Geçtiğimiz Pazar günü bir toplantıya katıldım.

Toplantıya valimiz, milletvekillerimiz, iş adamlarımız, STK temsilcilerimiz ve bazı bürokratlarımızın yanı sıra Ankara’dan üst düzey konuklarımız katılmıştı.

Toplantının detayına girmek istemiyorum, ilgili detayları basınımızdan bulabilirsiniz. Bana göre detaylardan daha önemli gördüğüm iki şeyi sizlerle paylaşacağım.

Açış konuşmasını TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın’ın yaptığı toplantının ilerleyen dakikalarında iki şey zihnimde ön plana çıktı. Daha doğrusu, önceden beri yapılmasında ilimiz için fayda gördüğüm ve değişik ortamlarda dile getirdiğim iki şeyi o toplantıda gördüm.

Birincisi yıllardır içimdeki ukdelerden biriydi. İkincisi ise önümüzdeki süreçte Kent Konseyi olarak uygulamayı düşündüğüm bir etkinliğin küçük bir modeli görünümündeydi.

Birincisi, uzun zamandır özlediğim şeylerden biri dediğim şeyi uygun bulduğum her ortamda dile getirir, memleketime sağlayacağı yararları örnek iller göstererek anlatırdım. Hatta daha önceki dönemlerde bazı milletvekillerimizle de paylaşmıştım.

Mesela Gaziantep bununla başarmıştı. Konya, Kayseri ve daha birçok il bu sayede yatırım ve hizmet alıyor, ilgi görüyordu.

Özü şu, ilimizin bütün aktörlerini bir araya getirerek bir üst akıl, bir istişare mekanizması veya ortak akıl oluşturarak bunu memleketimizin her yönden gelişmesi ve kalkınması için devreye koymak. Siyasiler, bürokratlar, STK’lar, kanaat önderleri, meslek teşekkülleri gibi memleketin geleceğine dair dahli ve fikri olanların ortak akıl, ortak tavır ve ortak güç oluşturmaları.

Katıldığım toplantı doğrusu bu anlamda beni çok ümitlendirdi. Aslında bu toplantılar Valimiz Mahmut Demirtaş tarafından daha önce başlatılmıştı.

Toplumun her kesiminin temsilcilerinden oluşan kanaat önderlerinin ve STK temsilcilerinin olduğu, ilimizin her alanda sorunlarının ve çözüm önerilerinin konuşulduğu bu toplantılar devlet-vatandaş buluşmasının ve işbirliğinin güzel bir çalışmasıydı.

Samimi, şeffaf, öneri ve öngörülere açık olarak yapılan bu toplantıların devam edeceğini söylediğinde valimize minnet duymuş, bunu da o ortamda dile getirmiştim.

Bu anlamda yüksünmeden ve memleketimizin menfaatini öncelikleyerek bu girişimleri desteklemek hatta katkı sunmak gerektiğine inanıyorum.

Zihnimde ön plana çıkan ikinci konu ise, Kent Konseyi olarak yapmayı planladığımız bir organizasyondu. Valilik ve belediyemizle işbirliği içerisinde il dışındaki üst düzey hemşehrilerimizi Adıyaman’a davet ederek, ilimizin gelişmesi ve kalkınması noktasında olabilecek maddi ve manevi katkılarını sağlamayı düşünüyoruz. Hatta bu konuda ön görüşmelerimizi de başlattık.

Toplantıda üst düzey iki hemşerimizi görünce bu düşünce ile ilgili isteğim ve heyecanım daha da arttı.

Biri Kredi Garanti Fonu Genel Müdürü İsmet Gergerli, diğeri kendisi ile daha önce Amerika’da tanıştığım Hazine Müsteşarlığı Devlet Destekleri Genel Müdürü Mehmet Yener’di. Adıyaman adına gurur duydum.

Özellikle yatırımcı ve iş adamaları açısından çok önemli görevlerde bulunan bu iki hemşehrimiz, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın’ın isteği ve Valimiz Mahmut Demirtaş’ın organizasyonu ile ilimize gelerek iş adamlarımızla buluşturuldu.

Yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren konuklarımız toplantının sonunda da katılımcıların sorularını cevaplandırdılar. Toplantıda eleştiri de vardı, öneri de. Ama en önemlisi Adıyaman için beraberlik vardı.

Bu toplantı ve buluşmaların artarak ve daha verimli hale getirilerek devam ettirilmesi en büyük temennimdir. Eminim sizler de aynı düşüncedesiniz. Bugüne kadar yaptığı çok güzel ve başarılı çalışmalarla tüm Adıyamanlıların gönlünde taht kuran Valimiz Mahmut Demirtaş’ın buna ayrı bir önem verdiğini biliyorum.

Yazımın özeti olabilecek Henry Ford’un bir sözü ile bitireyim.

“Bir araya gelmek, bir başlangıçtır. Bir arada bulunmak, bir gelişmedir. Beraber çalışabilmek ise başarıdır.”