Belli ki önümüzdeki günlerde piyasaya süreceğiniz yeni albümünüze parça aradınız, lakin en son okuduğunuz parçayı çok talihsizce okudunuz Şevval Sam! Sizin o “tekstil parçası” dediğiniz başörtüsü, sahnede bir dikişte okuduğunuz şarkı parçalarına benzemez! Ha pardon… Siz sanatçıydınız (!) değil mi? Hem de elit tabakanın huysuz çocuğuydunuz (!) değil mi, şımarık hanım? Vah, vah, vah, vah… Nasıl da düştüm böyle bir yanılgıya! Öyle ya; sizin gibileri ulu orta her türlü cümleyi kurabilir… Cümlenizin tamamlanmasıyla birlikte insanların kalbi mi kırılmış, kitlelerin özgürlük alanları mı ihlal edilmiş (!) hiç önemli değil! Varsın olsun… Nede olsa aymaz düşüncenize göre içinde bulunmuş olduğunuz o marjinal tayfa (!) toplumun elit kesimi, karşınızdaki yığınlar ise marabadan ibaret! Zaten uzun zamandır albüm çıkarmamıştınız, buldunuz kendinize “tekstil parçası” isimli kafiyeli bir eser (!) bu vesileyle yeniden gündeme gelirsiniz! Loş sahnelere çıkar, parçanın ahengine göre bol bol kıvırır durursunuz (!) fena mı olur..? Şunu bilesiniz ki; “tekstil parçası” diyerek alaya almış olduğunuz o başörtüsü; her inançlı kadının iffeti, namusu ve kutsalıdır. Tekstilden imal edilmiştir, zira başa bağlandığı için kutsaldır. Tıpkı bir bayrak gibi, bir flama gibi… İlim ve irfandan yoksun olmanızdan ötürü, kutsalın ne anlama geldiğinin bilincinde değilsiniz! Bu nedenle dil uzatmaya yelteniyor, alaya alıyor, okkalı gaflara imza atıyorsunuz! Vah vah, vah vah… Acıdım doğrusu kör cehaletinize… Acıdım aymaz söyleminize… Daha doğrusu edepten bihaber yalpalı düşüncenize acıdım…