Sendika binasında Perre Haber Ajansı (PHA) muhabirine açıklama yapan Zeynal Polat, “Bir toplu sözleşme dönemi yaşıyoruz şu an.  2020 ve 2023 yıllarını kapsayacak yaklaşık 5 buçuk milyon insanı kamu çalışanı ve emekliliğini kapsayan bir toplu sözleşme dönemi şu an yaşanıyor. Bu toplu sözleşme döneminde dün hükümet teklifini yaptı kamu emekçilerine. Buna yönelik KESK olarak biz zaman zaman taleplerimizi net olarak ifade etmiştik. Hükümetin dün teklif ettiği yüzde 6 artı 5’i biz kesinlikle kabul etmiyoruz. Özellikle enflasyonun ve yaşam pahalılığının arttığı bu dönmede kamu emekçilerini yoksulluk sınırının altında çalışmaya mahkum eden bir maaş düzenini bu maaş artışını kesinlikle kabul etmiyoruz. Kesinlikle bizim talebimiz netti. Biz daha önceden de dile getirdik.  Özellikle 2019 ve 2021 yılları arasındaki memurların, kamu ekçilerinin hak kayıplarının karşılanması konusundaki talebimiz ortada.  Biz 2020 ve 2023 yılları içerisinde daha önce maaş artış talebimizi dile getirmiştik. Özellikle 2020 yılı için hesapladığımızda yüzde 43’lük bir zam talebimiz vardı. Hükümetin teklifiyle bizim teklifi karşılaştırdığımızda gerçekten anlaşma noktasından çok uzak. Ama maalesef yetkili kol federasyon Memur-Sen bu noktada hala bütün kamu emekçilerinin taleplerini dile getirme, taleplerine sahip çıkma noktasında çok uzak. Bütün kamu emekçilerine bir kez daha buradan dile getiriyoruz. Bizim talebimiz, insanca yaşanabilir bir ücret talebi. Ülkenin yoksulluk sınırının 9 bin TL’ ye dayandığı bir durumda kamu emekçilerinin 4 bin 5 bin  maaşlarla geçinmesi çok zor. Bu noktada biz bütün kamu emekçilerine sesleniyoruz. Gelin birlikte mücadele edelim, sesimizi yükseltelim, mücadeleyi ortaklaştıralım ve taleplerimizi net ortaya koyalım. Çünkü malum sendikanın bizi orada yeteri kadar temsil ettiğini ya da isteklerimizi karşılayacağını düşünmüyoruz” dedi.

“Atanmayı bekleyen yüz binlerin üzerinde öğretmen”

Öğretmen atamalarının yetersizliğinden yakınan Polat, konuşmasının devamında ise, “Evet, bakanımız eğitime, okullara hazır nasıl değerlendiriyoruz? Biz Eğitim-Sen olarak yaklaşık 2019 Mart ayından itibaren pandeminin ortaya çıkmasıyla birlikte hep şunu söylüyorduk. Gerekli tedbirleri alın, yüz yüze eğitimi başlatalım. Temel talebimiz buydu. Gerekli tedbirler nedir? Bütün eğitim emekçilerinin aşılanması, okullardaki hijyen kurallarının, okullardaki fiziki imkanların iyileştirilmesi, sınıf mevcutlarının azaltılması şeklinde bunu genişletebiliriz. Evet bakanımızın okullar hazır demesi önemli ama reel olarak yerellerdeki okullara da baktığımızda, Türkiye geneline baktığımızda okullarımızın yeterince hazır olmadığını görüyoruz. Şundan biliyoruz. Gerçekten okullar hala fiziki olarak yeterli donanıma sahip değil. Şöyle söyleyeyim. Şu an Mili Eğitim Bakanlığının yaklaşık olarak 95 bin tane öğretmen açığı var. Ve bunun 83 binini ücretli öğretmenler karşılıyor. Bizim temel talebimiz neydi? Yeteri kadar öğretmen atamasının yapılması. Atanmayı bekleyen yüz binlerin üzerinde öğretmen arkadaş var. Milli Eğitim Bakanlığı 95 bin öğretmen açığı varken bunu ücretli öğretmenlerle telafi etmesi doğru değil. Bakın bugün okulların açılmasına yaklaşık yirmi dört, yirmi beş gün var. Biz soruyoruz? Eğitim emekçilerinin yüzde kaçı aşılandı? Gerçekten bütün öğretmen arkadaşlar, eğitimin diğer bileşenleri, yardımcı hizmetliler, diğer memur kesim bunların yüzde kaçı aşılandı? Şu an bizim ne kadar dersliğe ihtiyacımız var biraz daha seyreltilmiş eğitim öğretim yapılabilmesi için? Gerçekten bunların hepsi karşılandıysa evet okullarımız eğitime hazırdır. Ama baktığımızda 6 Eylülde açılacak okullarımız eğitim öğretime hazır değil. En azından bizim gözlemlerimiz bu noktada. V e biz bakanlığa buradan tekrar sesleniyoruz.  6 Eylülde okulların açılabilmesi için hepimiz üzerimize düşeni yerine getirelim ve birlikte çalışalım. Bu boktada bizim Eğitim-Sen’in tavrı nettir. 6 Eylülde zaten eğitimde fırsat eşitsizliği pandemi süreciyle birlikte daha fazla derinleşti. Özellikle YKS sonuçları bunu ortaya çıkardı. Bu sene YKS başarı oranında yüzde 30 bir düşüş yaşandı. Bunun temel nedeni nedir? Çocukların eğitim öğretimden uzak durmasıdır. Canlı derslerin EBA ile yürümeyeceğini biz anladık. Mutlaka okulların yüz yüze açılması gerekiyor diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının sonunda aşı çağrısında bulunan Polat, “Evet aşılama noktasında insanlarımızda bir inisiyatif gelişti. Herkes şunu fark etti. Aslında aşı yapılması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Buradan tekrar sizin aracılığınızla sesleneyim. Aşı olmayanlar lütfen bir an önce aşı olsun. Sadece kendinizi değil, yaşadığınız çevreyi bütün insanları tehlikeye atmış oluyorsunuz. Adıyaman’da da öğretmen arkadaşlarımızın çoğu oldu ama hala aşı olmayanlar var. Özellikle bizim temel talebimiz şu. Bu konuda elimizde çok bir veri yok aslında. 12 yaşından büyük öğrencilerin ne kadar aşılandığı noktasında net bir veri yok elimizde. Biz zaman zaman Milli Eğitim ile görüşüyoruz. Geçen ilimize yeni gelen Milli Eğitim Müdürümüz ile görüştük. Zaman zaman taleplerimizi dile getiriyoruz. Tekrar görüşeceğiz. Özellikle okullar açılmadan önce okulların ne kadar hazır olduğunu bizlerde gözlemliyoruz. Eğitim camiasındaki arkadaşlarla, öğretmen arkadaşlarla zaman zaman görüşüyoruz, veliler ile görüşüyoruz. Çünkü veliler de bu süreçte biraz daha tedirgin. Tedirginliğimizi gidermek için okullarımızın hijyen alt yapısını,  fiziksel koşullarını  ne kadar iyi olduğunu ya da iyileştirilmesi konusunda velilerimizi biraz daha rahatlatıcı konusunda çalışma yapmak lazım. Evet, yeteri kadar bir alt yapı biz geçen yıl görmedik. Özellikle dezenfektana ulaşma noktasında, hijyen konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşandı. Ama bundan sonraki süreçte umarım bu eksiklikler giderilir ve 6 Eylülde okulları hep birlikte açarız” diye konuştu.

 

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha