Eski MHP Milletvekili Hasari Güler; “Başbakana yalan söylüyorlar”
Eski MHP Milletvekili ve MHP MYK Üyesi Hasari Güler Mercan Televizyonunda gündem ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Mercan Televizyonun ekranlarında Baykan Sarıkaya’nın hazırlayıp sunduğu Mertçe programına konuk olan Hasari Güler, Adıyaman ve ülke gündemine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Adıyaman’ın son 17 yılı ele alındığında ciddi bir gelişmenin olmadığını belirten Güler, çevre illerle kıyasladığında bunun çok rahat görülebileceğini ifade etti.
Güler, programında yaptığı açıklamalarda şunları söyledi; “Bunun nedeni ise Şanlıurfa da sulanabilir tarım arazilerinin %70’i sulanırken, Malatya’da yine sulanabilir tarım arazilerinin büyük bir bölümü sulanabilirken Adıyaman’da ne yazık ki GAP projesi dahilinde sulanabilir tarım arazilerinde ancak %5 gibi çok küçük bir rakamla ifade edilebiliyor. Çamgazi Barajını çıkarırsak bizim bu sulama projemiz yok. Hükümetler bölgesel destekleri yapabilmeler ama Bölgesele desteklemeler yaparken kraterler olur. Eğer Şanlıurfa’da %80 sulama desteği sulamada elektrik enerjisi ile sulanan yerler için % 81 destek var. Kahramanmaraş var, Malatya’da var, Diyarbakır’da var, Adıyaman’da yok ise bu tamamen bizim dışladığımızın, bizim yok sayıldığımızın bir ifadesidir. Çok acı bir şey. Bizi temsil edenler gerek siyasi gerek bürokrasi olarak temsil edenlerin işi çok ciddiye almamalarıdır. Yani bir yerde uygulanan diğer yerde de uygulanır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Bakanlar Kurulu kararı ile tarımdaki enerjilerin bir indirim yapılabileceği haberlerini sıkça okudum. Bende enerji ile sulama yapan bir çiftçi yakını olarak kardeşimi aradım. Fakat bizim faturalarda hiçbir indirim yok. Bunlar son derece yanlış bunun takipçisi olacağız. Gerek biz gerekse medyamız gerek milletvekillerimiz bunu takip edecekler. Eğer var ise böyle bir haksız uygulama o uygulamayı telafi etmek lazım. Eğer siz bölgesel dengeleri iyi tutamazsanız insanımızı üretimden uzaklaştırırsınız. Eğer insanınızı üretimden uzaklaştırırsanız. Nitekim ülkenizi ithalatçı bir konuma getiririsiniz. Tarımla ilgili yayın yapan televizyonları her gün izliyorum. Aşağı,yukarı bin üçyüze yakın tarım kalemini ithal ediyoruz. Yani ihraç ettiğimiz ürünler olmasına rağmen bazen ihraç ettiğimiz ürünleri bile dışarıdan ithal eder duruma geldik. Mesela ayçiçeği taban fiyatları geçen yıl 1lira 40 kuruştu Bugün 1 lira 17 kuruşa düştü. Şimdi tarım girdileri %100 artmış. Mazot 5 liraya çıktı. Gübre 1 liranın üzerinde. Traktör fiyatları yüksek, lastik fiyatları öyle. Tarım girdileri artmasına rağmen fiyatlar geriye düşüyor. Geriye düştüğünde üretici köylü zarar ettiğini bile bile üretimden vazgeçiyor. Üretimden vazgeçmek bir ülkenin karşılaşabileceği en kötü durumdur. İnsanoğlunun kurtuluşu yüksek binalarda değildir. İnsanoğlunun kurtuluşu çok lüks otobanlarda hava yollarında değildir. İnsanoğlunun kurtuluşu topraktadır. Eğer toprağı iyi işleyebilir toprağı gerekeni verebilir, topraktan aldığınızı insanlarınıza dağıtabilir, onları o şekilde besleyebilirseniz ancak insanlığı kurtarabilirisiniz. Yani dünya üzerinde7 milyar bir çok insan yaşıyor. 7 milyar insanın 2 milyarı açlık ve sefaletle uğraşıyor. Bunun için bizim mutlak süratte tarım kesimini desteklememiz lazım. Biz tohumda dışa bağımlıyız. Domates, salatalık, biber kavun karpuz vs. sayabileceğimiz birçok kalemin tohumunu dışarıdan alıyoruz. Ne yazık ki modern şartlarda bizim tarım imkanımız yok. Enerji pahalı, bol sulama imkanımız yok. Gübre pahalı bol gübre veremiyoruz. Mazot pahalı tarlamızı istediğimiz gibi süremiyoruz. Yani Adıyaman’da bir tarım memleketi neticede ovalara baktığımız zaman yaz mevsiminde bakarsınız sap sarı başka zaman baktığını zaman yemyeşil ovalar ama bunu devam etmesini arzularız. Bahçelerin bağların çoğalmasını yani katma değeri yüksek ürünlerin yetiştirilmesine arzu ederim.
Eğer siz bir şeyleri istemesini bilmezseniz Adıyaman halkını saf yönüne koyarsanız. 855 eserin açılışına geldi. Sayın Başbakan derseniz. Bunu haftalarca reklam, yaparsanız. Bende bu memlekette yaşıyorum. 855 proje çok büyük bir projedir. Eğer bu kadar proje hayata geçirilmiş ise onu kim yapmış ise ellerini öper saygı duyarım. Ama kimse halkın hafızası ile dalga geçemez. Onu saf yerine de koyamaz. 855 eser var ise koysunlar ortaya görelim. İnternet sitesine koysunlar tek tek sıralasınlar. Basına versinler televizyonlara çıkıp açıklasınlar. Böyle bir şey yok. Şimdi sayın Başbakanı yanıltıyorlar. Sayın Başbakana yalan söylüyorlar. Daha önce Cumhurbaşkanı’na söyledikleri gibi, Sayın Cumhurbaşkanı Adıyaman’a geldiğinde bu Atatürk bulvarının güzelliğinden bahsetti. Belediye başkanına teşekkür etti. Bu Atatürk bulvarı 2002 yılında bitirilmiş tamamlanmış bir karayolları projesidir. Belediyenin burada hiçbir emeği hiçbir hizmeti yoktur. Yine Başbakanı aynı şekilde yanıltmak için yanlış bilgi veriyorlar. Sayın Başbakanda her Adıyaman’a geldiğinde işte şu kadar eser açtık diyor ve onun içinde Adıyaman kalkınmış iller arasında yer alıyor. Yollar yapılıyor ya onu Gaziantep, Denizli ile aynı kategoriye koyuyorlar. 855 proje her Başbakan Adıyaman’a geldiğinde 800-500 tesis açılışını yapıyorsa o zaman Adıyaman gelişmiş demektir. Bunlar halkın hafızası ile alay etmek ve halkı ciddiye almamaktır. Halka karşı saygısızlıktır. Yapılanları taktir ile anarız. Elbette yapılacaktır. Devletin devamlılığı söz konusudur. Dün iktidarda olanlar bir şeyler yaptılar. Bugün iktidar olanlar bir şeyler yapıyorlar. Yarın iktidar olanlar ise bir şeyler yapacaklardır. Çünkü memleketin bir çok şeye ihtiyacı var. Başbakan’ın karşılanmasında siyasi iktidarlar ellerinden geleni yaparlar ama beş tane milletvekili, bir tane il belediye başkanı birkaç tane de ilçe ve belediye başkanı olan, il genel meclisinde ezici çoğunluğu olan bir siyasal iktidar eğer kendi başbakanını yanıltıyorsa kendi başbakanını halkın nezlinde küçük düşürüyorsa bu affedilir bir şey değildir.
Devletin başını yanıltmaya, aldatmaya ve yalan söyleme teşvik etmeye kimsenin hakkı yoktur. Yapılan hizmetleri hepimiz takdirle karşılıyoruz ama yapılmayan şeyleri yapılmış gibi göstermekte hiç hoş değil. Eğer 74 hizmetin açılışı yapılmasına rağmen Sekizyüzellibeş rakamı yazılmışsa o zaman yetkililer hakkında yasal işlem yaparım. Çünkü ülkenin Başbakanı’nı aldatmaya hiç kimsenin hakkı ve hukuku yoktur. Seversiniz sevmesiniz ama bu ülkenin Başbakanıdır. Yani o noktada Adıyaman sınıfta kalmıştır. Ama şunu da söyleyelim zaman zaman biz köylere gidiyoruz. Ak partinin adayları da gidiyor. Yani köylü vatandaşımız siz neden zahmet ettiniz diyor. Niye yoruldunuz diyor. Biz size zaten oy vereceğiz siz gelseniz de olur. Gelmeseniz de arabalarınıza yazık yollarımız bozuk. Onlara acıyorlar oysa eğer bu davranışımız devam ettirirsek işte seçtiğiniz Milletvekilleriniz sizi adam yerine koymaz. Seçtiğiniz belediye başkanlarınız sizi adam yerine koymazlar. Sizin hafızanız ile alay ederler. Sizi ciddiye almazlar. Oy verirsiniz ama verdiğiniz oyun hesabını da soramazsınız arkasından gidersiniz. Yanlışa yanlış demek bir erdemliktir. Eğer siz yanlışı alkışlarsanız o yanlışın içerisinde olanlar o yanlışı yapmaya devam ederler. Demokrasilerde halk denetim görevini yerine getirmek ile mükelleftir. Oy vermekle kurtulmuyor. Oyunu verdin oyunu verdiğin parti benim ideallerimi benim düşüncelerimi benim hayat tarzımı benim daha iyi yaşayabilmem için benim gelecekte çocuklarımın huzur ve rahatı içerisinde kardeşçe yaşayabilmesi için nelerin yapılması gerektiğinin hesabını soracaksınız. Eğer sormazsanız işte 5 yılda bir hatırlanan 5 yılda bir yanına gidilen insanlar olmaktan öteye gidemezsiniz. Mutlaka Milliyetçi Hareket Partisi bütün seçimlere her zaman hazırdır. Nitekim bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi ilk defa Türkiye’de konulu dokuz bölgemizde 19 tane miting düzenlemiştir. Bursa’da kuruluş İzmir’de bayrak, Adana’da vatan, Elazığ’da kardeşlik mitingi altında mitingler yapılmaktadır ve bu mitinglere de halkımızın katılımı yoğun olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi Hakkari’den, Edirne’ye kadar Sinop’tan Hatay’a kadar her seçim bölgesinde seçimlere ciddi bir şekilde hazırlanmaktadır.” dedi.
