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Izdırali kader zorunlu doğumumuz, ölümümüz, kadın doğmamız, erkek, Kürt olmamız, Türk olmamız bizi aşan bölümlerde İslam alemine ızdırali yani zorunlu kader, bunda bizim müdahalemiz yoktur. Bunu Allah’ımız bize nasip etmiştir ama birde ihtiyari kader var. Buda seçmelidir. Bu seçmeli bölümde maalesef Müslümanlarımız sınıfta kalıyorlar. Mesela o aracın muayenesi nedir. o aracın teker durumu nedir, o aracın taşıma kapasitesi nedir, taşıma kaç kişidir, o köprünün eğim durumu nedir, oradaki mühendis görevini tam olarak yapmış mıdır, doğru mu yanlış mı, bunlar ile ilgi tetkikler yapıldığında kimin suçu varsa, katil statüsünde suçludur. Bu bölümleri biz ihmal ediyoruz. Ya kaderci mantıkla ya da İslam’a isyan mantığıyla yani bir taraftan bir tarafa gidiyoruz.  Öbür tarafta boşa kalıyoruz. İki yönlü olarak bakmanın zamanı geldi geçiyor. Hiç birimiz kendi sorumluluğumuzu bir başkasının üzerine yükleme lüksünde değiliz. Kimin orada sorumluluğu varsa, bu sorumlu olanların sorumluluğu oranında cezaları mutlaka verilmelidir. Bu noktada eğer müteahhit ise, yol ise, ben teknik adam değilim bilmiyorum eğer var ise bu noktada tespit edilmeli, devletimiz bu noktada incelemesini yapmalı ve yapıyorda. Sayın valimiz açıklamayı yaptı ama sonucuna da herkes katlanmalı ve şu Türkiye’de ki o bölümdeki kaderiyeci mantık Adıyaman’ımızda da, Türkiye ye de silinmelidir. Herkes hakkını aramalıdır.
MERMERİN İŞLENMESİ İLE İLGİLİ ADIYAMAN’IMIZA İLK BAŞLARKEN TEŞVİK KONUSUNDA ÖZEL BİR YER AÇILMALIDIR
MÜSİAD çok aktif bir kuruluştur. Gerçekten hızına ayak uyduramıyoruz. Adıyaman’dan Rize’ye gideceğiz. Biz kendi branşımızda 2 arkadaşım ile katıldık. Buradan Rize’ye gidişimiz bizim bakış açımızı ortaya koyuyor. Bütün illeri aktifleştiriyoruz. MÜSİAD diyor ki Türkiye Rize’de buluşsun, geçen gördünüz Türkiye Adıyaman’da buluştu maden konusunda ama geçen de enerji konusunda bizleri Rize’de buluşturdular. Özellikle derelerinin HES’lerle akmaları böyle bir yapı olunca sayın Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Murat Mercan beyin başkanlığında, 17 genel müdür ve bürokrat düzeyindeki yöneticiler ile toplantımızı yaptık. Tam 4 saat süren karşılıklı soru sormalarımız, yönlendirmelerimiz oldu. Bizde özellikle Adıyaman’ımızdaki mermerimizi özellikle blok şeklinde gidişini ben bizzat bakan beye, hem yazılı olarak verdim hem de sözlü olarak blok halinde mermerimiz gitmemeli ve mermerin işlenmesi ile ilgili bize Adıyaman’ımıza ilk başlarken teşvik konusunda bize özel  bir yer açılmalıdır diye bir sözlü ifade bulundum. Adıyaman’ımızın bu konusu bizlerinde dikkatlerinden kaçmadığını özellikle dışardan gelen mesela Çinlilerin gelip burada şirket kurduklarını ve bu şirketle tamamen yani Adıyaman’daki Malatyalı Diyarbakırlı mermerci yatırımcı değil direk kendilerinin taşıdıklarını o şekil şirketler kurduklarını duyduğum zaman ki onu da orada ilk duydum.
MERMERİMİZİ, ADIYAMAN FAYDALANMADAN, ÇİNLİ ALIP GÖTÜRÜYOR. BİZDE MERMERİMİZİN ARKASINDAN AVAL AVAL BAKIYORUZ
Yani tamamen bir kuruş katma değer eklenmeden Adıyaman faydalanmadan, Çinli alıyor malımızı götürüyor. Ben burada tam Afrikalıya benzettim. Biz aval aval kendi madenimizin arkasından bakıp duracağız o öyle gidecek. İşte buna biz MÜSİAD olarak müdahil olduk. ADIMER diye bir şirketimizi kurduk. 32 ortağımızla birlikte temelimizi de geçen gün attık. Biz böyle sesiz gizli götürüyoruz ama biz o noktaya vurgu yapacağız inşallah. Arzu ediyoruz ki mermer konusun da bir de TPAO eski genel müdürümüz şu anda TPAO’nun Genel Müdür Vekili Besim Şişman beyle buradaki yer altındaki sularımızdan, sıcak sulardan, seracılıktan nasıl faydalanırız ile ilgili, Karakuş Tepesi’ndeki örnek olan bütün Adıyaman’ın bir çok bölgesinde oluşabileceğini ciddi davranışlarımızı yine bize hatırlattılar. İnşallah madencilikte, enerjide çok ciddi bir varlık ortaya koyacağımızın kanaatindeyiz. Sivil toplum örgütleri olarak biz onlara ekmek bulamıyorsak, biz onlara aş bulamıyorsak, biz onlara işletmeler oluşamıyorsak, her birimizin sorumluluğu vebali vardır. Onun için hiçbirimizin rahat uyuyacak bir anı yoktur. Özellikle madenlerimiz bir değer ise bu değere parmak basıp inşallah çözüm noktasında açılan bir kapı olur. Bize Allah’ın bu memlekete bir lütfudur. Kim ile ilgili ise özel sektör ile kardeşlerimizin yönlendirilmesi lazım.
Haber: Abdurrahman ERDİL
Editör: Adıyaman Haber