İnsanı büyük yapan şey; onun çok zengin olması veya uzun yıllar yaşaması değildir. Büyük insan kendisinden sonraki kuşaklara bıraktığı iyi geçmişi, hayırlı malı, yaptığı, geride bıraktığı eserlerinin kalıcılığı ve bu eserlerinin ailesini, çevresini, toplumu ve memleketini etkilediği kadar büyüktür.

İşte bu noktada Mehmet Ağa Gürsoy'un büyüklüğü de yaptığı eserler ve bıraktığı anlamlı anılarıdır. Öncelikle ailesine sonra da yaşadığı kente ve ülkesine kazandırdığı pozitif değerler vardır. Güneydoğu'nun küçük bir ilçesinde doğmasına ve Türkçe okuma yazması olmamasına rağmen çevre illerde dahi ismi takdirle anılmıştır. Doğduğu yer olan Adıyaman'a hiçbir zaman toz kondurmamış, Adıyaman halkına her zaman öncü ve rehber olmuştur.

Attığı her adımda aslında 21. yüzyılı hedeflemiştir. Yaşadığı dönemde memleketin ihtiyacı olan her şeyi yapma gayreti içerisine girmiştir. Günümüz insanı dünü, bugünü ve yarını sorgulamakta; bu uğurda çağdaş bir birey olarak mücadele etmektedir. Mehmet Ağa Gürsoy günümüz insanının yaptıklarını, düşündüklerini ve yapmaya çalıştıklarını yıllar önce yaptığı, hayata geçirdiği için aslında bugüne yol gösterici olmuş konumdadır.

II. Dünya Savaşı sırasında Malatya'ya bağlı bir ilçe olan Adıyaman'ın çevresindeki iller Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Gaziantep düşmanlar tarafından işgal edilmişti. Bu illerden hasta, yaşlı, çocuk, kadın ve savaşamayacak durumda olan kişiler ağaçlık ve ormanlık bir bitki örtüsüne sahip olan Adıyaman'a sığınmış ve saklanmışlardır. Adıyamanlılar başta Mehmet Ağa olmak üzere gelenlere ev sahipliği yaparak kucak açmış, misafir etmişlerdir. Tüm Hacimolla kökenli aileler, Mehmet Ağa Gürsoy ve dayısı Hacı Mehmet Ali Efendi bu illere asker ve gıda yardımı yapmışlardır. Bu illere Adıyaman'ın ilçelerinden olan Kahta ve Besni gibi ilçelerden de yardım gitmiştir.

Türkiye'nin geri kalmış bir kesiminde bulunan, mahrumiyet bölgesi konumunda ve yoksulluk içersinde yüzen bir ilçe olan Adıyaman'ın il olması için Mehmet Ağa Gürsoy defalarca Ankara'ya giderek milletvekili ve aynı zamanda akrabası olan Hüseyin Fırat vasıtası ile Merhum Adnan Menderes'i bilgilendirerek Adıyaman'ın il olması gerektiğini, coğrafi konumunun buna müsait olduğunu, verimli arazilere sahip olduğunu, çevresinde başta Fırat Nehri olmak üzere birçok nehir ve akarsuyun bulunduğunu anlatarak ikna etmiştir. Ayrıca Adıyaman'ın il olması için Ankara'ya giden heyetlerin başında oğlu Abdulgani Gürsoy da önderlik etmiştir. Bu gayretlerin de sonucu olarak Adıyaman, 1 Aralık 1954 yılında Malatya'dan ayrılarak il olmuştur.

(Adıyaman'ın 1954 yılında il olması için Ankara'ya giden heyetlerden biri, dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı Çankaya Köşkü'nde ziyaret etti. Fotoğrafta önde oturanlar (soldan sağa); Ragip Binzet, A. Gani Gürsoy, Zeki Adıyaman, A. Kadir Taşar, Ömer Özsayın, Osman Koçak, Mkitat Harıkçı. Ayaktakiler (soldan sağa); Mehmet Abacı, Hüsnü Koçak, Aydoğdu Atınç, Hüseyin Fırat, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Sırrı Turanlı, Ziya Tandoğan, Ali Veysi Yaşar, Davuthanlı Hamdi Doğan, Mahmut Yaylagül)

Adıyaman'ın en zengin kişilerinden birisi olan Mehmet Ağa (Gürsoy) Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini görerek adeta yaşayan bir tarih olmuştur. Çocuklarına düşman bırakmamış, babasının döneminden gelen dostlukları çocuklarına kadar taşımış, yaşadığı dönemde Adıyaman ve çevresinde isminden söz ettirmiştir.

Çok çalışmasıyla, edindiği her türlü bilgiyi öğretmen gibi çevresine aktararak memleket ve ülke problemleriyle yakinen ilgilenmesiyle ve çözmeye çalışması ile tanınmıştır. Kendisine danışanların sorunlarını kendi sorunu gibi görüp çözmeye çalışmıştır. Bunları yaparken işsizlere iş kapısı açmanın da mücadelesini vermiştir.

Mehmet Ağa (Gürsoy) özgür düşünen, kılı, kırk yaran, uydurma, mantıksız ve gözü kapalı iş yapmayan, halkı kandırmaya yönelik girişimlere her zaman karşı çıkan ve onları sorgulayan bir kişiymiş. Mehmet Ağa (Gürsoy) hiçbir zaman duyguları ile yola çıkmazmış ve sık sık söylediği bir cümle vardı; “Allah insana akıl vermiş, bir de nefis vermiş. Aklın ile hareket edersen her zaman başarılı olursun. Nefsine uyarak hareket edersen sonun hüsran olur.” Bu cümleyi toplumda her zaman tekrarlardı. Olayları gözlemler ve mantığa dayalı bir yol izlerdi. Düşüncelerini değişik zamanlarda, sohbetlerde anlatırdı. Topluma faydalı, güzel, tatlı, hoş, ahenkli ve çarpıcı her şey onun için kıymetliydi ve bunları beğenirdi. Akılcı ve kalıcı düşünceleri günümüze kadar ulaşmıştır. Sonuç olarak denilebilir ki Mehmet Ağa(Gürsoy) Adıyaman'da yetişmiş, ileri görüşlü, çalışkan, zeki, cesur, sürekli yatırım yapan, yenilikleri ve teknolojiyi takip eden ve çevresine yayarak Adıyaman'da denge oluşturan, insanlara ışık tutan, ayırım yapmadan şahsi serveti, şöhreti ve geniş ailesi ile övünmeyen, vicdanlı, merhametli, hoş görülü, milletine, memleketine, bayrağına ve vatanına bağlı, inançlı, Allah'tan korkan, bir asır yaşamış ulu bir çınardı. Adıyaman'a her yönde büyük katkısı olan, kişisel, mesleki ve ailevi sorunların çözümünü kendisine ilke edinen, insan onuruna yakışır, dürüst, uyumlu, huzurlu ve başarılı bir yaşam edinilmesi için gereken alışkanlıkları çevresindeki insanlara aşılamaya çalışan, onların yaşamını faydalı şekilde değiştirmeye çalışarak doğru ilkelere kavuşturmanın bütün insanlık için faydalı bir hedef olduğuna inanan bir kişiydi.

Bunun içindir ki herkes tarafından sevilir, sayılırmış, başı dara giren Mehmet Ağa Gürsoy’un yanına gelir, fikirlerinden istifade edermiş. Bütün bunlar kendisini Adıyaman'ın Mehmet Ağası yapmıştır ve şehrin kentsel kişiliğine değer katmıştır.

Kentlerin yetiştirdiği tarihten gelen bu gibi değerlere sahip çıkmak, kentlerin tarihi ve kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktarmak ve saklamak hepimizin görevi olmalıdır çünkü bugünün ve yarının kuşaklarına karşı tarihi sorumluluklarımız vardır.

Eskiden beri süre gelen şekilde Adıyaman ili farklı kültürlere, inançlara sahip, farklı coğrafyalardan gelen insanların yurt edinip barış içerisinde yaşadıkları bir şehirdir. Adıyaman; Suniler Aleviler ve Süryanilerin yüzyıllar boyu olaysız bir şekilde bir arada yaşadıkları bir hoşgörü kentidir. Adıyaman'da hiçbir zaman mezhepsel ve etnik maksatlı bir huzursuzluk olmamıştır. Türkiye'nin en huzurlu ve sakin illerinden birisidir. Adıyaman halkı kardeşçe, dostça yaşayıp, kıvançta ve tasada ortaklık fikri ile hareket etmiştir. Yüreği Adıyaman sevgisi ile çarpan, kalemi Adıyaman yazan, Adıyaman'ın gelişimine ışık tutan, öncü olan, yapısına bir tuğla koyan herkese saygı ve sevgi sunuyor, ölenlerini rahmetle anıyor, sevgi ve hoşgörünün hâkim olduğu bir Dünya için hep birlikte el ele geleceğe yürüyebilmeyi temenni ediyoruz.

Aynı zamanda farklı kültür ve inançların buluşma noktası olan Adıyaman, çevre illerden aldığı göç ile o illerin kültürüne de sahip olmuştur. Bu toplumların hepsinin Adıyaman'da emekleri ve alın terleri mevcuttur. Tokat'tan gelip Adıyaman'a yerleşen Mehmet Ağa Gürsoy'un dedelerinin ve kendisinin de kentin taşında, toprağında, suyunda bıraktığı yaşam izleri bir asırdır hala silinmemiştir. Bu bayrağı torunları daha yükseklere çıkarmak için hala mücadele vermektedir.

Babam Mehmet Ağa (Gürsoy) ile uzun yıllar bir arada yaşamam dolayısı ile anılarını sıkça dinlediğim, ailenin geçmişini iyi bilen yaşlı bir ferdi olarak dinlediklerimi, yaşadıklarımı, öğrendiklerimi kitap haline getirmem için tüm aile fertlerimden, akrabalarımdan ve yakın dostlarımdan destek aldığım, başımız dara girdiği zaman O'nu örnek alabilmek ve faydalı olacağına inandığım için; ailem hakkında geçmişe dönük hatıralarımı, Mehmet Ağa Gürsoy’un yaptıklarını ve düşündüklerini bu kitapta kıvançla sizlerle paylaşıyorum. Bu kitap, hayatın bütün sorularına ışık tutarken yaşamımızı zenginleştirecek derslerle dolu olağanüstü bir yaşam hikayesidir. Herkesin yaşamını zenginleştirecek ve ona güzellikler katacak bilgiler içerir, gerçek başarı ve mutluluk sağlar.

İnsanların yaşam kalitesinin yükselmesi için sade ama etkili fikirlerin, olayların bir araya gelmesi insanları başarılı kılmıştır, hızla değişen teknolojiye ayak uydurabilmeniz için öneriler ve tecrübeleri yaşanmışlık ile anlatan bu kitapta keşfedeceğiniz yaşam dersleri ile yeteneklerinizi doruğa çıkararak kendinizin ve çevrenizin yaşam tarzında değişiklikler yaratabilirsiniz.

Babam Mehmet Ağa Gürsoy "Son nefesinizin ardından bırakacağınız mirası her zaman düşünün." derdi.

Saygı ve sevgilerimle...

Mehmet Sadık GÜRSOY