Kiminin “Devlet Başkanı”, kiminin ise; hukuken”istifa ettiği iktidar partisine oy istememesi ile birlikte bu partiyi değil de yalnızca muhalefet parti ve liderlerini sürekli eleştirmesinden dolayı önceki partisinin “Eş Genel Başkanı” dediği, anayasal sıfatı ise “Cumhurbaşkanı” olanRecep Tayyip Erdoğan’ın 21 Mayıs’ta ilimiz Hükümet Meydanı’ndaki mitingini izledim.

Mali Müşavir Mehmet Çalışkan’ın miting alanına bakan 6. kattaki çalışma ofisinde bir dostumla birlikte önceden yaptığımız “rezerve” ile her tarafı birden sürekli gözleme olanağı bulduk. Çalışkan’ın; zaten her zaman açık olan“gönlü”nün yanı sıra o gün “ofisini” de açması ve güler yüzlü personeliyle konukseverlik örneği göstermesi, diğer “rezerveci”lerle birlikte bizi de mutlu etti.

Mitingin en kalabalık anında gelenlerin sayısını tahminetmek için halkın en yoğun olduğu andaki yüzölçümünügöz ucuyla 10 bin m2 olarak hesaplayıp m2’ye 3 kişi yerleştirdiğimizde 30 bin kişi yaptı. 56’lar kavşağının etrafı, Müze ve İskender 85 Lokantası önü ile kuzeyindeki sokağın başından izleyenleri de 5 bin kişi varsaydığımızda 35 bin sayısını buldum. Miting bitiminde apartmandan inerken karşılaştığımız AK Parti Tanıtım ve Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Veysel Dolgun’a sorduğumuzda26 bin Türk bayrağı dağıttığını, alandaki bayraklı kişilerinbayraksızlara oranını göz önüne aldığında tahminen 40 bin kişiye ulaştığını söyledi. İki tahmin arasında matematiksel olarak 1/7 oranında fark varsa bile sonuçta ikisi de birer tahmin olduğundan aynı sayılıp 35-40 bin kişi diye özetlenebilirdi.

Ajansı adına Nissibi Köprüsünde görevlendirilen Kâhta’dan gazeteci Hacı Bozkurt, çoğunluğu Adıyaman Menzil köyü ile Siverek’ten gelen Gülpınar cemaati mensuplarından oluşan 5-10 bin kişinin köprü açılışına katıldığını söyledi. Sincik’te ise, gazetede yayınlanan resimlere göre ayrıca 10-15 bin kişinin daha Erdoğan’ı izlediğini söyleyebiliriz. Böylece bebekler dâhil il nüfusu 650 bin olan Adıyaman’da, Cumhurbaşkanlığı helikopteriyle ulaşım sağlandığı için neredeyse eş zamanlı diyebileceğimiz 3 ayrı mitingde yaklaşık toplam 60 bin kişinin Cumhurbaşkanı’na sevgi gösterisinde bulunduğu ortaya çıkmaktadır.

Cumhurbaşkanının gelişinden herkesin haberinin olabilmesi ve 3 mitingin de başarılı geçmesi için valiliğin belediye ile en ince ayrıntısına kadar planladığı programıaksaksız uygulayabilmek için yoğun gayret gösterildiği bilinen bir gerçek. Bu arada miting alanının güney karşısındaki apartmana asılmak üzere valilikçe yaptırılan büyük bez afişin yerinde aynı binada ofisi bulunan Av. Recep Kılıç’ınmilletvekili adayı olduğu MHP afişinin asıldığının görüldüğü, Kılıç’ın durumdan haberinin olması üzerinekendiliğinden valiliği telefonla arayarak afişi kaldırabileceğini önerdiğini ve valilikçe “gerek kalmadı” denmesine karşılık yine de partisinin bayrağını kaldırarak jest yaptığını duydum.

Miting alanı doğu karşısında bulunan Seçim İrtibat Ofisi’nin sahibi olan CHP adına il başkanının da kendiliğinden valiliği telefonla arayarak “Yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye sorduğu, bu jeste karşılık valilikçe kendilerine teşekkür edilip davet edildikleri üzere protokole katıldıkları takdirde sevinç duyacaklarını ifade ettiklerini duyunca seçim çalışmaları esnasında karşılaşan AK PartiMilletvekili ve adayı Av. Ahmet Aydın ile CHP Milletvekili adayı Av. Abdurrahman Tutdere’nin oracıkta bile birlik beraberlik mesajı verdiklerine dair okuduğum haberleri hatırladım. Sokakta bir birinin varlığına veya farklı parti bayrağına tahammül edebilen siyasetçilerin ancak bu ilin ve ülkenin sorunlarını mecliste de çözmek için aynı çatı altındakol kola çalışabileceklerine kanaat getirerek sevindim. Farklılıkların zenginlik sayıldığı çok partili demokratikhukuk devleti işte bu idi. İktidarda da olsa bir siyasipartinin devletle eşit sayılmaması da bu idi.

Böylece Nissibi Köprüsü ve 400 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhil toplam değeri 810 milyon TL olan 185 eserin açılışının yapıldığı miting bu anekdotlarla gerçekleşmiş oldu. Lakin bu eserlerin hangileri olduğunun tek tek değerleriyle birlikte Valilikçe halka açıklanması gerektiğini de söylemeden geçemeyeceğim.

Sokakta yapılan karşı propaganda ve polemiklerin önü ancak böyle kesilebilir.