Bazı canlıların bazı canlılara sahiplik ettiklerini ve yardım ettiklerini görünce; insan denen varlığın geleceğinden korku ve endişeler ayyuka çıkıyor. İnsan,  "bu gidiş nereye?" diye sormadan edemiyor. Sahi bu gidişle nereye?..

*

Koşan, yürüyen, yüzen ve de uçan her canlı, birbirine tahammül ederken ya da içgüdüleriyle anlık ihtiyaçlarını kaşılarken, biz onlara vahşi diyoruz; ama nedense bunlarını hepsini yapan, ama bir türlü birbirleriyle iyi geçinmeyenler, zevk için insanları boğazlayanlara da insan diyoruz işte. Nedir böylesine bir tezat!!

*

İnsanı insan yapan değerler vardır. Bu değerleri toplum için değil de kişisel menfaatler uğruna kullandığında, telâfi zor sıkıntılar ve problemler ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bunun en alasını yaşamaktayız.

*

Şu Eylül ayı galiba garibanların en sevmediği aylardan biri olsa gerek. neden mi?
Çünkü okullar bu ay da açılır,
Öğrencileri üst, baş, kırtasiye alınır masraf,
Her türlü mutfak eşyaları bu aylar da tedarik edilir masraf,
Kışlık yakılan odun-kömür bu ayda alınır masraf,
Kışın yenilecek çeşitli yiyecekler bu ayda hazırlanır masraf,
masraf, masraf...
Irgat diye yaftalanan işsizlerin işi çok zor kışın
Allah yoksulun, garibanın daha çok yardımcısı olsun.(Amin)

*

Bazıları bazılarının aldıkları icazetle atıp tutarak, mangalda kül bırakmıyorlar, an geliyor buz gibi kesiliyorlar. Adım atacak halleri, lâf söyleyecek ağızları, olanları görecek kadar gözlerinin feri, idrak edecek kadar akıl ve ferasetleri.... kalmıyor. Eee ne olacak işte, etme bulma dünyası. Her şeyin bir miadı, vebalı ve cezası vardır, unutmayın!

*

Bir çocuk gördüğünüzde, hele ölmüş bir çocuk gördüğünüzde, kalbiniz sızlamıyorsa, yüreğinizde kıpırdanmalar olmuyorsa, içiniz cızzz etmiyorsa; dönüp insanlığınıza, insan olup olmadığınıza bir daha bakın ve içsel bir muhasebeye girin.

*

Acıyla sarsılan yüreğimde, bitmek bilmeyen bir hüzün...
Çiçek bahçesi umut aşılıyor buluta...
Hüzünler geçici, kederler de biter...
Bu dünya fani, bizi bekliyor ebedi bir hayat.

*

Zalimler için o kadar beddualar ediliyor, ama karşılığını görmüyorlar. Acaba bir yerlerde hata mı ediyoruz? Acaba oluyor da biz mi göremiyoruz?

*

Bir gün sabrınızı ve şükrünüzü yitirirseniz, işte biliniz ki o zaman bitip-yitip yok olmuşsunuzdur.

*

Bıraktılar bir bir, hem de aşikâr.
Terk ettiler beni, hepsi riyakâr.
Boşanırsa bakın, işte hilekâr.
Yaşayamam inan, kayboldum dostum! Yıllar var ki seninle iki canciğer dosttuk. Şimdi ne oldu bize? Ne oldu da bir an da bıraktın beni. Çıkmazlara ve çekilmezlere saldın beni. Depreşen duygularımın dışarı çıkmamasına sebep oldun. Bilmez misin bu kaynamayla bir volkan olur patlarım, etrafımı yıkar yakarın. Bilmez misin?
Acaba bu vakitte kadar çok mu hızlı yazdım da seni yordum ha!

Bilmem ki?

 

Kerim BAYDAK

[email protected]