Dün; yamalı elbise giyinirdik, daha sonra Big Pazarından ikinci el elbise giyinmeye başladık. Bu gün ise dolaplar kat kat elbise dolu, her gün değişik giyiniyoruz, yinede şikayetçiyiz, yinede mutlu değiliz...
Dün; çarık, naylon ve lastik ayakkabılar giyerdik. Bu gün ise çeşit çeşit, rengarenk, çifter çifter kundura ve bot tipi deri ayakkabılar giyiniyoruz, yinede şikayetçiyiz, yinede mutlu değiliz...
Dün; ekmeğimizi çaya, çorbaya bandırıp yerken, bu gün ise sabah kahvaltısında o kadar çeşit çok ki, hangisini yiyeceğimizi şaşırıyoruz, yinede şikayetçiyiz, yinede mutlu değiliz...
Dün; bisikleti veya mobilyeti olan kişilere gıpta ile bakardık, Devlet Memurları ve Öğretmenler bisikletle işe giderlerdi. Bu gün ise hemen hemen her evde bir lüks araba var, sokaklarda arabamızı park edecek yer bulamıyoruz, yinede şikayetçiyiz, yinede mutlu değiliz...
Dün; kış gün ve gecelerinde şehirlerin sokaklarında ve üstünde, sobalardan çıkan kirli ve zehirli dumanlar dolaşırken. Bu gün ise her taraf mis gibi kokmaktadır, yinede şikayetçiyiz, yinede mutlu değiliz...
Şehrimin kirli kömür kokan zehirli havası,
Temizlenmiş bugün müjdeler olsun!
Mis kokan çiçekler, Cıvıl cıvıl kuş sesleri,
Bahar gelmiş diyorlar müjdeler olsun!...
Hangisini saysam bilmem ki, lüks evler, lüks hastaneler, lüks okullar, lüks taziye evleri, lüks camiler, lüks AVM'ler lüks yollar, lüks parklar, lüks mesire alanları...
İnsanlar doyumsuz,
İhtiyaçlar sonsuz...
O nedenle mutlu olamıyoruz, bir şeyle yetinmiyoruz işte!...
Fadlı Doğan