Günümüz toplumlarında ahlak mefhumu her geçen gün önemini yitirmektedir. Ahlaktan çok ahlaksızlığın ön plan çıktığı yaşayış tarzları gündemi meşgul ediyor. Toplumda ahlak erozyonu hat safhada... Yaşanan deformasyonla ahlaki çöküntünün boyutlarını anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. İnsanların güven duyacakları ve karşılık beklemeksizin yardım edecek birini bulamamaları hayli zorlaştı. Bu güvensizliğin neticesinde, “kurunun içinde yaş ta yanıyor” misali, güven duyulacak insanlara bile şüphe ve endişeyle yaklaşılıyor. İnsanlar yapılan ahlaksızlığın neticesinde, ihtiyaç duyduklarında adaletin gereği gibi tecelli edeceğinden kuşku duymaları,  insanların kendilerini güvenlik zafiyeti içerisinde bulunduklarının bir gösterge olsa gerek. Ahlaki çöküntünün yaşandığı toplumlarda insanlar kendilerini güvende göremezler.
Toplumdaki ahlaki çöküntünün birçok sebebi vardır. Galiba en önemli sebeplerden biri de ilişkileri kuvvetlendiren bağların şer güçlerin, karanlık güçlerin idaresinde olmasıdır. Bunlar teknolojiyi de en iyi şekilde kullanarak, etkili propagandalar yapabiliyorlar.
Çeşitli argümanlarla inanan insanların inançlarını hiçe sayarak, Kur`an ahlakından uzaklaştırarak ve çirkin utanmazlıkları, ar, namus mefhumlarının her türlü sapıklığını yaygınlaştırarak amaçlarına ulaşırlar.
Öyle ki, “Çirkin utanmazlıkların (fuhşun) iman edenler içinde yaygınlaşmasından hoşlananlara, dünyada ve ahirette acıklı bir azap vardır. Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz. (Nur Suresi, 19)” süresinden habersiz olarak, din, ahlak dışı, rüşvet, fuhuş, uyuşturucu kadın ticareti gibi adice yasadışı çirkinlik ve kepazeliklerle inanan insanların ahlakların tarumar ediyorlar.
Din ahlakıyla yetişmiş, inancı kuvvetli insanlar yetişmedikçe bunlarla mücadele etmedikçe mümkün olmayacaktır.
Modernlik, çağdaşlık, özgürlük ve cesaret söylemleriyle ahlaksızlık propagandasını medya yoluyla yatak odalarımıza kadar sokuyorlar. Hiç kimse modernliğe ve çağdaşlığa karşı olmaz, ancak yapılan ahlaksız ve sapıklıkların olağan gibi gösterilmesidir. İnsanlar nefsani vesveselerle, zaman içerisinde nefsini okşayan olumsuzlukları, bir süre olağanmış gibi karşılayabiliyor.
Bencillik, aç gözlülük, acımasızlık, umursamazlık hastalıkları ancak Kur’an ahlakıyla bertaraf edilebilir. Aksi takdirde, refah, huzur, güven duygusu ve mutluluk gibi mefhumlar kelime olmaktan öteye gidemezler. Bu konuda herkese düşen görev ve sorumluluklar vardır.
En güzel kuran ahlakıyla donamış Olan Efendimiz peygamberimizin ahlakıdır. “Ben en güzel güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim( Malik)” hadisiyle ahlakın, özellikle kuran ahlakının ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu bizlere haber veriyor.
En güzel ahlakın Kur’an ahlakı olduğu, dünyaya hâkim olacak ve onlar istemeseler de Allah(cc) yeryüzündeki nurunu kesinlikle tamamlayacaktır.
“Ağızlarıyla Allah`ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O, dini (İslam`ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O`dur.” (Tevbe Suresi, 32-33)
Ahlak, günümüzde çok büyük bir önem arz etmektedir.
Malum günümüzde ahlaki çöküntü had safhaya ulaştı.
Ahlaki erozyona uğramamış bir nesil yetiştirmek temennisiyle…
 
Kerim BAYDAK